Bütün gün çalıştım, kendimi çok bitkin hissediyorum; sürekli oturduğum hâlde nasıl bu kadar yorgunum anlamıyorum; vücudum kırılıyor, sanırım hasta olacağım gibi şikâyetleriniz mi var? Bu şikâyetlerinize üşengeçlik, isteksizlik, motivasyon eksikliği, sebepsiz gibi görünen ağrılar ve uyanmakta zorlanma gibi belirtiler de eşlik ediyorsa kronik yorgunluğa yakalandığınızdan endişe edebilirsiniz. Günümüzde yaygın olarak görünen bu rahatsızlık, hayat kalitesini yükseltmenin önündeki tehditlerden biri.
Kronik Yorğunluk Bir Hastalıktır
Araştırmacılara göre kronik yorgunluk, fiziksel yorgunluktan farklı olarak, dinlenmekle geçmiyor. Hastalık olarak kabul edilen bu yorgunluktan kurtulmak için hekime başvurmak ve yaşam tarzını değiştirmek oldukça önemli.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Jan Klod Kayuka, bu hastalığın, metabolizmayı düzenleyip vücudun tekrar yeterli enerjiyi üretmesini sağlayarak tedavi edilebileceğini belirtiyor.
Kronik yorgunluk mevsim geçişlerinde daha sık görülüyor. Fakat aşırı efor gerektiren işlerde çalışanlar, sporcular, öğrenciler, beyin gücünü uzun süre kullanmak zorunda olanlar, yaşlılar, ameliyat olanlar ve grip geçirenler kronik yorgunluk için daha fazla risk taşıyor. Dr. Kayuka, doğru tedavilerle kişilerin kısa zamanda eski enerjik günlerine kavuşabileceğini de ekliyor.
Belirtilere Dikkat!
- Sabahları zor uyanma
- Yeterli uykuyu alamama hissi
- İşe kendini verememe
- Motivasyon eksikliği
- Erken yorulma
- Kas ağrıları, vücutta şişlik, kabızlık
- Beklenmedik kilo artışı
- Hastalıklar (şeker hastalığı, kan hastalıkları, vitamin eksiklikleri, tiroit hastalıkları, depresyon, karaciğer hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları, düşük veya yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları vs.)
Doktora Ne Zaman Başvurulmalı?
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Terzihan, kronik yorgunluk için şu önerileri yapıyor: “Hâlsizlik yakınmasının on beş günden uzun sürmesi ve günlük aktiviteyi bozması durumunda kesinlikle hekime başvurulmalı. Hastanın şikâyetlerini açıklayacak ve sorunu ortadan kaldıracak bir çözüm bulunamadığı durumlarda ise psikiyatrik değerlendirmeler yapılmalı.”
Terzihan’ın tespitlerinden hareketle, kronik yorgunluğun depresyon ve ruh hâli bozukluklarından kaynaklanabileceğini de akılda bulundurmalı.
Sağlıklı Beslenme Şart
Sağlıklı beslenme, sebze ve meyve içeren, kuru baklagillerin de yer aldığı, üç ana öğün ve ara öğünlerden oluşan beslenme şeklidir. Gün içindeki kan şekeri dalgalanmalarını önlemek için glisemik yükü düşük (kiraz, üzüm, kayısı, buğday, bulgur şehriye, çavdar ekmeği, soya fasulyesi, domates…) ve posalı besinler (fasulye, nohut, bezelye, mercimek, yulaf kepeği, marul, kereviz, karnabahar, brokoli, ıspanak) seçilmeli. Rafine karbonhidratlar (beyaz un ürünleri, beyaz şeker ürünleri, beyaz pirinç ve beyaz makarna) mümkün olduğunca az ve dikkatli tüketilmeli. Ayrıca sebzelerin vitamin değerlerini kaybetmemeleri için buharda pişirme yöntemleri de tercih edilebilir.
Hareketsiz Olmaz
Kendimizi hâlsiz hissettikçe genellikle dinlenmek için fırsatlar kollama eğilimi gösteririz. Oysa ki, kronik yorgunluğun asıl çözümü hareket etmektedir. Bu durumla mücadele etmek için en ideal olan haftada en az üç gün, toplam üç saat hareket etmek ve iki egzersiz arasında bir günden fazla bırakmamaktır.
Pratik Tavsiyeler
- Sigaradan uzak durun
- Uyku saatlerinizi düzenleyin
- Bol bol egzersiz yapın
- Bol su tüketmeye özen gösterin
- İş stresini yönetmeye çalışın
- Beslenme probleminiz varsa vitamin desteği alın
Eğer kronik yorgunluk şikâyetleriniz varsa sigaradan uzak durmaya, uyku saatlerinizi düzenlemeye, bol sıvı tüketmeye çalışın! En önemlisi, daha aktif bir hayat tarzına geçmeye gayret edin. Unutmayın, ne kadar hareket, o kadar az yorgunluk!