Dua mı Edelim, Doktora mı Gidelim?

"Son zamanlarda sıkça duanın tıbba, tıbbın da duaya alternatif olamayacağını duyuyorum. Bununla birlikte başta Bedîüzzaman olmak üzere, görüşlerine itibar ettiğim pek çok kimsenin tedavi için dualara sarıldığını biliyorum. Bu konuda bir uzman olarak ne tavsiye edersiniz? (Rumuz: İlaç)"

Sevgili İlaç, bu soruya cevap vermeden evvel, görüşlerine itibar ettiğini söylediğin birinden, Bedîüzzaman Said Nursi’den alıntılayarak kader hakkındaki temel bir kuralı hatırlatmak istiyorum: “İzzet ve azamet ister ki, esbap perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında; tevhid ve celal ister ki, esbap ellerini çeksinler tesir-i hakikiden.”

Allah’ın azameti, yani büyüklüğü sebeplerin olmasını; tevhidi, yani birliği de bütün sebeplerin asıl tesirden ellerini çekmesini gerektirir. Bir insan tıbbi teşhis ve tedavilerini yaptırır; ilaçlarını alır, gerekiyorsa ameliyat dahi olur; yalnız bir şartla: Hakiki şifanın her zaman Allah’tan geleceğini bilir. Hz. İbrahim gibi, “Hasta olduğum zaman bana ancak Allah şifa verir.” der. (Şuarâ sûresi, 26/80) İşte yukarıda arz etmeye çalıştığım denge budur. Sonuna kadar sebeplere uyma; bununla birlikte hakiki tesir sahibinin ve şifa verenin Rabbimiz olduğunu akıldan çıkarmama.

Geçtiğimiz yıl vefat eden Amerikalı kardiyolog ve Boston’daki Zihin Beden ve Tıp Enstitüsü’nün kurucusu Harvard’lı bilim adamı Prof. Dr. Herbert Benson, yaptığı 30 yıllık araştırmalar neticesinde, duanın insan fizyolojisi üzerindeki olumlu etkilerine; duaların stresi gideren, bedeni sakinleştiren ve iyileşmeyi hızlandıran etkisine dikkat çekiyor. İnsanların dua ederken yaşadıkları değişiklikleri beyin MR’larıyla izleyen Benson, duanın hastalıkların yüzde 60-90’ında iyileştirici etkisi olduğunu iddia ediyor.

Madde de Lazım, Mana da

Mana ve madde birbirinin alternatifi değil; bilakis yekdiğerinin tamamlayıcısıdır. Maddeyi mananın, manayı da maddenin yerine koymak büyük bir hatadır; zira kulvarları başkadır. Madde tanık olduğumuz aleme, mana ise şahit olmadığımız alemlere ait bir kavramdır. Bir mesele; bir sebep on hikmet barındırabilir. Sebepler dünyaya ait iken hikmetleri ahirete ait olabilir. Madde manadan, mana da maddeden ayrı düşünülürse çoğu kere gerçek anlaşılamaz.

Kur’an-ı Kerim’in şifa olması da meselenin bir başka boyutudur. Yüce kitabımız cehalete, inkâra, şirke, nifaka, tereddüde ve sapkınlığa çare ve devadır. Bunun yanında hemen her alanın “imanlı” uzmanları, kendi perspektiflerinden bakarak Kur’an’ın sağaltmasıyla ilgili ipuçları bulabilirler. Söz gelimi bir sosyolog Kur’an’ın yardımıyla toplumun hastalıklarına reçeteler üretebilir. Bir psikolog, ferdi hayatın ve zihnin düzenlenmesinde Kur’an’dan yararlanabilir. Meşhur Tefhîmü’l-Kur’ân tefsirinin yazarı, Pakistanlı âlim ve düşünür Mevdûdî’nin ifadesi ile Kur’an “bütün zihinsel, psikolojik, ahlâkî ve toplumsal hastalıklara şifa”dır.

Önce Sebeplere Riayet, Sonra Tevekkül

Sorunuzdaki Bedîüzzaman vurgusuna gelecek olursak… Üstat zamanında nitelikli bir sağlık profesyoneline ulaşmak oldukça zordu. Özel durumundan dolayı güvenebileceği bir uzman bulması, ona muayene olması, hastalığının teşhis edilmesi ve sonrasında kendisine tavsiye edilen tedavi yöntemlerini uygulaması nispeten güçtü. Bu zorluklara rağmen mektuplarına bakınca zaman zaman öğrencilerine eczanelerden ilaçlar aldırdığını ve onları kullandığını görebiliyoruz.

Son olarak eskiler gibi biz de “esbâba tevessül, mâni-i tevekkül değildir” diyerek bitirelim. Yani herhangi bir işte elimizden gelenin en iyisini yapmak, sonrasını Allah’a bırakmaya mâni değildir.

Sağlıcakla kalın İlaç kardeşim!

Dua Edenler Daha Az Hastalanıyor

Dua ve maneviyatın insan sağlığı üzerindeki etkisini araştıran yaklaşık 1200 araştırmanın sonuçlarının özetlendiği, Handbook of Religion and Health’e göre:

  • Düzenli olarak dua eden insanlar, daha seyrek hasta oluyor.
  • Dua etmeyen insanların hastanede yatış süresi, dindar olanlara göre üç kat daha fazla.
  • Herhangi bir dini aktiviteye katılmayan kalp hastalarının ameliyat sonrası ölüm riski, dindar hastalara kıyasla 14 kat daha yüksek
  • Dindarlar, daha seyrek depresyon yaşıyorlar; depresyona girince de daha çabuk iyileşiyorlar.
  • Güne dua ile başlamak, tansiyonun düşmesine yardımcı oluyor.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar