Başarılı insanların hayat hikâyelerinde karşılaştığımız yaygın bir alışkanlık vardır: Herkes uykudayken çalışmak! Pek çoğumuz, hemen hepsi güne çok erken başlayan bu insanlardan ilham alıp, hayatımızın bir döneminde, onların aktif olduğu saatlerde çalışmayı denemişizdir. Bu ve benzeri tecrübeler sizde de hayal kırıklığıyla neticelendiyse üzülmeyin. Sizin için güzel bir haberimiz var. Aslında hangi saatlerde daha verimli olduğunuz, “kronotip”inize bağlı.
Kronotip, kısaca, kişinin uyku ve diğer aktivitelerinin zamanlamasına ilişkin tercihleri olarak tanımlanıyor ve bireyin “akşamcıl” ya da “sabahçıl” olma eğilimine göre iki şekilde kategorize ediliyor. Bu sınıflandırmaya göre sabahçıl tipler erken yatıp erken kalkan, fiziksel ve bilişsel performansları gün içinde daha yüksek olan kişiler. Akşamcıl tiplerse gece geç saatte yatıp öğleden sonra daha aktif ve verimli olan kimselerden oluşturuyor.
Kronotipin marifeti bunlarla da sınırlı değil! Kronotipimiz bize, kendimiz için en doğru kalkış ve yatış saatlerini, günün hangi dilimlerinde iştahımızın daha yüksek olacağını ve en yüksek konsantrasyon seviyesine ne zaman ulaşacağımızı da söylüyor.
Doğru Zamanlama
Viyana Üniversitesi’nden Jana Kuehnel, Ronald Bledow ve Markus Kiefer isimli üç araştırmacı, insanların gün içinde daha verimli oldukları zamanı tespit edebilmek için 1000’e yakın kişi üzerinde çeşitli testler uyguladı. Araştırmada genellikle yaratıcı beceriler gerektiren işlere sahip tasarımcılar, mimarlar ve sanatçılar tercih edildi. Academy of Management’ta yayımlanan çalışmanın sonuçları, yaratıcı bir ürün yahut eser ortaya koyabilmek için en iyi zamanın sabah olduğu tezine meydan okuyor. Çünkü verimli olduğunuz saatleri hayran olduğunuz kimseler değil; kronotipiniz belirliyor. Araştırmaya göre, üretkenlik için doğru zaman kadar üretirken nasıl hissettiğiniz de önemli. Günün hangi saatlerinde daha enerjik, ilgili ve istekli olduğunuz, başarınızı belirleyen etkenlerden bir başkası. Diğer yandan, günün farklı saatlerinde neyi yapıp neyi yapamayacağınıza dair algınız da kendinize duyduğunuz güveni doğrudan etkiliyor.
BETAZ PERDE
HER ŞEY, HER YERDE, AYNI ANDA (Yönetmen: Daniel Scheinert | Oyuncular: Michelle Yeoh, Ke Huy Quan)
Oscar ödüllerinde bu yılın en iyi filmi seçilen “Everything Everywhere All at Once”, bilim kurgu tarzının birden çok evrende geçen “absürt” bir örneği. Ana karakter Evelyn’in ailevi problemleriyle başlayan film, evrenler arası bilinç transferi gerçekleştirebilen bir karakter üzerinden devam ediyor. Film, “Evrenlerdeki bütün gerçeklikleri aynı anda görmeye başlarsak ne olur?” sorusuna cevap arıyor.
KÜRATÖR
Stuttgart Şehir Kütüphanesi | Almanya
40 metre yüksekliğe, 44 metre genişliğe sahip duvarları ile dışardan küp şeklinde görünen bu kütüphaneye başta “kitap kodesi” adı verilmiş. Ancak kütüphane zamanla hayranlık uyandırmaya başlamış. Özellikle de Güneş, bulutların arasından süzülüp binanın dış cephesini bembeyaz parlatınca. Girişte sizi hem Almanca hem de Türkçe karşılayan kütüphane bir bilgi kalesi olarak tasarlanmış. 11.500 metrekarelik kullanım alanına sahip Stuttgart Şehir Kütüphane’sinde, 25 farklı dilin edebi eserlerine ulaşmak mümkün.
AYRAÇ
Dünün Dünyası (Stefan Zweıg )
Bir otobiyografi olan kitap, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçiş yapan Avrupa’yı gözler önüne seriyor. Beş yüz sayfalık bu muhteşem eserde Zweig, tek gayeleri hayattan zevk almak olan Viyana halkının içinden çıkıp nasıl entelektüel derinliği olan, ünlü bir yazar olduğunu anlatıyor. Birinci Dünya Harbi ile birlikte savaşı tanıyan Stefan Zweig, bu başyapıtta, silahlı mücadelenin getirmiş olduğu sefaleti ve zorlukları, mücadelenin ardından gelen on yıllık refah dönemini, yaptığı seyahatleri ve tanıdığı meşhur yazarları anlatıyor.
BİR KELİME
Bedava kelimesi, Farsça “yel, rüzgâr” anlamlarına gelen bâd ile Arapça “hava” manasındaki hevâ sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuştur. Bedelsiz, herhangi bir karşılık ödemeden elde edilen, parasız sahip olunan şeyler için kullanılır. “Bedava yaşıyoruz bedava / Hava bedava, bulut bedava” (Orhan Veli, Bütün Şiirleri)
BİR SÖZ
“Sevincin en güzel tarafı, tesadüfi ve bedava olmasıdır; özgürdür sevinç ve Tanrı’nın armağanıdır herkese, ıhlamur çiçeğinin esip gelen kokusu gibi.”
(Hermann Hesse, Ağaçlar)
BİR BİLGİ
Ana dilimiz, beynimizin çalışma sistemini etkiliyor! NeuroImage’daki makaleye göre, ana dili Arapça olanların sağ ve sol hemisferleri arasında, ana dili Almanca olanlardan daha güçlü bağlantılar bulunuyor. Ekibinin yeni hedefi, ana dili Arapça olup Almanca öğrenenlerin beyinlerinde meydana gelen yapısal değişiklikleri izlemek