Yangın olur biz yangına gideriz… 

Osmanlı'nın itfaiye görevlileri olan tulumbacılar, yangınlarıyla meşhur İstanbul’un yangın söndürme umuduydu. III. Ahmed zamanında kurulan tulumbacılar, sırtlarında tulumbalarıyla naralar atarak yangına koşardı. Evlerin umumiyetle ahşap olduğu İstanbul’da bir evde çıkan yangın, bir mahalleyi kısa zamanda yok edebilirdi.

BAHADIR TARIK BURAK

Osmanlı’nın itfaiye görevlileri olan tulumbacılar, yangınlarıyla meşhur İstanbul’un yangın söndürme umuduydu. III. Ahmed zamanında kurulan tulumbacılar, sırtlarında tulumbalarıyla naralar atarak yangına koşardı. Evlerin umumiyetle ahşap olduğu İstanbul’da bir evde çıkan yangın, bir mahalleyi kısa zamanda yok edebilirdi.

Yangınlardan anında haberdar olabilmek için, o vakitler İstanbul’un en yüksek iki binası olan Galata Kulesi ve Beyazıt Yangın Kulesi kullanılırdı. İşin trajikomik yanı ise, gözetleme kulesi olarak kullanılan Galata Kulesi’nin bile defalarca yanmasıdır…

Yangına en çabuk şekilde müdahale etmek tulumbacıların bacaklarındaki kuvvete bağlı olduğundan, çoğu zaman onlar yangın yerine ulaşana kadar iş işten geçmiş olurdu. Fotoğrafta paçalarının sıvalı olması dikkat çekici. Bunun sebebi basit: yangında paçaları tutuşmaması için, “baldırı çıplak” dolaşırlardı.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar