Ayten Gül
Orijinal adı: Despicable Me 4
Yönetmenler: Chris Renaud,
Patrick Delage
Senaryo: Mike White, Ken Daurio
Oyuncular: Steve Carell, Kristen Wiig, Pierre Coffin
Müzik: Heitor Pereira
Süre: 94 dakika
İlgi çekici hikâyesi, sıra dışı karakterleri, eşsiz mizah anlayışı ve huysuz, aksi anti kahramanıyla alışılmış “süper kahraman” anlayışına yepyeni bir soluk getiren Çılgın Hırsız serisinin ilk filmi, 2010 yılında seyirciyle buluşmuştu. Dünyanın en kötü adamı olmayı hedefleyen Gru’nun ve küçük sarı dostları Minyonların hikâyesinin anlatıldığı seri, 7’den 70’e o kadar çok sevildi ki, yıllar içinde birçok devam filmi çekildi. Serinin heyecanla beklenen yeni filmi Çılgın Hırsız 4, ilk filmden tam 14 yıl sonra sevenleriyle buluştu.
Minyonların hikâyesinin anlatıldığı iki yan film de dahil edildiğinde, serinin altıncı filmi olan Çılgın Hırsız 4‘te, Dünya’nın uydusu Ay’ı çalmak gibi çılgın bir hedefle tanıştığımız ve sonraki filmlerde çocukluğuna kadar indiğimiz Gru’nun maceraları kaldığı yerden devam ediyor.
Huysuz, kurnaz ancak sevdiklerine karşı yumuşak kalpli biri olarak tanıdığımız Gru, bu sefer ailesini korumaya çalışan bir baba olarak karşımıza çıkıyor. Eski düşmanların da sahneye çıktığı yeni filmde, Gru’ya elbette serinin sevilen yüzleri, hatta belki de film serisinin bu kadar başarılı olmasının en büyük sebeplerinden biri olan, sevimli sarı dostları Minyonlar da eşlik ediyor.
Sakinliğin sonu
Bir zamanlar dünyanın en kötü adamı olma hayaliyle yanıp tutuşan Gru’nun artık üç küçük kızı, eşi, yeni doğmuş bebekleri ve yüzlerce minyonuyla yaşadığı huzurlu ve sakin bir hayatı vardır. Gru, bir ajan olan eşi Lucy ile kötü adamları yakalamakta, bir yandan da evin işlerine yardımcı olmaktadır. Ancak geçmişte küçük düşürdüğü ve polisler tarafından yakalanmasını sağladığı ezeli düşmanı Maxime Le Mal’ın hapisten kaçmasıyla Gru ve ailesi için heyecanlı bir koşuşturma başlayacaktır. Çünkü Gru’dan intikam almaya kararlı Maxime Le Mal, kocaman bir hamam böceği şeklindeki uçan aracıyla Gru’nun peşine düşmüştür.
Gru ve ailesi güvenlik nedeniyle, polis tarafından Mayflower isimli sakin bir kasabaya yerleştirilir. Geçmişte ajanlar tarafından kullanılan bir evde yaşamak zorunda kalan aile üyelerinin artık yeni birer ismi ve kimlikleri vardır. Gru ve Lucy, başlangıçta hayatlarındaki bu gelişmeyi, işlerine bir süre ara vermek ve çocuklarla daha çok vakit geçirmek için bir fırsat gibi görse de durum böyle olmaz. Çünkü ne bu sahte kimliklere adapte olmak ne de her yerde onları arayan Maxime Le Mal’dan kaçmak kolay olacaktır.
