Niçin Oruç Tutuyoruz?

İnananlar sadece Allah’ın rızası için oruç tutarlar. Oruç tutan insan, bir ay sonunda mutlaka pek çok kazanım elde eder fakat asıl büyük müjdeye bu güzellikleri bütün hayatına yaydığı zaman ulaşır.

Orucun insana pek çok faydası vardır. Şimdiye kadar bilim insanları, bunların bazılarını ortaya çıkarmıştır. Ancak biz oruç tutarken bunları düşünmüyoruz. Çünkü biz, ibadetlerimizi faydalarını düşünerek değil, “Allah emrettiği için”, “O’nun rızasını kazanmak” amacıyla yaparız. ‘Faydalar, oruç tutmak için en fazla teşvikçi olabilir, daha ötesine geçemezler.’ vurgusuyla bu yazıda orucun bazı neticelerine dikkat çekmek istiyorum.

ORUÇ, KENDİNİ KONTROL ALTINA ALMAKTIR
Oruç, Arapçada bir şeyden uzak durmak, kendini tutmak manasına gelen “savm” kelimesiyle ifade edilir. Savm, bir kimsenin, ibadet niyetiyle, imsak vaktinden güneşin batışına kadar yeme-içme gibi beşerî ihtiyaçlarına karşı kendisini tutup kontrol etmesi, bu ihtiyaçlarını bir süre ertelemesi demektir. Oruç ve diğer ibadetler “taabbüdî”dir, yani Allah emrettiği için, O’nun bildirip gösterdiği şekil ve zamanda ve Allah’ın istediği kadar yapılırlar.

ORUCUN ÖZÜ TAKVAYA ERİŞMEKTİR
İbadetlere Allah rızası dışında başka düşünceler girdiği zaman, o ibadeti boşa çıkartır. Biz jimnastik yapmak için namaz kılmadığımız gibi, perhiz, diyet veya midemizi dinlendirmek için de oruç tutmayız. Bunlar orucun tabii neticeleri olabilir. Ancak oruçta niyet, diyet olursa, aç kalma sağlık açısından bazı faydalar sağlayabilir, fakat bu Allah için tutulan bir oruç olmaz. Kur’an’da oruç emrinin bildirildiği Bakara Suresi 183. ayetin son kısmı orucun önemli neticelerinden birini de vurgular: Takvaya erişmek. Takva, “vikâye-korunma” kökünden gelir. Bu da, kişinin kendisini dünya ve ahirette zarar getirecek şeylerden koruması demektir. Netice olarak biz orucu tutarız, o da bizi tutup takvaya ulaştırır.

YALAN, GIYBET, DEDİKODUYA KARŞI DA ORUÇ TUTULMALI

Oruç bize, günahtan uzak durabileceğimizi gösterir. Mü’min, Ramazan’da beşerî ihtiyaçlarından uzak durduğu gibi orucunu manen sakatlayan, yalan, iftira, gıybet, kul hakkı gibi kötülüklerden de uzak durur, durmalıdır. Bir ay boyunca yalan söylemeyen, iftira atmayan, gıybete girmeyen, hakaretten uzak duran bir insan, bu tür insanı değersizleştiren günahlardan uzak yaşamanın mümkün olduğunu öğrenmiş olur. Orucun kazanımlarından biri de bir ay uzak kalınan günahlardan ömür boyu kaçma konusunda fikir vermesi ve yol göstermesidir.

ORUÇ SABRI ÖĞRETİR

Allah Resûlü (sas), “Oruç, sabrın yarısıdır.” (İbn-i Mâce, sıyam 44) buyurur. Oruçla sabrı öğrenip hayatına tatbik edemeyen bir kimsenin başka şekilde sabrı öğrenmesi zor olacaktır. Her zaman yediğimiz, yiyebildiğimiz bir yiyeceği oruç tutarken, iftar vaktinden önce yiyemiyoruz. Suyu çok arzulasak da, açlık başımıza vursa (!) da, o ‘son 5 dakikayı’ beklemek zorundayız; tek başımıza da olsak, hiç kimse (!) bizi görmese de… Evet, Ramazan’da oruçla, arzuların sadece Allah’ın emriyle ve O’nun rızasını kazanmak için ertelenebileceğini, önümüzdeki yemeğe ‘yiyebilirsiniz’ izni gelinceye kadar sabredebileceğimizi öğreniriz. Ramazan’da esaretinden kurtulma imkânı kazandığımı arzulara karşı Ramazan sonrası daha hazırlıklı olabiliriz.

GÜZELLİKLER BÜTÜN BİR YILA YAYILMALI
Ramazan’da oruç tutarak, normalde yapamayacağımızı zannettiğimiz pek çok şeyi yapabileceğimizi görüp öğrenmiş oluruz. Bu kutlu aydan sonra, biz Müslümanlara düşen vazife; bu bir aylık kulluğu, Ramazan’daki yoğunluğunu biraz hafifleterek bütün bir yıla yaymaktır.

Işte asıl büyük başarı budur!

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar