Fatma Salmanoğlu
Tony ve Susan adlı romandan uyarlanan 2016 yapımı Nocturnal Animals/Gece Hayvanları filmi de başından sonuna kadar bir intikam filmi görünümünde. Ancak içinde barındırdığı güçlü bir metafor sayesinde hem ters köşe hem de anlamlı bir film. Bu yüzden diğer intikam filmleri gibi içiniz sıkıntıyla dolmuyor film bittiğinde. İntikamın alınıp alınmamasından çok, geriye zekice tasarlanmış bir metaforun keyfi kalıyor. (Dikkat: Bu yazı spoiler içermektedir!)
HİKÂYENİN ÇERÇEVESİ
Kocası Edward (Jake Gyllenhaal) ile boşandıktan sonra yeni evliliğinde hem maddi hem de manevi sorunlarla boğuşan sanat galerisi sahibi Susan (Amy Adams), yazar olan eski eşinin kendisine gönderdiği yeni romanı okumaya başlar. Romanın konusu, korkunç bir olay etrafında şekillenir.
Romanın kahramanı olan baba, geceleyin çıktıkları bir yolda ailesiyle birlikte bir grup serserinin saldırısına uğrar. Saldırı sırasında karısı ve kızı kaçırılır. Gençler, babayı öldürmek için geri döndüklerinde adam korkusundan saklanır. Saldırganların “Karınla kızını kurtarmak için son fırsat!” demesine rağmen ortaya çıkamaz ve hava aydınlanınca soluğu derhâl polis dedektifinin yanında alır.
İşinde başarılı ve hırslı olan polis, korkusuz biridir. Çok az ömrü kaldığını bilmektedir, bu yüzden gözünü budaktan sakınmaz. Araştırmalar sonucu karısıyla kızının tecavüze uğrayıp öldürüldüğünü öğrenen baba, pişmanlıkla kavrulur. Dedektifle birlikte saldırganları tek tek bulup cezalarını vermeye başlar; ancak babanın öfkesi dinmez. Bir gecede evladıyla ve karısıyla apansız ayrılmanın, onları koruyamamış olmanın acısı, adamın yüreğinde derin bir yara olarak kalır.
SUSAN’IN PARALEL HİKÂYESİ
Romanı okuyan Susan, hikâyenin ağırlığı karşısında zaman zaman kitabı kapatır ve eski kocasıyla olan anılarını hatırlar. Edward, yazarlık kariyerinde büyük bir başarı elde edememiş olsa da Susan, zengin ve elit çevresini terk ederek onunla evlenmiş ancak sonunda mutsuz olmuştur.
Filmin ilerleyen sahnelerinde Susan’ın, kocasından hamile kaldığı hâlde ona haber vermeden çocuğunu aldırdığını ve başka bir erkek için onu terk ettiğini öğreniriz. Yeni evliliğinde de mutsuz olan Susan, eski kocasının buluşma teklifine bir ümitle gider. Parmağındaki yüzüğü çıkarır ve eski günlerin hatırına buluşmaya hazırlanır. Ancak gecenin sonuna kadar Edward buluşmaya gelmez. Susan, yalnız ve mutsuz bir şekilde, restoranın kapanış saatine kadar bekler. Film böylece sona erer.
METAFOR VE MESAJ
Filmde geçen “noktürnal hayvanlar” (gececil hayvanlar), geceleri aktif olan, gündüzleri dinlenen canlılardır. Yazar, romanda saldırganları bu hayvanlara benzetmiştir. Ancak Susan’ın hikâyesindeki asıl gececil hayvan, Susan’ın kendisidir. Eski kocası, geçmişte Susan’a bu lakabı takmıştır.
Filmin sonunda Susan, Edward’ın yazdığı kitabın tamamen kendisi için kaleme alındığını fark eder. Susan, çocuğunu aldırarak ve evliliğini aldatmayla sonlandırarak kocasını, romandaki baba gibi mahvetmiştir. Bir gececil hayvan gibi sinsice davranmış; kocasını, bir erkeğin başına gelebilecek en büyük felaketlerle baş başa bırakmıştır.
Film, bu yönüyle, “Benim vücudum, benim kararım.” diyen feministlere de bir mesaj verir: Habersiz yapılan bir kürtaj, sadece bir çocuğun hayatını sonlandırmaz; bir babayı da çocuksuz bırakır. Bu durumun, bir baba için nasıl büyük bir yıkım olduğunu gözler önüne serer.
