CİHANGİR CANDAN
İslâm bütün insanlığı kucaklayan evrensel bir din ve onun taşıyıcısı olan Allah Resûlü’nün hayatı da, iyi bir Müslüman olma yolunda örnek alacağımız yegâne modeldir. O (sallallahü aleyhi ve sellem), bir insanın nasıl yatıp kalkacağı, yiyip içeceği, ibadet edeceği, inanacağı, kısaca nasıl yaşayacağı konusunda bizlere yol gösteren en mükemmel kılavuzdur. Zaten Kur’an-ı Kerim de O’nun (sas) bu özelliğini nazara vermiyor mu? “Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab, 21)
Yaşadığımız müddetçe Efendimiz’i (sas) örnek almamız, O’nun yaptığını yapıp, uzak durduklarından kaçınmamız gerekirken bir kısım sünnetleri ya hiç bilmiyor ya da bildiğimiz halde uygulamıyoruz. Oysa Allah’ın rızasını hayatlarının gayesi yapanlar, bu örnek hayatı iyi idrak etmek zorunda değil midir? “Kim, benden sonra unutulmuş olan bir sünnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir.” hadis-i şerifi de bu yolda yürüyenler için müjde niteliğindedir. Biz de ihmal ettiğimiz sünnetlerin bir kısmını yeniden hatırlamak istedik, O’nun yolundan hiç sapmamak adına.
İŞRAK NAMAZI KILMAK
Peygamberimiz’in (sas) hayatı Cenab-ı Hakk’a ibadetin ve en güzel kulluğun örnekleriyle dolu. O (sas), günün her anını Allah’a yaklaştıracak ibadetlerle bezemiştir. Bu anlardan biri de sabah namazından sonraki vakitlerdir. Namazın ardından kerahat vaktinin çıkmasını beklerken Allah’ı zikretmek ve arkasından iki rekât işrak namazı kılmak, Efendimiz’den (sas) bize emanet sünnetlerden biridir. İşrak namazı güneş doğduktan yaklaşık elli dakika sonra, iki rekat olarak eda ediliyor. Bu namazın fazileti hakkında Fahr-i Kainat Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Bir kimse sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (işrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur.”
BİR ARACA BİNERKEN DUA ETMEK
Günlük hayatın önemli bir parçası olan yolculukla alakalı Efendimiz (sas), hem uygulamaları hem de tavsiyeleriyle bize ışık tutuyor. Her anını dua ile süsleyen Allah Resûlü, bir binite bindiği zaman, “Ta ki onların üstüne binerken Rabb’inizin nimetini hatırlayasınız ve şöyle diyesiniz: ‘Bunları bizim hizmetimize veren Allah yüceler yücesidir, her türlü eksiklikten münezzehtir. O lütfetmeseydi biz buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz sonunda Rabb’imize döneceğiz.’” (Zuhruf Sûresi 13) ayetini okurdu. Resûlullah, aynı zamanda bu ayeti okuyan kimsenin bineğinden inmeden ölürse şehit olacağını buyuruyor.
Araçlara binildiğinde okunması sünnet olan diğer bir ayet ise: “Nuh dedi ki ‘Binin gemiye! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır. Gerçekten Rabb’im gafurdur, rahîmdir.’” (Hûd Sûresi 41)
Resûl-i Ekrem’in seyahate çıkacak kimselere, “Seyahate çıkan üç kişi içlerinden birini başkan tayin etsin.” tavsiyesi de bulunuyor. Ayrıca Allah Resûlü’nün diğer bir uygulamasıysa, yolculuktan döndüğü zaman ilk olarak mescide gidip şükür namazı kılması idi.
SECDEDE DUA ETMEK
Her anını Allah’a niyazla geçiren Peygamberimiz (sas) bu konuda da ümmetine tavsiyelerde bulunuyor: “Kulun Rabb’ine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın.”
