Hasan Çağlayan
Sabahı sever misin? Ben severim. Hani, taze bir sabah, kıpır kıpır. Çay simit ister misin? Ben isterim. Çayım demli olsun; simit çıtır. İstanbul'da,...
Hasan Çağlayan
Ben bir derim; sen iki. On, on bir, on iki… Işıkları söndü koğuşun. Ortam, oldukça sessiz. Gözümüzde uyku. İçimizde boşluk. Geçen günleri yine...
Hasan Çağlayan
Öyledir, keder içinde bile güzeldir meltem. Tatlı bir esinti duyuyor musun kalbinde? Turnalar geçiyor. Gaydalar çalıyor. Göç başladı; görüyor musun? Telli turnalar, allı...
Hasan Çağlayan
Yıldızlı bir kervandı, gelip geçti ramazan. Öyle ya, her zaman gelen gider. Sahurlar, iftarlar, kandiller gitti; üzülme, yeniden gelecekler. Üzülme, gelirler bereketlerle. Giderler cevherler saçarak...
Hasan Çağlayan
Şimdi serin bir rüzgâr. Yollarda sapsarı yapraklar. Sıra sıra gittiler göçmen kuşlar. Geldiler hüzün ve hazan. Her yerde anılar, her yerde güller Ali...
Hasan Çağlayan
Kandil geceleri geliyor. Peş peşe geliyor. Kandil geceleri nasıl da nurlu, nasıl da aydınlık. Oruçlu bir günün tadı nasıl da pırıl pırıl! Akşamı...
Hasan Çağlayan
Bahçeler rengârenk, işte güz. Doğum gününüz. Güzün sonbahar oluşu ne de güzel; her yer çiçek, yer gök yaprak. Ama siz ansızın gittiniz. Ama...