Nereden Geldi Bu Sözler?

Kambersiz Düğün Olmaz

Kanber, Hazreti Ali’nin sadık, vefakâr ve sevgili siyahi kölesinin adıdır. Halifeliği zamanında kendisinin hacipliğini yapmış; asli görevlerinin yanı sıra, günlük işlerini yürütme, misafirlerini karşılama ve ağırlama gibi vazifeleri de yerine getirerek ona olan bağlılığıyla ünlenmiştir. Hz. Ali kendisini azat etmiş; ne yazık ki daha sonra “zalim” lakabıyla meşhur Emevî valisi Haccâc tarafından şehit edilmiştir.

Kelime, Türkçede daha çok “kamber” şekliyle kullanılmaktadır. “Kambersiz düğün olmaz!” deyimi de her işin içinde bulunmak hevesinde olanlar için yarı sitem, yarı şaka yollu söylenen bir sözdür.

Turfanda Meyve

Turfanda, mevsiminden önce veya mevsimin henüz başında yetiştirilmiş meyve ve sebze anlamına gelen bir sözcüktür. Daha ziyade, hasat zamanı gelmeden toplanan meyveler için kullanılır. Söz konusu yemişler, ekseriyetle tam olarak olgunlaşmamıştır. Bu nedenle, “turfanda meyveler” normalden daha küçük ve daha az tatlı olabilir. “Turfanda meyve yemek” tabiri ise, hasat zamanı gelmeden toplanan meyvelerinin tüketilmesini ifade eder. Bu meyveler, nispeten pahalıdır; çünkü vakitsiz toplandıkları için az bulunurlar. Deyim ayrıca “bir şeyi zamansız yapmak” anlamında da kullanılır.

Lades

Siz de “aklımda” kelimesini duyduğunda çocukluğuna gidenlerden misiniz? Lades tutuştuğumuzda rakibimizin bize uzattıklarını almadan nasıl da “Aklımda!” diye bağırıverirdik! Oyunun adı Farsçadan geliyor. Orijinali “yâd-est” ve anlamı da hatırımda! Lades de birçok oyun gibi çocukluğumuzun hatıralarının arasındaki yerini aldı; değil mi?

Darısı Senin Başına

Bir başarı veya mutluluk başkası için de istendiğinde kullanılan bu deyimin ilginç bir hikâyesi var. Eskiden Anadolu’da evlenen çiftlere çeşitli armağanlar verilirmiş. Hediyelerin şimdiki kadar çeşitli olmadığı o devirlerde sevgi ve saygı ifadesi olarak karşılıksız verilenler arasında şeker, buğday, darı (mısır) gibi ürünler de yer alırmış. Velhasıl, “Darısı senin başına!” temennisi bu gelenekten yadigâr kalmış.

Beyaz Perde

Casuslar Köprüsü (Yönetmen: Steven Spielberg | Oyuncular: Tom Hanks, Mark Rylance, Scott Shepherd)

Soğuk savaş döneminde Amerikalı bir pilot Sovyetler Birliği’ne esir düşmüştür. Tutsak pilotu kurtarabilmek için CIA tarafından bir avukat görevlendirilir. Bu görev oldukça zorlu ve bir o kadar da tehlikelidir. Bu cümleler filmi her ne kadar aksiyon dolu ve hareketli hissettirse de oldukça sakin ilerleyen bol diyaloglu bir yapım Casuslar Köprüsü. Tom Hanks oyunculuğunu Steven Spielberg yönetmenliğiyle birleştiren Casuslar Köprüsü, adını başarılı tarih filmlerinin zirvesine yazdırabilmiş harika bir yapım.

Küratör

Boston Halk Kütüphanesi | ABD

1848’de açılan, Amerika’nın Massachusetts eyaletinde bulunan bu kütüphanede sanat eserleri sizi daha kapıda karşılıyor. Amerika’nın ilk halk kütüphanesi olan bu yapı, sahip olduğu eserler bakımından çok zengin. Bünyesinde Orta Çağ’a ait 1.7 milyon el yazması eser barındırıyor. Shakespeare’in ilk baskıları ve Daniel Defoe’nun orijinal koleksiyonu da bu kütüphanede yer alıyor.

Ayraç

İnsan Kendine de İyi Gelir (Ahmet Büke)

Sıradan insanların yaşantısından edindiği gözlemleri öykülerine taşıyan Ahmet Büke; tanıdığı, bildiği insanları konuk ediyor öykülerine: Dede, babaanne, yan komşu, Arap Hatçam Teyze, Bakkal Nihat, Akile Teyze, Berber Kazım ve daha birçok karakter… Mahalle kültürünü ve gündelik hayatı işlediği öyküleriyle bize bizi anlatıyor Büke. Bazen şaşırtarak, bazen gülümseterek. Okudukça biz çıkıyoruz ortaya ve karakterlerle daha yakın bağlar kuruyoruz. Hayvanların, bitkilerin, duyguların kişileştirilmesine de tanık olduğunuz “İnsan Kendine De İyi Gelir”de, birbirine görünmeden bağlanan otuz sekiz kısa öykü yer alıyor.

Bir Kelime

Şilep “yük gemisi” demektir. Atilla İlhan, “Batan Bu Köhne Şilep” şiirinde şöyle seslenir:

Garson masa iyi manzarayı değiştir
sırası mı mehtabın yıldız yağmurunun
bu gece yalnızım onlar gelmeyecek
sapa bir yerindeyim umutsuzluğumun

bu gece yalnızım onlar gelmeyecek
batan bu köhne şilepte ne işleri var.”

Bir Söz

Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.” Tarkovski

Bir Bilgi

İslam’ın beş şartından biri olan oruç ibadeti, Medine döneminde, hicretin ikinci yılında, şaban ayında farz kılınmıştır (Şubat 624). İlk ramazan orucu ise hicretin ikinci yılının 17 Ramazan’ında (14 Mart 624) Bedir Savaşı’na denk gelmiştir.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar