Hâlâ aramızdasın biliyor musun? Yokluğun, bedenî bir yokluk sadece; sen, daima bizimle yaşıyorsun. Adın bir iz, bir nişane olarak yayılacak kıtalara. O, zihnimize nakşolan karede; öğrencilerinle, ah! Öğrenciler, yiğidim, ne güzel bir hatıradır şimdilerde. Evet, öğrencilerinle yaşayacaksın!
Ardında bıraktığın her şey; ailen, dostların ve o kanadı kırık onurlu gözlüğün, şerefle lekeli benek benek tişörtün, mezarın ve hatıralar konuşuyorlar, duyuyor musun? Biliyor musun, haykırıyor onlar kendi dillerince. Zulmün saltanatıdır; zakkum gibi acıtıyor şimdilerde. Yiğidim, günler bitmiş değil. Herkes ve her şey susmuş değil. Zaman haykırıyor inan. Görenler çoktan gördü; bilenler bildi çoktan, nasıl dik dururmuş haklı bir insan.
Şimdi bir direniş imgesi oldun, biliyor musun? Direnmek ateşten bir kordu, yudumladın; büyüyorsun. Büyüyor kardeşlerin insanlık semasında. Sevda uğruna “yardan, anadan, serden” geçmektir bu da. Yiğidim, ne sağlam bir kıyamdı duruşun; gidişin ne güzel bir gitmekti. Haydi, yemyeşil tahtına huzurla yaslan.
Güzel insan, şimdi daha geniş bir açıyla açtın kollarını. Sonsuz bir sevgiyle uzattın ellerini. Şimdi serin bir rüzgârla doldurdun yelkenini. Sürdün masmavi ummanlara gemini. Bundan böyle, adını bir simge gibi taşıyacak dünya öğrencileri. Adın, göklere karışan mavi bir bulut gibi: Gökhan. Soyadın, yeryüzüyle buluşan umut gibi: Açıkkollu. Yiğidim, acılarla dolu dünya sabırla bekliyor huzuru.
Görüyor musun?