Lanete Uzak, Rahmete Yakın…

5
Gençler Soruyor!

Batı toplumlarında eşcinsellik, medya, eğitim ve hukuk alanlarında giderek daha fazla görünürlük kazanıyor. Müslüman bireyler olarak, bu gelişmelerle yalnızca kamusal alanda değil; iş, okul ve sosyal çevrelerimizde de sıkça karşılaşıyoruz. Böyle bir ortamda, nasıl bir duruş sergilemeliyiz? Hem değerlerimizi koruyup hem de ayrımcılık ya da dışlayıcılık ithamlarından kaçınabilir miyiz?

Son yıllarda eşcinsellik konusuna dair, zaman zaman öfke veya kaygıyla ifade edilen sert yargılara hatta “lanetleme” gibi ağır ifadelere rastlıyoruz. Oysa Kur’an-ı Kerim ve sahih hadislerde, bu yönelime sahip bireyleri doğrudan hedef alan bir lanet ifadesi yoktur. Bilakis, Peygamber Efendimiz yüz kişiyi öldüren birinin bile samimi pişmanlıkla affedilebileceğini haber verir (Müslim, Tevbe, 46). Müşrikler hakkında beddua istenince ise, “Ben lanetleyici olarak değil, rahmet olarak gönderildim” buyurur (Müslim, Birr, 87).

İslam’da “lanet”, yani Allah’ın rahmetinden uzak kalmak, ancak ilahi hükmü kesinleşmiş varlıklar için geçerlidir: Şeytan ya da açık zulüm ve inkâr üzere ölmüş kimseler gibi. Bunun dışındaki her kul için dönüş, tövbe ve yeniden başlama ümidi daima vardır. Hüküm verme yetkisi bize değil, Rabb’imize aittir.

. . .

Önceki İçerikAh Bu Sular…
Sonraki İçerik“Hiç İstek Duymuyorum”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın