Mevlânâ eserinden bahsederken bazen Mesnevî demekle yetinmiş, bazen de onları “Keşşâfü’l-Kur’an”, “Fıkh-ı Ekber”, “Saykalü’l-Ervâh” ve “Hüsâmînâme” adlarıyla anmıştır. Sonuncu tabirin isim babası Hüsâmeddin Çelebi,...
Muslihiddin Efendi’nin "Merkez" lakabını almasıyla ilgili, insanı tefekküre sevk eden bir rivayet anlatılır. Rivayete göre bir gün Sünbül Efendi sohbet ederken çevresindekilere oldukça zor...
Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerine yazdığı ve onlardan aldığı mektuplar "lâhikalar" adıyla derlenmiştir. Bu kitaplardan biri de Kastamonu Lâhikası'dır. Bir gün bir dost meclisinde Kastamonu...
Süleyman Çelebi’nin Ulucami’de imamlık yaptığı zamanlardır. Bir vaiz Bakara Sûresi'nin 285. ayetinde geçen “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerlerinden) ayırt etmeyiz.” ifadesini açıklarken peygamberler arasında makam,...
Çocukken mevlit demek bizim için bütün köyün toplandığı zengin sofralı yemekler demekti. Adı asker mevlidi olurdu bazen, bazen de vefat eden birinin ardından dua...
Herkes Yahşi Ben Yaman
Daha çok “Alvarlı Efe” ya da “Alvar İmamı” adıyla tanınan Muhammed Lutfi Hazretleri, alçak gönüllü bir gönül ehlidir. Sohbetlerine devam edenler...
Memleketin büyük bir değişim geçirdiği, İstanbul’un işgal edildiği, Anadolu’da direnişin başladığı yıllarda Bediüzzaman Said Nursi de kendi büyük değişimini yaşıyordu. O yıllarda kaleme aldığı...