Dr. Figen Es
James W. Pennebaker, duyguları yazarak ifade etmenin, beden ve ruh sağlığına etkileri üzerine çalışmış bir sosyal psikoloji profesörü. Araştırmasında bir yandan öğrencilerle yazma çalışmaları yapılmış, bir yandan da tıbbi analizlerle öğrencilerin biyolojik durumları takip edilmiş. Testler, yazmaya devam eden öğrencilerin kanlarında stresi gösteren verilerin düştüğünü göstermiş. Ayrıca yazan öğrencilerin eskisi kadar revire gitmedikleri de tespit edilmiş.
Yazmak İyileştiriyor
Elbette yazı, doğrudan bir ilaç gibi tedavi etmiyor; ama vücut direncini artırıyor. İnsanın, zihninde bir tümör gibi dolanıp duran düşünce ve olayları yazması beyninde ve vücudunda oluşan olumsuz baskıları hafifletiyor.
Aksatmadan, her gün, 30 dakika… Oturun masanın başına, sehpanın önüne, hiç değilse defterinizi kucağınıza alın; saat tutarak, telefonunuzu kapatarak, başka bir şeyin sizi bölmesine izin vermeden, içinizden geldiği gibi yazın. Kızdığınızı, sevindiğinizi, kırıldığınızı, güldüğünüzü yazın… Kimsenin okuması gerekmiyor. Sonra zihniniz düzene girdiğinde, Allah’ın izniyle beyninizin biyokimyası revize olduğunda, yazdıklarınızı okurken, “Hey gidi günler hey! Ben neler yaşamışım!” diyeceksiniz.
“Tamam da Figen Hanım, yazacaklarım öyle beni mutlu edecek şeyler değil ki! Nasıl engellendiğimi, yok sayıldığımı, rencide edildiğimi; özlük haklarımın nasıl elimden alındığını, insan olmanın zorluklarını anlatacağım. Bütün bunları yazarken yaşadıklarımı tekrar hatırlayacağım, sinirlerim tekrar bozulacak.” dediğinizi duyar gibiyim. Ama öyle değil! Yazmak, çözümlemektir. Onun için, yaşadıklarınıza uzaktan ve objektif bir gözle bakmanızın herkesten çok size faydası var.
Kendime Mektuplar
Bu iyileşme yolculuğuna terapistlerin öğütlediği gibi küçük, ulaşılabilir hedeflerle başlamalıyız. Mesela kendimize mektup yazabiliriz. İddia ediyorum, ilk mektupla onuncu mektup arasında değişen pek çok şey olacaktır. Mesela hitaplarımız. Birinci mektuba “Nasılsın Figen? Bu yazı işi bir şeye yarayacak mı acaba?” diye başladığınızı düşünün. Onuncu gün, “Canım Figen’im, bana iyi sabrettin. Sana karşı ne kadar da şefkatsiz ve acımasız davrandım. Ne uykuna dikkat ettim ne karaciğerine… Gece gece midene yolladığım ağır yiyeceklere de dikkat etmedim. Ben sana ne kadar da acımasız davranıyorum, değil mi? Figen’im bana hakkını helal eder misin?” diyeceksiniz. Ve altına bir imza atacaksınız: Figen!
Yazmanın faydaları
Stresinizi Azaltır: Yazmak, stres seviyenizi düşürmenize yardımcı olabilir. Bir tür duygusal rahatlama sağlar ve zihninizi sakinleştirir.
Bakış Açınızı Değiştirir: Yazmak, olaylara farklı bir açıdan bakmanızı sağlar. Reddettiğiniz veya inkâr ettiğiniz düşünceleri yazarak, alternatif bakış açılarına kapı aralayabilirsiniz.
Hatıralarınızı Korur: Anılarınızı kaleme almanız, dönüp geriye baktığınızda hatırlayacağınız şeyleri biriktirir.
Fikir Verir: Yazmak, yaratıcılığınızı besler. Kelimelerle oynayarak yeni fikirler üretebilirsiniz.
İfade Yeteneğinizi Güçlendirir: Yazmak, duygularınızı, düşüncelerinizi ve hayallerinizi ifade etmek için güçlü bir araçtır.
İyileşme Sağlar: Yazarken, bilinçaltınızın derinliklerine inebilirsiniz. Travmaları tanımlayabilir, duygusal yaraları iyileştirebilir ve kendinizi daha iyi anlayabilirsiniz.