Talha b.Ubeydullah

Peygamber Efendimiz bir gün arkadaşlarıyla beraberken "Ne oldu ki ben fâsih dostumuzu göremiyorum?" diye sordu. Tarif ettiği ve görmeyi arzuladığı sahâbi Talha b. Ubeydullah'tı.

Soyu Peygamber Efendimiz ve Hazreti Ebû Bekir’le dedelerinde birleşen Hazreti Talha b. Ubeydullah, Mekke’nin önde gelen tüccarlarından birisiydi. Zenginliğini ve soyluluğunu güler yüzü ve cömertliğiyle süslüyordu. Eli açık ve insanlara karşı çok nazikti. İyi bir aile babasıydı. Hitabet alanında yetkin olan bu güzide insan, efendimiz tarafından çok sevilirdi. Çeşitli vesilelerle ona “Talhatü’l-hayr”, “Talhatü’l-feyyaz” “Talhatü’l-cûd” şeklinde iltifatlarda bulunmuştu. “Hayırlı Talha”, “Feyizli Talha” ve “Cömert Talha” anlamlarına gelen bu iltifatlar, belki de onun hayatının özetiydi

İki Dost

Hazreti Talha, ticaret için gittiği Basra’da bir rahipten efendimizin peygamberliğini ilan ettiği haberini alır. Mekke’ye döner dönmez Hazreti Ebû Bekir ile buluşur. İşin aslını ilk kaynaktan öğrenir. Onun vasıtasıyla peygamber efendimizin huzuruna çıkıp İslam ile şereflenir. “İki emniyeti bir arada vermem,” düsturunca müşriklerin işkencesi ile karşı karşıya kalır. Baskı, tehdit, eziyetler… Kendi öz kardeşi, baskıcıların ve işkencecilerin başındadır. Günlerce aç susuz bırakılır. Elleri boynuna bağlı olduğu hâlde sokaklarda dolaştırılır. Hakaretler de cabası! Ne var ki inancından bir an bile vazgeçmez ve güzel bir sabırla sabreder. Bu işkenceler esnasında Hazreti Ebû Bekir’le aynı ipe bağlandığı için her ikisi de “karneyn” yani iki dost diye anılır.

Uhud’da efendimizin etrafında adeta bir pervane gibi dönen Hazreti Talha, onu korumak için canını hiçe sayar. Vücudunu, efendimize gelebilecek taş, ok, mızrak ve kılıçlara siper etmekten çekinmez. Hatta peygamberimize gelmekte olan bir oka elini uzatır ve ok eline saplanır. O kadar çok yara alır ki, bir ara kan kaybından bayılır.

Yüzüne su serpilip kendine gelince, Allah resulünün de iyi olduğunu öğrenir. Bu güçle yeniden mücadelesine döner. Efendimiz, “Allah’ım ona şifa ve kuvvet ver!” diye dua eder. Savaş tüm şiddetiyle devam ederken bir ara yükseklere çıkmak icap eder ama efendimizin iki zırhı üst üste giydiği için Uhud Kayalığı’na tırmanması güçtür. Hazreti Talha, efendimizi sırtına alıp yukarılara çıkarır. O gün 75 yerinden yaralanan değerli sahabi, efendimizin “Cennet Talha’ya vacip oldu. Talha cennete girecek bir iş yaptı.” müjdesine nail olur.

Sadakat

Bir gün sahabelerden birisi “Müminler içerisinde öyleleri vardır ki Allah’a verdikleri söze sadakat gösterirler. Onlardan kimi, canlarını feda etti kimi de bu şerefi beklemektedirler.” ayetindeki şehit olmayı bekleyenlerin kimler olduğunu sorar. Peygamberimiz cevap vermez. Sahabi soruyu üç kere tekrar eder fakat yine cevap yoktur. Tam o sırada üzerinde yeşil bir elbise ile Hazreti Talha mescide girer. Onu görünce peygamber efendimiz, “Soruyu soran nerede?” buyurur. Sahabiye “İşte bu, şehit olmayı bekleyenlerdendir.” der.

Hayatını istikamet üzere yaşayan büyük sahabi, efendimizin vefatına çok üzülür. Efendimize vahiy katipliği de yapan Hazreti Talha, hayatının her alanını dini için mücadeleye ayırmıştır.

Peygamber Efendimizden sonra da hizmetlerine devam eden bu kutlu zat, 64 yaşında şehit olur. Kabri ise Basra yakınlarında bulunmaktadır. Başta efendimiz olmak üzere ona ve tüm sahabeye salat ve selam olsun!

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar