Mavi Gökler Ülkesinde Ramazan

Türkiye'deki ramazanları özlüyorum. Gurbetteyim; ama kimsesiz değilim. Bana kucak açan uzak diyarın insanları, garipliğimi unutturuyor. Neyimiz varsa güzellik adına paylaşmaya geldik; neyi varsa paylaşan güzel insanlar bulduk.

Ayşe Gündüz

Geçip gitmede ömür. Umutlar hep yarın, yarın, yarın!.. Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler… Bazen cüzdan doldurmayan bir iş, bazen mide ondurmayan bir aş telaşı… Nefesler bir bir tükenmede kardeş, ömür akmada… Hayatımızın her anında vicdanımızın sesidir Mevlânâ’nın seslenişi, duymuyormuşuz gibi yaşasak da. Fakat, zamanın içinde bir başka boyut olan ramazanda durum değişir. Vicdanlar gürledikçe, nefsin sesi-soluğu kesilir.

Bir uzak diyar, Moğolistan. “Mavi gökler ülkesi” diye geçmiş bazı kitaplara. Masmavi, bulutsuz göğüyle insana uçabileceğini fısıldar adeta. Özgürlüğün güzelliğini görürüz “özgür atlar ülkesi”nde. Soğuktur, o kadar soğuktur ki, çam ve katran ağaçları bile döker yapraklarını. Kısa süren yazında, taze yeşil bir bahar hissedilir. Bir meltem gibidir, gelir ve geçer. Türkiye’ye on bin küsur kilometre mesafede olan bu ülkede, bize gurbeti unutturan nadide anlardan biridir ramazan.

KANDİLLER

Üç aylarla başlar burada ramazan heyecanı. Üç ayların yaklaştığını haber verir herkes birbirine. Oruç için teşvik edilir arkadaşlar, iftarlar için sözleşilir. Kandiller hiç kaçırılmadan ihya edilmek üzere takvimlere işaretlenir. O kutlu zamanlar geldiğinde, hatimlerle, tesbihlerle, dualarla, namazlarla süslenir. Berat kandili son habercisidir ramazanın. Bir aylık koşu için son şarj yeri, kulluk havuzuna dalmak için adeta bir sıçrama tahtası…

Ramazanı dolu dolu yaşama adına planlarımızı çok önceden yapmış ve hazırlıklarımızı tamamlamış oluruz genelde. Mukabele ve sonrasında kısa bir ders olmazsa olmazıdır ramazanın. Mukabele okuyacak kişi ve okunacak mekân günler öncesinden duyurulur. Bu kutlu ayın bir başka güzelliği olan iftarlar, davetler planlanır. Gidilecekler ve çağrılacaklar belirlenir.

Mütevazı İnsanlar Kalabalık İftarlar

Burada iftarlar oldukça kalabalık yapılır. İnsanlar mütevazıdır. Evler küçüktür, hatta bazen tek odalıdır. Oturtacak koltuğu yoktur, tabağı-bardağı yoktur. Buna rağmen ihmal etmez misafir ağırlamayı. Yere minder atar; o da yoksa halıya buyur eder. Plastik tabakta yediğim, plastik bardakta içtiğim çok olmuştur buradaki iftarlarda. Yadırgamaz kimse. Ev sahibi, neyi varsa, serer misafirin önüne. Kırk kişiyle iftar yapmışlığım vardır iki göz evde. Hatırladığım en güzel iftarlardan biri olacak yıllar sonra bile.

Türk kültüründen farklı bir kültüre sahipler. Yemekleri bambaşka. Et yoksa karın doymaz, bu yüzden her gün et yeniyor. Arka arkaya aynı yemekleri yediğimiz de oluyor hâliyle. Çünkü yemek çeşidi çok az. Türkiye’de olduğu gibi bol sebze meyve yok, olanlar da tatsız tuzsuz veya çok pahalı. Restoranda yapılan iftarlar da oluyor. Evi müsait olmayanlar için tercih sebebi bu mekânlar. Çocuklar için bayram şenliği oluyor, koşturup oynuyorlar doyasıya.

Türkiye’deki ramazanları özlüyorum elbet, ne yazık ki ondan çok uzağım şimdilerde. Gurbetteyiz, ama kimsesiz değiliz. Bize kucak açan uzak diyarın insanları unutturuyor garipliğimizi. Neyimiz varsa güzellik adına paylaşmaya geldik, neyi varsa paylaşan güzel insanlar bulduk.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar