Kevser Özçelik
Çam ağaçlarının arasında iki şeritli, uzun bir yol. Rotanızda ilerledikçe şehrin gürültüsünden biraz daha uzaklaşıyor, yeşilin binbir tonuyla karşılaşıyorsunuz. Az ilerideki patikanın girişinde bulunan tabela, ormanın derinlerini işaret ediyor. Çakıl taşları üzerinde yürürken ağaçların arasına saklanmış küçük kırmızı bir ev beliriyor. Evin üstünde bir levha var. Yüksek sesle okuyorsunuz: Brobacken Kafe.
Daha kafeyi görmeden burnunuza dolan ekmek kokuları sizi çoktan mest etmiş. Kapıdan adım atınca güleryüzlü bir çiftle selamlaşıyorsunuz. Ann-Sofie ve Peter isimli İsveçli çift, “Bazen gülüyoruz birbirimize. Kim ormanın içinde bir kafeye gelir ki! Ama işte siz geldiniz!” diyor.
Ekmek Kokulu Bir Hikâye
Yemyeşil ağaçların gölgesinde yer alan bu kafe, hikâyesiyle de oldukça ilgi çekici. Ann-Sofie ve Peter, her şeyin planladıkları gibi gitmediği bir dönemde, hayatlarına yeni bir yön vermek isterler.