Dr. Figen Es
Son zamanlarda yorgunluktan şikâyet eden pek çok mesaj ve e-posta alıyorum. Bu durum, ister istemez aklıma, “Acaba bedenimizin bizlere verilen bir emanet olduğunu unutuyor muyuz?” sorusunu getiriyor. Peygamber Efendimiz, salih amellere karşı arzu uyaran, iradeyi şahlandıran, ve fena işlere karşı da nefsi dinginleyen ifadelerinden birinde Ebû Zer hazretlerinin şahsında hepimize şöyle buyurmuştur: “Gemini bir kere daha elden geçirerek yenile; çünkü deniz çok derin. Azığını tastamam al; zira yolculuk pek uzun. Sırtındaki yükünü olabildiğince hafif tut; tırmanacağın yokuş çok sarp. Amellerinde ihlaslı ol; hiç şüphesiz, her şeyi görüp gözeten Rabb’in senin yapıp ettiklerinden de haberdardır.”
Bedenimize iyi bakmak; yalnızca fiziksel sağlığımızı değil, ruhsal dengesini de korumak için büyük önem taşır. Peygamberimiz, bir başka hadisinde de “Hiçbir kul kıyamet gününde; ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, ve vücudunu nerede yıprattığından sorgulanmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” buyurarak, hayatımızı en verimli şekilde değerlendirmemizin önemine dikkat çeker.
Sağlığınıza Vakit Ayırın
Sağlıklı ve enerjik bir yaşam, düşüncelerimizi, hayatımızı ve ruh dünyamızı olumlu yönde etkiler. Yorgunlukla başa çıkmak ve enerjik bir yaşam sürmek için bedenimize ve ruhumuza iyi bakmalıyız. Bu, hayat kalitemizi artıracak ve bizi daha mutlu bireyler hâline getirecektir.
Ömür bir sermayedir ve bu sermayeyi en verimli şekilde değerlendirmek insanoğlunun en temel problemlerinden biridir. Gelin bu konuda da yine Peygamber Efendimize kulak verelim: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır; sağlık ve boş zaman.”
Sağlığımıza dikkat etmek ve zamanımızı faydalı işlerle değerlendirmek zorundayız. Allah huzurunda en “fit” insanlar olmak mecburiyetindeyiz. Sabahın seherinde, çoğu zaman soğukta, koşuya çıkan bunca insanın sergilediği motivasyonu biz neden namaza kalkarken gösteremiyoruz?
Neden Yorgunuz?
Psikolojik yorgunluk ile fiziki yorgunluk arasında oldukça yakın bir ilişki var. Bir hekim olarak ifade etmem gerekirse bunun ilk sebebi, kansızlıktır. Aşırı çay ve ekmek tüketmek, annelik dönemlerinde kan kaybetme bunun sebepleri arasında. Bu durumda, ihtiyacı olan oksijen dokulara ulaşmıyor ve bu da yorgunluğa sebep oluyor. Tiroid ve MS hastalığı da kendimizi yorgun hissetmemize sebep oluyor. Bu iki rahatsızlıkta vücut, kendi dokusunu düşman olarak konumlandırır. Kalbimizle ilgili durumlar da kansızlığa yol açabilir. Çeşitli sebepler, kalp kapaklarımızı deformasyona uğratabilir. Bunlar, yorgunluk, hâlsizlik, çarpıntı olarak karşımıza çıkar. Gelelim uyku düzenimize… kilolu olmanın getirdiği uyku apneleri vardır; hayat kalitesini, oksijen alımını kötü etkiler ve sabahları yorgun kalkarız. Uykusunu alamayan kişi, kendisini yorgun ve bitkin hisseder. Gün içinde verimi düşük olur. Esasen yorgunluk, bu hastalıklarla da sınırlı değil. İyisi mi, kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız ehil psikiyatristlere, hekimlere ve psikologlara başvurun.
Enerjik Bir Yaşam İçin 6 Altın Kural:
- Bol bol su iç.
- Düzenli bir şekilde egzersiz yap.
- D vitaminini belirli aralıklarla kontrol ettir.
- Dengeli beslenmeye çalış; şekerden ve işlenmiş gıdalardan kaçın.
- Uzun süre oturmaktan kaçın. Belirli zamanlarda ara ver.
- Her gece 7 ile 9 saat arasında kaliteli uyku al.