Kendinizi küçük bir bakteri gibi düşünebilirsiniz. Kulaktan girip, bağırsaklardan çıkabilir, ağzıN içinde dişlere bakabilir, gözlerin arkasında dolaşabilirsiniz. Hatta damar yollarından dahi geçebilirsiniz.
Müzede, insan vücudunun nasıl çalıştığını anlamanızı sağlamak için en son teknoloji kullanılıyor. 5 boyutlu efektlerle verilen seslerle, müzede kaldığınız süre boyunca adeta gerçek bir vücutta seyahat etme yanılsaması yaşıyorsunuz. Mesela damarlar arasında yolculuk yaparken oturduğunuz sandalye, kalbin kan hücrelerini pompalaması gibi titreyip sallanabilir. Hollanda’nın Oegstgeest şehrinde yer alan bu müzenin 35 metre yükseklikteki dış tasarımı da oldukça dikkat çekici. Dış yüzeyi insan vücudu şeklinde olan müze 2008 yılında Eski Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından yaptırıldı. 35 milyon dolara mal olan müzenin asıl ya- pılış amacı ise, obezite sorununu çocuklara aşılayabilmek.
DUNE / ÇÖL GEZEGENİ
Bilim kurgu filmleri arasına 2021 yılında katılan Dune, serinin ilk filmi. 1965 yılında Amerikalı yazar Frank Herbert tarafından kaleme alınan kitaptan esinlenilen Dune’nun hikâyesi, günümüzden binlerce yıl sonrasında, bizden çok uzaklardaki bir galakside geçiyor. Galaksinin farklı noktalarındaki gezegenler, imparatora bağlı rakip feodal aileler tarafından yönetiliyor. Yıldızlararası ulaşımın sağlanabilmesi içinse gerekli olan ‘baharat’ın tek üreticisi çöl gezegeni ‘Arrakis’. Elbette asil aileler arasında tüm gözler ‘Arrakis’ üzerinde. Fakat ‘Arrakis’in kontrolünün imparatorluk tarafından Paul Atreides’in ailesine verilmesinin ardından ise karşımıza bir anda güç, iktidar, hayatta kalma, düzen ve adalet getirecek nihai bir sa- vaş çıkar. Film, iklim, politika ve felsefe alanlarında birçok konuda eleştirel söz söylüyor. Gelecekte geçiyor olmasına rağmen filmde geçmişte ya da günümüzden esintiler bulmanız mümkün. Mitoloji ve dinler tarihinden öğretilerin yer aldığı filmde, gezegen, mekân ve araç tasarımları o kadar iyi ki, film 2 saat 30 dakika boyunca başka bir gezegende olduğunuza sizi inandırıyor.
YÜRÜMENİN FELSEFESİ FREDERIC GROS
Yürümek çoğu kimse için me- şakkattir. Zorludur. Sevmez pek çoğumuz. Arabamızdan inip yürüye- rek bir yerlere gitmek istemeyiz. Frederic Gros, “Yürümek öncelikle erteleme özgürlüğü sunar. Şöyle
bir dolaşmaya çıkmak bile endişelerin ağırlığını hafifletmeyi, işleri bir süreliğine unutmayı sağlar. İşyerini geride bırakmaya karar verip dışarı çıkar, aylaklık eder, başka şeyler düşünürüz. Günlere yayılan daha uzun bir gezinti, kendini özgürleştirmeye çalışan bu adımı pekiştirir; çalışmanın yarattığı kısıtlamalardan kaçar, alışkanlıklar zincirinden kurtuluruz.” diyerek başladığı kitabında olağanüstü bir şey yapıyor ve bu alelade eylemi büyülü bir şekilde anlatıyor. “Yürümek spor değildir.” diyen Gros, Nietzsche, Rousseau, Henry David Thoreau, Kant gibi pek çok düşünürün çalışmaları ile doğa yürüyüşleri arasındaki ilişkiyi ve kutsal hac yolculuklarında atılan adımları ilham verici şekilde anlatıyor.
BİR KELİME
“PİNHAN”
Saklı, gizli. Dilimize Farsçadan geçmiş nihan kelimesinden türetilmiştir.
“Ben derd ile ah ederim, derdim bana derman imiş İster idim hasret ile dost yanımda pinhan imiş” Yunus Emre
BİR SÖZ
“Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.”
Sezai Karakoç
BİR BİLGİ
Dünyanın akciğerleri Amazon ormanları son 15 yılın en büyük kaybını yaşadı. Brezilya Uzay Araştırmaları Ajansı raporuna göre, Amazonlar’daki kayıp, bir önceki yıla göre yüzde 22 arttı. Amazonlardan sadece geçen yıl 18 milyon ağaç kesildi. Bu Katar’ın yüzölçümünden daha büyük alan demek.