Kadir Afacan | Editör
İnsanın dünyadan beklentileri ve isteme içgüdüsü sınırsızdır. İnsan bu ihtişam arz eden içgüdülerle, hangi enstrümanlarla mücadele edebilir? Payot, İrade Eğitimi’nde, insanın değerli bir eylem ortaya koyması için hangi duygularını güçlendirmesi gerektiğini bize örnekleriyle anlatıyor.
Zor zamanlarda irademizi nasıl sağlamlaştırır ve yolumuza devam ederiz? Başarı için insan iradi çabasını nereye yöneltmelidir? Payot, bu eserinde bize güncelliğini koruyan sorular eşliğinde, canavarlaşan zaman dilimlerinde kişiliklerimizi nasıl oluşturup yönlendireceğimize dair muhteşem bir düşünce festivali vaat ediyor.
Jules Payot, şüphesiz tanınmayı hak eden bir fikir adamı. Düşünce geleneğimizde ona referans olan yazarların olmasının, onun Türkiye’deki tanınırlığını arttırdığı bir gerçek. Bu yazarlardan biri de irade dünyamızın örnek simalarından, Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’dir. Meşhur Gençlerle Başbaşa adlı eserinde, Payot ve onun bu yapıtından heyecan taşıyan bir övgü ile bahseder. Başgil, İrade Eğitimi kitabı için, “Ah, bu kitap on sekiz yirmi yaşlarında iken elime geçmeliydi. Bu kitabı geç okuduğuma üzülüyorum.” diyordu. Düşünce dünyamızın bir başka yıldızı Cemil Meriç de disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendiğini belirtiyordu. Kitabın bu referanslara sahip olmasının rüzgarını arkasına alan pek çok yayınevi son zamanlarda bu kitabı tercüme ederek yeniden okuyucularının beğenisine sundu.
Jules Payot Kimdir?
İsviçre’de 1859 yılında dünyaya geldi. Fransızca konuşan zanaatkâr bir ailenin çocuğu idi. Edebiyat ve felsefe eğitimi aldı. Edebiyat doktoru unvanı aldıktan sonra bir süre öğretmenlik yaptı. Daha sonraki yıllarda üniversitede idarecilik görevini icra etti. Entelektüel ilgi alanı çok geniş olan Payot, 1894 yılında yazdığı L’éducation de la volonté (İrade Eğitimi) kitabı ile büyük bir şöhret kazandı. Eğitimin bir bilgi verme işleminden daha çok bir irade kazandırma faaliyeti olması gerektiğini savunduğu fikirleriyle bütün dünyada tanındı.
“Bilinçli Bir İrade” Ortaya Koymak Zorunludur
Alfred Adler’e göre “yaşamak”, “bir amaca ya da bir ideal kişiye varmak için” çaba harcamaktır. Bir amaca ulaşmak için insanın bilinçli bir irade ortaya koyması zorunludur. İrade sahibi insan, bilen insandır. Fakat sadece bilmek insanı irade sahibi yapmaz. İnsan birçok şeyi bilir; ama yapması gereken şeyler üzerinde ortaya gönülden bir çaba koyamayabilir. Çünkü insan içgüdüsel olarak tembel bir varlıktır. Payot, insanın ilk önce bu tembellik ile mücadele edebilecek pratik değer ve tercih ölçülerine sahip olması gerektiğini söyler. Bu da yetmez, bunların telkin ve bazı motiflerle beslenmesi gerektiğini belirtir. Eğer bu süreçler düzenlenmezse insanın kendi kendine tembellik üreteceğini savunur; “karakterimizi düzenleyerek bu tür tembellikle baş edebiliriz” der. Çünkü tembellik olarak tanımlanan birçok şey öğrenilmiş alışkanlıklarımızdır. Yani hayatta başarılı olmamızı engelleyen şeylerin başında gün içinde zamanı iyi kullanmamamız gelmektedir. Bu da ona göre iyi eğitilmemiş bir karakter sorunudur. Payot, insanın karakterinin değiştirilebileceğine inanmaktadır. İnsanın karakteri değişmez diyen düşünürleri reddetmektedir. Büyük şeyler yedana getiren bir coşkunun ona göre değiştirmeyeceği bir şey yoktur.
Duygularımızı Eğitmezsek Vakaların Esiri Oluruz
Payot, insanın duygularının gücü ölçüsünde harekete geçebileceğini savunur. Ona göre yaşadığımız şeyler değil, o anda edindiğimiz duygular hayatımızı belirleyecektir. Duygularımızı eğitmezsek vakalar bizi esir alır. Vakaların gücüne değil; kendi doğurabildiğimiz duyguların gücüne inanmalıyız. Kendi duygusunu oluşturabilen insanlar cesur olurlar. Duyguyu düşünceyi oluşturabilen insan, mutlaka harekete geçme gücünü kendinde görecektir. Düşünmek için imgelerden kurtulup düşündürücü gücü yüksek olan sözcüklere yönelmeliyiz ki duygularımızı kolayca yüksek iyiye yönlendirebilelim.
Payot’un İrade Eğitimi kitabını, aklımızı yeniden düzenlemek, irademizi eğitmek ya da benliğimiz üzerinde hakimiyet kurmanın yollarını bize göstermek isteyen bir düşünce adamını tanımak için okuyabiliriz.