Ramazan’ı Hakkıyla Yaşamaya Çalışanlar

Rahmet ve bereket ayı Ramazan’a nihayet ulaştık. Pek çoğumuz hazırlıklarını yapmıştır bu ay için. Fakat Ramazan'ı dört gözle bekleyenlerde apayrı bir heyecan var. Kimi her gün misafir davet ediyor iftara, kimi de üç günde bir hatim indiriyor...

ŞEMSİNUR ÖZDEMİR

Cenabı Hakk’ın bütün varlığa hediye ettiği mer- hamet ayı Ramazan, içinde “bin aydan daha hayırlı” olan Kadir Gecesi’ni barındırmasıyla da mü’minler için bir arınma fırsatıdır.

Layıkıyla idrak etmeye çalışan herkes bu kutlu ayda, kulluk adına elinde ne varsa ortaya koyar ve Rabbül Alemin’den affını, sevgisini ve yakınlığını talep eder. Peki, Ramazan’ı hakkıyla yaşamak nasıl mümkün olabilir?

Bu dosyamızda, Ramazan’ı hakkıyla değerlendirmeye çalışan değerli isimlerle görüştük. Okuyacak- larınızı her ne kadar anlatmak istemeseler de ısrar ederek kabul ettirdik. İşte birbirinden güzel Rama- zan’ı değerlendirme hikâyeleri.

3 günde bir hatim yapan Mehmet Eldem:

KAYGIM VAR; BİR DAHA RAMAZAN’A KAVUŞAMAZSAM!

Yıllardır Ramazan’ı bir Kur’an okuma bayramı gibi geçiren Mehmet Eldem, her Ramazan’ı son kez idrak ediyormuş gibi yaşadığını söylüyor.

“EVDE HER NAMAZI CEMAATLE KILARIZ”
Mehmet Eldem, “Yarın benim değil, düne hükmedemem, sadece bugün bana ait.” düşüncesiyle, tam 22 yıldır teravihleri eşi Nuran Hanım’la beraber hatimle kılıyor. 67 yaşındaki Eldem, önce ayda bir hatim niyetiyle başlar ve en son Ramazan’da ise Kur’an’ı Kerim’i 11 kere okur.

Mehmet Eldem, bunun nasıl mümkün olduğunu şöyle anlatıyor: “Bizim evde 40 yıldır değişmeyen bir adet vardır. Evde namazları mutlaka cemaatle kılarız. Özellikle Ramazan’da akşam namazından sonra evvabinle başlayıp yatsının ardından teheccüd namazıyla nihayetlenen 40 ile 50 rekât arasında sünnet ve nafile namaz lütfediyor Rabbim. Bir de gündüz namazlarında okuduklarımızı ekleyince 3 günde bir hatim bitiyor.”

“Bu yaşınıza rağmen zor olmuyor mu?” sorumuza ise, “Kaygım var. Seneye ya dizlerim tutmazsa, gözlerim görmezse, secde edemezsem… Sadece bugün bana ait ve bugünü iyi değerlendirmem gerek.” şeklinde cevap veriyor:

ŞÜKÜR Kİ SAĞLIĞIM YERİNDEYKEN YAPMIŞIM

Ramazan’ı ikram ve infak bakımından çok yoğun yaşıyor Elif ve Ali Açıl çifti. Onların haneleri, aileyle geçirilen birkaç günün haricinde, iftar ve sahurlarda hep misafirle dolu olmuş.

Açıl çifti, daha çok öğrencilerin davet edildiği ve lüksten uzak fakat bereketli sofralar kurarlarmış. Ağır ve zahmetli yemeklerin sık misafir almayı engellediğini söyleyen Elif Açıl, “Bu şekilde hem yüksek bütçe, hem vakit hem de çok fazla fiziksel güç harcamam gerekmiyordu. Hem misafir alıyor hem de ibadetlerimi yapmaya vakit buluyordum. Eski günlerde iyi ki yapmışız. Binlerce şükür olsun ki, sağlığım yerindeyken elimden geleni yapmışım.”

MİSAFİRSİZ GEÇEN HÜZÜNLÜ RAMAZAN
Elif Açıl’ı en çok Korona kısıtlamaları üzmüş. En hüzünlü Ramazanlarını geçen sene evde yalnız kalınca yaşamışlar. Fakat onlar bu sefer yaptığı yemekleri öğrencilere, eş, dost ve komşulara göndermiş. Bu sene de sağlığı el verdikçe devam etme niyetinde.

