Vicdan Zorbalığa Karşı

Stefan Zweig, Vicdan Zorbalığa Karşı'da dönem analizleriyle birlikte insanların davranışsal kalıplarını da anlatıyor. Okura, sarsıcı bir üslupla çağın geniş bir panoramasını sunuyor.

Kadir Afacan

Stefan Zweig’ın kurduğu cümlelerin -genellikle- çağın kültür atmosferinde önemli bir yer tutan subjektif karakterlere işaret ettiği düşünülür. Bununla beraber, söylemsel gücünün düşünen her insanı etkilediği de bilinen bir gerçektir. Vicdan Zorbalığa Karşı da yukarıdaki satırları onaylayan eserlerinden biri. Otoritenin yükselerek insan zihnini boğmasının ve yaşanan her anın kurumsal bir güç tarafından hesabının sorulmasının sarsıcı bir hikâyesi. Gerçek bir vicdan taşıyan bireylerin söz konusu otorite ile mücadelesini, kötülüğün sıradanlaşmasını ve bu “olağan basitlik”le baş etmeye çalışan entelektüel zihinleri görmek için eşsiz bir seyir.

Soluksuz Okunacak Bir Monografi

Zweig’ın ifadeleriyle kitap, Jean Calvin’in, 16. yüzyıl Cenevre’sini örgütlenme yöntemlerinden yararlanarak katı bir otorite altına almasının, bağımsız ve özgür her türlü düşünceyi kendi öğretisine göre hapsetmesinin hikâyesidir.

Calvin, bütün tartışmaları ortadan kaldırmış ve kendi hakikatinin dışında kalan bütün hareketleri dışlamıştır. Zamanında, “aklının” ve “politikasının” dışında hiçbir olayın gerçekleşmesine müsaade etmemiştir. Hatta kendi öğretisine ters düşen görüşler ileri sürdüğü için Miguel Serveto’yu gözünü kırpmadan öldürtmüştür.

Kriz Zamanları Vicdanlı İnsanları Sahneye Çıkarır

Bu ve benzeri kriz zamanları, çoğu kere vicdanlı insanları sahneye çıkarır. Söz konusu dönemin vicdan sahibi ise Sebastian Castellio’dur. Calvin’in fantastik boyutlardaki gücü karşısında bu “idealist yalnız” aslında bir hiçtir. Kendince yürüttüğü entelektüel faaliyetleriyle ailesini dahi zar zor geçindirebilmektedir. Fikirlerini özgürce dile getiren Serveto’nun, Calvin tarafından idam edilmesi, vicdanını kanatır. Daha anlamlı, daha ahlâklı bir hayatı yaşamanın zamanının geldiğini düşünmeye başlar. İnsan haklarının Calvin tarafından daha fazla ihlal edilmemesi için kendini ortaya koyar. Bununla birlikte egemen güce karşı hukukun üstünlüğünü savunmak, haksızlığa uğramış bir adamın yanında yer almak, tek bir otoritenin egemen olduğu dönemlerde ölüme eş değer bir faaliyettir.

Castellio’nun sahip olduğu tek şey, gerçek bir vicdandır. Hoşgörüsüzlüğe karşı hoşgörünün, vesayete karşı özgürlüğün, fanatizme karşı insanlığın, mekanikleşmeye karşı bireyselliğin, zorbalığa karşı vicdanın sesi olur Castellio! Aslında bu durum insancıl olanla siyasi olanın kıyasıya mücadelesinden başka bir şey değildir.

Her Baskı Bir Ahlâk Doğurucusudur

Calvin’in kendinden başka bir otoriteye şans vermemesi, Cenevre’nin bürokratik bir deliliğe teslim olmasına ve totaliter devletin ortaya çıkmasına yol açar. Totaliter devletlerde insanlar görmemeyi, işitmemeyi, hissetmemeyi öğrenirler! İnsanlar, bütün bu duyguları tek bir kişiye devretmişlerdir: Artık hakikat o kişinin sözleri ve eylemleridir. Gel gör ki, insanlığın ahlak arayışı bakidir. Ne kadar zaman geçse de insanlığın ahlaki bağımsızlığını yıkmak mümkün değildir. Dünyayı ve insanlığı birleştiren inanışlar, saldırgan doktriner inanışlara karşı daha dayanıklı olurlar.

Castellio, zulme uğramış her kişi için yiğitçe konuşur. Fanatikler tarafından ölümle tehdit edilir; ama o asla fanatikleşmez. İhtiraslarından kendini arındırır. Hiçbir dünyevi gücün, vicdan üzerinde baskı kuramayacağını haykırır. İnsanlık adına ortaya çıktığı için, söylediği sözler bütün zamanları aşan bir manifestoya dönüşür. O artık bir ahlak kahramanıdır. Aklın ve vicdanın özgürlüğünün tüm zamanlardaki temsilcisidir.

Stefan Zweig, Vicdan Zorbalığa Karşı’da, tarihin bitimsiz iniş çıkışlarına ve metcezirlerine, derinlemesine bir bakış atmaktadır. Hangi kisve altında görünürse görünsün, zorbalığın hak karşısında kazanamayacağını ilan etmektedir. İktidar sarhoşlarının tarihin bütün dönemlerinde var olduğunu; fakat insanlığın ahlakının iktidar despotluğunu zaman içinde mutlaka eriteceğini bize göstermek istemektedir.

İnsanlığın vazgeçilmez haklarını gasp eden bir despota karşı vicdanın dile gelen sesini tanımak istiyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.

The Right to Heresy: Castellio against Calvin
Vicdan Zorbalığa Karşı | Stefan Zweig
Can Yayınları | 248 Sayfa

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar