Seyir Defteri

Yarın Kime Göre Yarın, Dün Kimin İçin Dün?

Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve’ın çektiği Arrival (2016), uzaylı filmleri arasında bambaşka bir yerde duruyor. Diğerleri gibi uzaylıların neye benzediğiyle ya da ne yapmak istediğiyle ilgilenmiyor; dili nasıl kullandıklarını mercek altına alıyor.

Dünyaya inen birkaç uzay gemisinin amaçlarını anlamak isteyen yetkililer, onlarla iletişime geçmek için dilbilimci Dr. Louise Banks’ı ve ona yardımcı olması için fizikçi Ian Donnelly’i yetkilendiriyor.

İki Zaman Bir Kelime

Zaman ifade eden kavramlar, kültürden kültüre farklılık gösteriyor. Söz gelimi Çinliler, Türkçedeki “gelecek” haftayı ifade etmek için “aşağı” hafta tabirini kullanıyor. Hintçede “kal” şeklinde telaffuz edilen kelimeyse hem dün hem de yarın manası taşıyor. Çünkü bu sözcük “içinde bulunulan zamana bir gün uzaklıkta” anlamına geliyor.

Doğrusal Zaman Algısı

Doğrusal zaman algısına sahip kültürlerde, gün ve zaman planlamasının oldukça katı olduğunu görürüz. Doğrusal zaman algısına sahip Amerika, Almanya, İsviçre, İngiltere gibi ülkelerde planlamalar bazen haftalar bazen aylar öncesinden yapılabilir.

Çoklu Zaman Algısı

Diğer yandan, çoklu zaman algısına sahip kültürlerde katı planlar görülmez. Bir konu hakkında tayin edilen zamana riayet edilmeyebilir. Çoklu zaman algısına sahip olan ülkelerden birkaçını sıralayalım: İspanya, Fransa, Arabistan ve Brezilya.

Harf Dizilimi BileEtkili Olabiliyor

Zaman algısının konuşulan dille doğrudan ilişkili olduğunu savunan dil bilimciler, bu görüşlerini insan düşüncesinin yerel dillerden yoğun bir şekilde etkilendiğini savunan Sapir-Whorf hipotezi ya da dilsel görecelikle destekliyor. 1950’lerde şöhret kazanan bu tez, insanların dilbilgilerine dayanarak farklı gözlemler yaptıklarını, bu nedenle düşünce yapılarının göreceli olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, harf diziliminin de bu algıyı etkilediğini söylüyor. Yani sola doğru yazan bir kişiyle aşağıya doğru yazan birisinin zamanı algılama biçimi farklılık gösterebiliyor.

BEYAZ PERDE
Lion

Abisinin uyurken bir tren istasyonuna bıraktığı beş yaşındaki Saroo, uyandığında kendini yaşadığı şehirden kilometrelerce uzakta bulur. Artık kayıp bir çocuktur. Eve nasıl döneceğiyle ilgili hiçbir fikri yoktur. Sokaklarda geçen hayat, kötü niyetli insanlardan kaçış ve nihayet bir yetimhane. Sonradan Avusturalyalı bir aile tarafından evlat edinilen küçük çocuk, üniversiteye başladığı sene Hintli arkadaşlarının evinde maziye döner. Hissettiği özlemle kaybettiği ailesini aramaya başlar. Gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlanan film, 89. Akademi ödüllerinin adayları arasında yer aldı.

KÜRATÖR
İskoçya Ulusal Müzesi / Edinburg

1982’de üretilen dünyanın ilk taşınabilir bilgisayarı Osborne 1, 1903’te dünyanın ilk uçağını havalandıran Wright Kardeşlerin geliştirdiği ilk uçak motoru, 1996’da yetişkin bir hücreden klonlanan ilk hayvan Dollly’nin tahniti, 1997’de Forth Nehri kıyısına vuran Moby adlı ispermeçet balinasının 1,5 ton ağırlığındaki kafatası ve 1988’de Montana’da bulunan 12 metre uzunluğunda, 6 metre yüksekliğindeki Dinazor Tyrannosaurus Rex’in iskeleti Edinburg’ta bulunan muhteşem İskoçya Ulusal Müzesi’nde sergileniyor. Koleksiyon çeşitliliğiyle göz kamaştıran müzede telefonun gelişimini anlatan bölümleri de ziyaret edebilirsiniz.

AYRAÇ
Yalnız Seni Arıyorum- Orhan Veli

Ankara’da belediyenin açtığı bir çukura düştüğünde henüz 36 yaşındadır Orhan Veli. Başından yaralanır. Ardından İstanbul’a gelir; bir arkadaşının evinde rahatsızlanır ve hayatını kaybeder. Son kez giydiği ceketinin cebinden bir diş fırçası ve o diş fırçasına sarılmış bir kâğıt parçası çıkar. Kâğıdın üzerinde bitmemiş bir şiir vardır: Aşk Resmigeçidi! Âşık olduğu tüm kadınları anar Orhan Veli bu şiirinde. Birisi hariç: Nahit Fıratlı.

Orhan Veli’nin kime yazdığını açıkça belirtmediği bu şiirin son mısrasının Nahit Hanım’ı çağrıştırdığını söyler Cemal Süreya. Ölümünden 64 yıl sonra ortaya çıkan mektuplarında bu hakikati daha derinden hissediyoruz. Yalnız Seni Arıyorum, Kanık’ın Nahit Hanım’a duyduğu sevginin bir belgesidir adeta. Şiirleri ile çığır açan büyük şair, nasıl bir gönül ustası olduğunu da Nahit Hanım’a mektuplarıyla kanıtlıyor.

Bir Kelime: “fecaat

Çok acıklı durum. Yürek parçalayıcı vakıa. Arapça “birinin canını acıtmak” anlamına gelen “feci” kelimesinden türetilmiştir. “Bütün fecaat, insanın, insanla karşılaşa karşılaşa, en sonunda kendisini tanımayacak hâle gelmesi.”

Ahmet Hamdi Tanpınar / Huzur

Bir Söz

“…Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası ne su havzaları ne ağaç silsilesi… Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır vatan.”

Ahmet Ümit / Elveda Güzel Vatanım

Bir Bilgi

82 yaşındaki Fransız yazar Annie Ernaux, kişisel hafızanın köklerini, mesafelerini ve kolektif kısıtlamalarını keşfetmedeki cesaretinden dolayı 2022 Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Ernaux eserlerinde genellikle sınıf farklılığı, kadın özgürlüğü, evlilik, yaşlılık, gibi konuları ele alıyor.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar