Muska takmak işe yarar mı?

Peygamber Efendimiz gerek manevi gerekse maddi hastalıklardan kurtulmak için bizleri tedavi olmaya teşvik etmiştir. Konuyla ilgili bir hadiste, “Tedavi olunuz. Yüce Allah, ihtiyarlık hariç her hastalığın şifasını takdir etmiştir.” (Ebû Dâvûd, Tıp 1) buyurmuş, böylece insanları bir taraftan tedavi olmaya teşvik ederken diğer yandan da her hastalığın bir çaresi olduğunu ifade ederek bizleri araştırmaya yönlendirmiştir. Aynı hususun ifade edildiği bir diğer hadis ise şu şekildedir: “Allah, hiçbir dert göndermemiştir ki dermanını da göndermesin.” (Buhârî, Tıp 1)

Rahatsızlıktan kurtulmak için iki usul vardır: Tıbbi tedavilere başvurmak ve Kur’an ile sünnette yer alan bazı ayet ve duaları okumak. Bunlardan birincisi, sebepler planında ilk başvurulması gereken yöntemdir. Çünkü doktora giderek, ilaç kullanarak hastalığın izalesine çalışmak, sebeplere müracaat bakımından hem bir vazifedir hem de fiilî bir duadır.

İster maddi isterse manevi olsun, zikrettiğimiz her iki tedavi usulü de hastalığın iyileşmesi adına başvurulan birer sebeptir; yoksa derdi veren Allah olduğu gibi dermanı ve şifayı veren de odur. Kur’an’da Hz. İbrahim’in, “Hastalandığımda, odur bana şifa veren.” (Şuarâ suresi, 26/80) sözüyle bu hakikate işaret edilmiştir.

Muska takmak
dindarlık mıdır?
Muska takarak tedavi olmak, dindarlığın bir gereği değildir. Dindarlığın gereği, doğrudan Allah’a sığınmak, dua ile Allah’tan yardım istemek ve sadece ona tevekkül etmektir. Nitekim Peygamber Efendimiz bu hakikati dillendirmek için, “Ümmetimden yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden cennete girecektir!” buyurduğunda kendisine, “Ey Allah’ın resulü, bunlar kimlerdir?” diye sorulmuş, Efendimiz de şöyle cevap vermiştir: “Onlar, kendilerini dağlatmayanlar, rukyeye başvurmayanlar, uğursuzluğa inanmayanlar ve Rabb’lerine tevekkül edenlerdir!” (Müslim, İman 371)

Dinimizde okuma ve dua yoluyla şifa
Dinimizde okuma ile, yani dua yoluyla tedavi (rukye) caizdir. Çünkü bu konuda pek çok hadis vardır. “Biz Kur’an’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz.” (İsrâ suresi, 17/82) ayetinin bu hususa işaret ettiğini söyleyebiliriz. Yani gerek Kur’an’da yer alan bazı ayetleri gerekse Peygamber Efendimiz’den rivayet edilen duaları vesile edinerek Allah’tan derdimize derman vermesini dileyebiliriz. Sahabe zamanında yaşanan şu hadise, okuyarak tedavi olmanın cevazına delil olarak gösterilmiştir:

“Biz, Allah resulünün gönderdiği bir seferdeydik. Bir yerde konakladık. Yanımıza bir cariye gelip, ‘Obamızın efendisi Selim’i zehirli bir hayvan soktu. Onunla meşgul olacak erkekler de şu anda yok. Sizde rukye yapan biri var mı?’ dedi. Bunun üzerine rukye hususunda maharetini bilmediğimiz birisi kalkıp o cariye ile gitti ve adama okuyuverdi. Adam, Allah’ın izniyle, iyileşti. Kendisine otuz koyun verdiler. Bize sütünden içirdi. Ona, ‘Yahu, sen rukye bilir miydin?’ dedik. ‘Hayır, ben sadece Fatiha okuyarak rukye yaptım.’ diye cevap verdi. Biz kendisine, ‘Allah resulüne sormadan bize hediye ettiklerine dokunma!’ dedik. Medine’ye gelince durumu Peygamberimize anlattık. Efendimiz, rukye yapan kimseyi tasdik etme edasıyla, ‘Fatiha’nın tedavi maksadıyla okunacağını nereden öğrendin? Verdikleri koyunları paylaşın, bir hisse de bana ayırın.’ buyurdular.” (Buhârî, Tıp 39)

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar