Sinema
Ah, çocukluğumuzun o büyülü nostaljisi! Ah her bir çizgi romanın, bizim için dünya üstü maceralara açılan birer kapı olduğu o altın çağlar! Mahalle arkadaşlarımızla çizgi roman alışverişi yapar, onları birbirimize pencerelerimizden uzatır, içlerindeki fantastik hikâyelere büyük bir hevesle dalardık. İster anne korkusuyla kuytu bir köşede saklansın ister öğretmenden çekinerek ders kitaplarının arasına konsun, her bir süper kahraman bizi alıp kendi dünyasına götürmeyi başarırdı.
Ta o zamanlarda bile, onca ikonik karakterin içinden biri, benim bütün ilgimi çekmeyi başarırdı: Örümcek Adam! Alıştığımız diğer süper kahramanlar kadar büyük bir hayranlık uyandırmasa da hikâyeleri mizah, heyecan ve aksiyonla doluydu. Bir de Marvel’ın en ilgi çekici antikahramanlarından birinin, Venom’un tanıtımıyla…
Venom’un doğuşu
Venom, ilk olarak Örümcek Adam evreninde, uzaylı bir simbiyot olarak ortaya çıktı. Uzaydan gelen, kendisini bir konakçıya bağlayarak yeteneklerini güçlendiren ve karanlık içgüdülerinden beslenen; duyarlı, sıvı benzeri bir varlık olarak tanımlanıyordu. Simbiyot, Peter Parker ile bağ kurduğunda onu korkutucu bir versiyonuna dönüştürdü. Daha hızlı, daha güçlü ve çok daha acımasız. Ancak bu yeni gücün bir bedeli vardı; Peter’ın değerlerini bozdu ve onu olmayan birine dönüştürdü. Simbiyottan kurtulma yolculuğu, Örümcek Adam’ın en yoğun iç savaşlarından birini sergileyen zorlu bir süreçti.
Bu karmaşık karakterin potansiyelini fark eden Sony, Venom’a kendi bağımsız hikâyesini sunma şansı verdi. Tom Hardy’nin canlandırdığı Eddie Brock ile simbiyot arasında kurulan bağ, Venom’u sadece Örümcek Adam’ın düşmanı olarak değil; aynı zamanda kendine özgü, ilgi çekici bir anlatıya sahip antikahraman olarak yeniden canlandırdı. Bu değişim, Venom’u kötü bir adamdan, iyi ve kötü arasındaki çizgilerin belirsizleştiği bir evrende, ikili doğasıyla boğuşan beklenmedik bir kahramana dönüştürdü.
Evrenler arası yolculuk
En son bölüm olan Venom: The Last Dance, farklı dünyalardan gelen iki dışlanmışın kaotik yolculuğu olarak da tanımlanabilir. Eddie Brock ve simbiyot arkadaşı, onları yok etmek isteyen bir gerçeklikte yol alan kendi başına kaçaklar durumundadır. Film, tuhaf bir hippi ailesinin alt hikâyesi, başka bir evrenden gelen yaratıklar ve onların peşinde olan gizemli bir özel görev gücüyle iç içe geçmiş kurtuluş mücadelelerini araştırıyor. Hikâye, küresel izleyicileri garip bir şekilde büyüleyen bir formül hâline gelerek, delilik, aksiyon ve kara mizahın bir kaleydoskopunu sunuyor.
Film yer yer sıkıcı olsa da, yoğun aksiyon sahneleri tam zamanında devreye girerek anlatıya yeni bir boyut kazandırıyor. Son, simbiyotun her biri yeni bir konakçıya sahip olabilen ve farklı bir kişilik ortaya çıkarabilen birden fazla parçaya ayrılma yeteneğine işaret ediyor. Bu, gelecekteki Venom hikâyeleri için sonsuz olasılıklar sunuyor. Esasen, bir Eddie düşebilir, ancak diğeri yükselerek bu simbiyotik destanı sürdürecektir.
Hollywood’un mantrası açık: Seri kârlı olduğu sürece, devam filmleri ve yan ürünler de gelmeye devam edecek. Karışık eleştirilere rağmen, Venom filmleri gişede başarılı olduklarını kanıtladı ve Sony’nin Örümcek Evreni‘ni canlı ve güçlü tuttu. Ancak, Sony’nin tüm girişimleri bu kadar şanslı olamayacak gibi görünüyor. Zira Morbius ve Madame Web gibi filmler, hayranlarla bağ kurmakta zorlandı ve stüdyonun Örümcek Adam‘ın yan hikâyeler galerisini sömürme stratejisi hakkında soru işaretleri doğurdu.
Ancak Sony yılmış görünmüyor. Bir sonraki büyük bahisleri, Örümcek Adam‘ın ikonik düşmanlarından bir diğeri etrafında dönen Kraven the Hunter. Bu yeni ekleme, izleyicileri büyüleyecek mi yoksa vasat yan ürünler listesine mi girecek, bunu zaman gösterecek.
Sırada ne var?
Hollywood, çizgi roman uyarlamaları için arayışını sürdürürken, Venom Destanı karmaşık antikahramanların cazibesinin bir kanıtı olarak öne çıkıyor. Karakterin yan kötü adamdan bağımsız bir yıldıza dönüşümü, ahlaki belirsizliğin ve kusurlu kahramanların kutlandığı süper kahraman sinemasının değişen manzarasını yansıtıyor.
Örümcek Adam yan ürünlerinin geleceği, şu anda öngörülemez durumda. Bu yolda Venom gibi isabetli bir hikâye var; ancak ıskalar da var. Yine de bir şey kesin: Bu hikâyelere talep olduğu sürece, Sony onları üretmeye devam edecek.
Takipte kalın, çünkü bu evrende hikâyeler asla gerçekten bitmez.