Çoğumuzun “başucu kitabı” diye değerlendirdiği birkaç sabit kitabı vardır. Ferahlamaya, rahatlamaya ihtiyacımız olduğunda, güvenli alanımıza dönmek istediğimizde bu kitapların sayfaları eski dost gibi açılır önümüzde. Defalarca gördüğümüz kelimelerde, onlarca kez altını çizdiğimiz cümlelerde izini sürdüğümüz bir şey vardır. Sonunu biliyor olmak, kitabın tadından bir şey eksiltmez böyle durumlarda. Aradığımız şey hikâyenin kendisi değil, bizim onda bulduğumuzdur çünkü.
Peki ya eli hep aynı kitaba giden kişi çocuğunuzsa? Dönüp dolaşıp aynı kitabı eline alan ve ona okumanız için getiren bir çocuğunuz varsa bir yerden sonra bunu sıkıcı bulmaya hatta kaygılanmaya başlamış olabilirsiniz. Endişeye mahal yok, çünkü size harika haberlerim var!
Güvenli Ortam
Yenilikler heyecan verici olsa da bir çocuk tanıdık ortam ve kişilerin arasında kendini daha rahat ve güvende hisseder. Hikâyenin nereye gideceğini, tanıdık karakterlerin ne söyleyeceğini biliyor olmak, çocuğun güvenli alanıdır. Bazı özel durumlarda aynı kitabı okuma isteğinin arttığını gözlemliyor olabilirsiniz. Mesela taşınma, okul değişikliği, aile ortamındaki büyük bir yenilik durumlarında çocuğun güvenli alana duyduğu ihtiyaç artabilir. Kontrol edemediği değişikliklerle başa çıkma yolu olarak bildiği bir hikâyeye sarılmak isteyebilir. Kendine çözüm bulmuş olması bir yana, bu durum size çocuğunuzun iç dünyası hakkında ipuçları verebilir.
Kelime Haznesi
Bir çocuk için yeni kelimeleri öğrenmenin en kolay yolu onları tekrar etmektir. Çocuk aynı kitabı her dinleyişinde (ya da okuyuşunda) kelimelerin cümleye kattığı anlamı biraz daha pekiştirecektir. Bir okuyuşta dikkatini çeken kelimeyi sonraki okumalarda anlamını bilerek dinleyecek, böylece cümle içindeki duruş sebebini, farklı kontekslerde nasıl kullanıldığını kavrayacaktır.
Yapılan bir çalışmada, aynı kitabı defalarca okuyan çocukların kelime haznesinin farklı farklı pek çok kitap okuyan çocuklara göre daha zengin olduğu tespit edilmiş!
Kitaplarla Dost Olmak
Dönüp dolaşıp aynı kitaba gelse de bir çocuğun okuduğu kitaptan zevk alması, gelecek hayatında kitaplara ve okumaya olan bakışını etkileyecek bir durumdur. Onlarca farklı kitabı oflaya poflaya, sırf siz ya da öğretmeni zorluyor diye okuması, onu kitaplardan hoşlanmayan bir yetişkine dönüştürebilir. Kendi seçimini yapabildiği, özgürce sevdiği şeyle (bir kitapla!) vakit geçirebildiği takdirde okuma eylemine karşı pozitif bir bakış geliştirmesi mümkündür. Öte yandan, sevdiği bir kitabı her gün bıkmadan sizden dinlemek isteyen bir çocuğunuz varsa seçimlerine saygı duymanızı bekliyor olabilir. Bir yerden sonra “hadi farklı bir şey okuyalım artık” deyip onun seçimini reddederseniz kitaplarla olan ilişkisi bundan yara alabilir.
Güzel Hatıralar Biriktirmek
Çocuğunuz büyüdüğünde, muhtemelen ona okuduğunuz 1000 farklı kitabı hatırlamayacak. Fakat her akşam birlikte okuduğunuz “o kitap” en tatlı hatıralarından biri olarak kalacak. Bir kitap vesilesiyle sizinle kurduğu bağ, kitabın metnini unutsa da ona hissettirdiği duygular, iç dünyasında güçlü ve sağlam bir birey inşa edecek.
Akıcı Okumak
İlk kez karşılaştığı bir kitabı okumaya çalışan çocuk her kelimeye tek tek odaklanmak ihtiyacı hisseder. Aynı çocuk bildiği bir kitabı okurken kelimelerin sıralanışını neredeyse ezberlediği için rahatlıkla okumaya devam eder. Dolayısıyla okumayı yeni öğrenen çocuklarda yarattığı özgüven hissi için de aynı kitapların okunması değerlidir.
Anlama Kabiliyetleri
Okuma eylemi sadece yan yana sıralanan kelimelerin seslendirilmesi gibi mekanik bir iş değildir. Kelimelerin oluşturduğu cümlenin anlamını kavramak, bunun da ötesinde, hikâyenin elementlerini görebilmek gerekir. Hikâyenin teması nedir, karakter gelişimi nasıl olmaktadır, çatışma ve çözüm nasıl verilmiştir gibi soruların cevabı, anlama kabiliyetleri geliştiğinde verilebilir. Aynı kitabı tekrar tekrar dinleyen/okuyan çocuk, her okuma deneyiminde yeni bir boyutu kavrar. Okumanın mekanik bir eylem olmadığını, kelimelerin farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebileceğini anlar.