Resûlullah (sas), Hz. Ebû Bekir’e secdede okuması için şu duayı öğretiyor, “Allah’ım! Ben kendime çok haksızlık ettim. Doğrusu günahları ancak Sen bağışlarsın. Beni bağışla, kendi katından bir bağışlamayla beni mağfiretine erdir. Bana merhamet et. Çünkü ancak Sen Gafur’sun, Rahîm’sin.”
KÜÇÜK ÇOCUKLARA SELAM VERMEK
Şefkat Peygamberi’nin (sas) çocuklara selâm verdiği ve bunu hiç ihmal etmediği Sahabe Efendilerimizin rivayetleriyle sabittir. Küçük yaşta Hz. Peygamber’in (sas) uzun süre hizmetinde bulunan ve bu sebeple onun davranışlarını en iyi bilen sahabelerden biri olan Enes ibni Mâlik’in, “Resûlullah çocukların yanından geçerken onlara selam verirdi.’’, “Bizler çocuktuk Resûlullah yanımıza geldi ve bizlere selam verdi.” gibi rivayetleri bu durumu kanıtlıyor. Resûl-i Ekrem’in çocuklara selâm vermesi, hem onun tevâzuunu hem çocuklara şahsiyet kazandırma yönündeki üstün ahlâkını hem de selâmı küçük büyük toplumun her kesimi arasında yaymamız gerektiğini gösteriyor. Çocuklara selâm verme ve selâmlarını alma, onları birer birey olarak kabul ettiğimizi göstermesi sebebiyle şahsiyet oluşumlarına, topluma uyum sağlamalarına ve küçük yaştan itibaren eğitimlerine de büyük katkı sağlıyor.
CUMA GÜNÜNE ÖZEL ÖNEM VERMEK
Nebiler Serveri (sas), müminlerin bayramı olan Cuma gününe özel önem verirdi. O (sas), günlerin ‘efendisi’ olarak kabul edilen cuma gününde, daha güzel giyinmeyi, güzel kokular sürünmeyi uygular, tavsiye ederdi. Ayrıca Efendimiz (sas), yeni aldığı bir elbiseyi de ilk Cuma günü giyer, Allah’a hamd eder, iki rekât namaz kılardı.
UYUMADAN ÖNCE DUA ETMEK
Uyurken sağ tarafa yatıp dua okumak Hz. Peygamber’in (sas) sünnetleri arasındadır. Hz. Aişe, Efendimiz’in bu halini şöyle anlatıyor: “Resûlullah yatağa girdiğinde, İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okur, ellerini vücuduna sürerdi.” Resûl-i Ekrem’in yatmadan önce Secde, İsra ve Zümer sûrelerini okuduğuna dair rivayetler de bulunuyor.
HER AY ÜÇ GÜN ORUÇ TUTMAK
Kamerî takvim hesabına göre her ayın 13, 14 ve 15. günlerinde oruç tutmak Peygamber Efendimiz’in (sas) uygulamalarındandı. Hatta O (sas), yolculukta bile bu günlerde oruç tutmayı ihmal etmemiştir. Ümmetini de bu konuda teşvik eden Habib-i Zişan (sas), “Her ay üç gün oruç tutmak, bütün seneyi oruçla geçirmek demektir.” buyuruyor. Ebü’d–Derdâ Hazretleri de Efendimiz’den bu konuda aldığı tavsiyeyi şöyle anlatıyor: “Efendim (sas) bana, yaşadığım sürece asla terk etmeyeceğim şu üç şeyi tavsiye etti; her ay üç gün oruç tutmayı, kuşluk namazını kılmayı ve uyumadan önce vitir namazını eda etmeyi.”
YATSI NAMAZINDAN SONRA İSTİRAHATE ÇEKİLMEK
Yatsı namazından sonra, çok önemli bir mesele yoksa istirahate çekilmek Efendimiz’in uygulamaları arasındadır. Günümüzde çokça ihmal ettiğimiz bu sünneti O (sas), bir prensip haline getirmişti. Hz. Aişe Validemiz’in, “Resûlullah yatsıdan önce uyumamıştır ve yatsıdan sonra sohbet etmemiştir.” demesi bunun kanıtıdır. Çünkü gece ibadetine kalkmak için erken yatmak icap ediyordu.