Çelebi Çifti:

TERAVİH NAMAZI ÖZELDİR, KAÇIRMAMAK GEREK

Ramazan’ı dolu dolu yaşamaya gayret eden bir aile de Çelebi ailesi: Kur’an kursu öğretmeni Halide Hoca ile Din Kültürü öğretmeni Muhsin Hoca. “Yarım hurmayla dahi olsa iftar ettirin.” hadisini hatırlatan Halide Hoca, “Bu niyetle, korona günlerinde, evimize davet edebilirsek ediyoruz, edemezsek gıda ve hediye paketleri hazırlayarak, dost ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuşuyor.

“İNTERNETTEN MUKABELE OKUYORUZ” 

Muhsin Hoca, geçen yıl sahurdan sonra 10 dakika, sabah namazından sonra da kerahet vaktinde 40 dakika meal okumuş. O bitince Riyazü’s Salihin’e devam etmişler Halide Hoca ise internetten arkadaşlarıyla mealli mukabele okumuş, sohbetler etmiş, dua meclisleri kurmuş, “Bu dönemde evimizi mescide çevirdik.” diyor.

RAMAZAN’A ÖZEL NAMAZ: TERAVİH
Teravih namazlarını her gün ailece kıldıklarını söyleyen Muhsin Hoca, “Çünkü teravih namazı, sadece Ramazan’a özeldir. Ramazan’dan sonra bir gecede 200 rekât da kılsan aynı sevabı alamazsın. Adı da teravih olmaz. Efendimizin (sas) af müjdesi de teravihe ait. Kaçırılır mı hiç!” şeklinde konuşuyor.

Kur’an öğretmeni Ayşe Hanım:

RAMAZAN BENİM BAYRAMIM

Ramazan’a öncelikle zihnen hazırlandığını söyleyen Ayşe Hoca, “Bu Ramazan’ı ailemle, çocuklarımla çok güzel geçireceğim, diye baştan niyet ediyorum. Çünkü insan, sevdiği bir misafiri karşılıyor gibi karşılamalı Ramazan’ı ve o ayda zamanını çok iyi değerlendirmeli. Ramazan ayı benim bayramım oluyor adeta. Ve bitiminde hüzünle- niyorum. ‘Benden memnun ol ve tekrar gel.’ diye dua ediyorum. Şevval ayındaki 6 günlük sünnet oruçları Ramazan’ın bitmesine biraz teselli gibi geliyor.” diyor.

“RAMAZAN’DA KUR’AN OKUMAYI ÇOK SEVİYORUM”
Ramazan’da Kur’an okumayı çok sevdiğini söyleyen Ayşe Hanım, “Evimin ağır temizliğini ve Ramazan ikramlarını önceden yapıyorum ki Ramazan’da ibadetlerime engel olmasın. Böyle olunca Kur’an okuma ve diğer ibadetlerimi yapmaya vakit bulabiliyorum. İnsan Ramazan’da

Kur’an bilmiyorsa öğrenmeli, az biliyorsa geliştirmeli. Çünkü bu ay çok değerli ve sevabı diğer zamanlara göre çok farklı.” diyor.

BİR GÜNDE 4 FARKLI MUKABELE 

İstanbul Sümbül Efendi Kız Kur’an Kursu mezunu olan Ayşe Hanım, yaklaşık 20 yaşından beri her Ramazan farklı gruplara mukabele okuyor. Üç çocuklu bir anne olmasına rağmen bir günde 4 ayrı yerde mukabele okuma fırsatı olmuş. Bir yandan da kadın ve çocuklara Kur’an okumayı öğretmiş.

Ayşe Hoca’nın İslam’ın genel itibariyle yaşanmadığı toplumlarda bulunanlar için de teklifleri var: “Mukabele okurken takip edebilirler. Eğer çocuklar Kur’an okumayı bilmiyorsa bu ayda öğretmeye başlanabilir. Evde birlikte kılınan teravih namazları çocukların alışkanlık kazanmaları için güzel olur. Küçük çocuklara özel namaz kıyafeti almak da teşvik edici oluyor.”

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar