Kış, mü’minin baharıdır

Kış mevsimini hep olumsuz algılar zihinlerimiz. Fakat Rahmet Peygamberi, bu mevsime öyle değerli bir sözle farklı bir bakış açısı sunar ki, artık mevsimlerin en kıymetlisi gözüyle bakarsınız ona: Kış mü’minin baharıdır.

Her zaman bahar türküleri söylenir, bahara destanlar düzülür. Bahar biterken gelecek nevbaharlar için şiirler yazılır, hep kışın sonuna vurgu yapılır. Her tarafı bembeyaz örtüsüyle kuşatan, tabiatta temizlik yapan, dünyanın bahara uyanması için zemin oluşturan kışın değeri ve güzelliği gözlerden kaçar bazen. Hatta kışın bir felaket olduğu, felaketler getirdiğini okur, izleriz medyadan. Acaba öyle midir gerçekten? 

Baharla tabiata canlılık gelir, her taraf yeşerir. Diğer varlıklar da baharın canlılığına renk katar. Dış dünyadaki canlılık ve hareket hemen sezilir. Ağaçların tomurcuklanıp yeşermeye durması bir habercidir; baharın geldiğini müjdeler. Sanki bahar içindir diğer mevsimler; insan hep bahar türküleri söyleyip bahar şiirleri yazar. Bahar bir heyecan ve yepyeni bir dirilişi adım adım gösteren bir sahnedir. Bazen mevsim bahar olsa bile, onu yaşayamayanlar olduğu gibi, hususi baharlar da vardır baharın içinde. 

GÜNDÜZLERİ ORUÇ GECELERİ İBADET… 

İslam’ın ilkbahar döneminin önde gelen sahabîlerinden Ebu Said el-Hudri (ra) Peygamber Efendimiz’in (aleyhisselam), “Kış mü’minin baharıdır.”(1) buyurduğunu nakleder. İlk cümlesi, ‘Kışın mü’mine bahar’ olduğunu ifade eden hadisin başka rivayetlerinde, baharın nasıl olacağı da, önemli bir yönü dikkatlere sunularak açıklanır: “Kışın, geceler uzar. Mü’min rahatlıkla kalkıp geceyi ibadetle ihya eder. Gündüzler kısalır, dolayısıyla herkes kolaylıkla oruç tutabilir.”(2) 

“Kışın oruç tutmak, serin (zahmetsiz elde edilmiş güzel) bir ganimettir.”(3) beyanı da kışı değerlendirmeye vurgu yapar. Aynı konuya değinen pek çok hadis mü’minleri kış mevsiminde manevi olarak ‘bahar kazancı’ elde etmeye teşvik etmektedir. 

HEM DURUM TESPİTİ, HEM DE TEŞVİK 

Allah Resûlü’nün (as) her hadisinde bir hakikat ortaya konulup bir gerçeğe vurgu yapıldığı gibi, aynı zamanda mü’minlere bir ‘hedef gösterme’ de vardır. Resûl-i Ekrem (as) herhangi bir hususta “Mü’min böyledir.” diyorsa, mü’min gerçekten öyledir. Efendimizin anlattığı gibi olmayan mü’minler için bu ifadeler, ‘Siz de böyle olun!’ manasına gelir. Mesela, Allah Resûlü (as) “Mü’min taze ekin gibidir. Olgunlaşıncaya kadar rüzgâr ekini eğip büker; bazen yere yatırır, bazen de doğrultur; sarsar durur. (Aynı şekilde; mü’min, sarsılsa da devrilmez)…”(4) buyurur. Bu mü’minlerin sarsılabileceklerini ama devrilip gitmeyeceklerini anlatır. Bu hadis, aynı zamanda mü’minlere bir hedef gösterir; sizi sarsacak hadiseler olabilir, ama sağlam durun, yıkılıp gitmeyin, der. 

KIŞI BAHARA ÇEVİRMEK 

Bu yaklaşımla baktığımızda değerlendirmeye çalıştığımız hadis, hakkını veren Müslümanlar için kış mevsiminin, bahar gibi canlı ve bereketli olduğunu ifade ediyor. Aynı zamanda mü’minlere, gecesiyle, gündüzüyle kışı tam rantabl değerlendirme hedefi gösteriyor. Mü’minler bu hedefe göre hareket etmeli, kışlarını bahara çevirmelidirler. 

Ubeyd b. Umeyr: Ey Kur’an ehli! Geceniz uzadı, Kur’an okuyarak değerlendirin 

Allah’ın veli kulları, bir yandan kış mevsimini Peygamberimizin tavsiye ettiği üzere değerlendirirken, diğer yandan, ‘Her zorluğun yanında kolaylık vardır.’ İlâhi beyanını dinleyerek olumsuz şartlarda dahi hep olumlu neticeler çıkarmışlardır. 

Soğuk ve benzeri olumsuz görünen yönlerine takılmadan kıştan istifade etme konusunda bizim dünyamıza ait altın sözler ve değerlendirmeler vardır: 

Hz. Ömer (r.a), “Kış ibadet etmeyi seven mü’min için bir ganimettir.” der. 

İbn-i Mesud (r.a) kışı karşılar ve “Merhaba ey bereketin indiği mevsim! Geceleri ibadet etmek isteyenler için uzun; gündüzleri rahat oruç tutulabilecek kısalıkta olan mevsim. Hoş geldin!” derdi. 

Hasan Basrî’ye göre, “Mü’min için kış en güzel mevsimdir. Gecesi uzun olur, namazla ihya eder. Gündüzü kısa olur oruçla değerlendirir.” 

Ubeyd b. Umeyr kış mevsimi gelince şöyle seslenirdi: 

“Ey Kur’an ehli! Geceniz uzadı, Kur’an okuyarak değerlendirin. Gündüzler kısaldı; oruç tutun. Fırsatı ganimet bilin. Bana göre, uyanık kalarak kış gecelerini ihya etmek, yazın uzun günlerinde oruç tutmaya denk gelir.” 

Yahya b. Muaz daha genel bir hususa parmak basar: 

“Gece uzun, sırf uykuyla geçirerek kısaltma; 

İslam tertemiz, yanlış tavır ve davranışlarınla kirletme.” 

MÜ’MİN OLAYLARA HEP POZİTİF BAKAR 

‘Kış mü’minin baharıdır’ hadisi aynı zamanda çevredeki olumsuzluklara takılmamayı, olaylara hep pozitif taraflarından bakmayı da öğretiyor. Yaşanan şartların zorluk ve ağırlığına takılmadan, mü’min her şeye rağmen hep güzel neticeler çıkartmaya, zorlukları fırsat ve kazanca çevirmeye yönlendirilir. Her bir olaydan olumlu neticeler çıkarmak mümkündür. Nitekim “Her zorluğun yanında bir de kolaylık vardır.”(6) beyanıyla dikkatlerimizi çeker Rabbimiz hayatın bu değişmez hakikatine. 

Konumuz kış olduğu halde, genellikle bahardan bahsediyor, baharı anlatıyoruz. Aslında kış, sadece baharın güzelliğini anlamak ve bahardan hakkıyla istifade etmek için değildir. Kışın kendi içinde de şiirimsi bir güzelliği vardır. İnsana ölümü hatırlattığı gibi, ölümden sonra gelecek dirilişi, yani baharı hep yedeğinde tutar. Kışın sonunun bahar olduğunu bilir, sıkıntıların kalıcı olmadığının bilincine varırız; yeter ki, bakış açımızı iyi ayarlayalım. 

‘GECELERİ AZ UYUYANLAR…’ 

‘Kış, mü’minin baharıdır’ hadisi genellikle ibadet temelli olarak, gece namazı ve nafile oruç üzerinden yorumlanır. Mü’minin manevi hayatının kış mevsiminde daha fazla canlanacağı, canlanması gerektiği üzerinde durulur. Bunun geçerli sebepleri vardır: Kışın havalar serin ve güzeldir; susuzluk çok hissedilmez. Zaman kısadır, açlığın farkına varılmaz. Böylece fiziki olarak çok zorlanmadan oruç tutulur. 

Kışın gece namazı da diğer zamanlara göre daha kolaydır. Geceler uzundur ama uyku ihtiyacı

yazdan daha fazla değildir. Her insanın elinde istediği gibi geçirebileceği uzun bir gece vakti vardır. İsteyen bu zaman dilimini, faydasız şeylerle veya fazla uyumakla geçirir. Dileyen de ibadet ü taat ve kendisine dünyada ve ahirette faydası olacak başka faaliyetlerle değerlendirir. Nitekim mükafât olarak cenneti kazanan takva sahibi mü’minlerin bir yönüne şöyle dikkat çeker Rabbimiz: “Geceleri az uyurlardı. Seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dileyip istiğfar ederlerdi.”(5) 

KIŞI, BAHARA NASIL ÇEVİREBİLİRİZ? 

Kış mevsiminin bir yanı da meşakkattir. Bu mevsimde yolda kalmışlara ve ihtiyacı olanlara el uzatmak, gıdasız kalan hayvanlara yiyecek bırakmak kalpleri yumuşatmasının yanı sıra bu mevsimin zorluklarını hayra çevirmeye de vesile olacaktır.  

  1. Kış mevsimini yılın bir muhasebe dönemi olarak görüp, bu uzun gecelerde kendimizi değerlendirmeye tabi tutabilir ve eksiklerimizi gidererek bahara tazelenmiş bir niyetle başlayabiliriz. 
  2. Kışın uzun gecelerinde insan uyku ihtiyacını normal ve doğal olarak karşıladığı gibi, uykudan çok fedakârlık yapmadan gece kalkıp teheccüd namazı kılabilir. Allah Resûlü (as) gecenin bir vaktinde kalkıp kılınan namazın farzl ardan sonraki en faziletli ibadet olduğuna dikkatlerimizi çeker. Teheccüd namazı, Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiyle kabir hayatında ve berzah karanlığında lüzumlu bir ışıktır. Ahiret yolculuğunda kabrini aydınlatmak için mü’min, hiç değilse uzun kış gecelerinde teheccüdü ihmal etmemelidir.  
  3. Zamanının yetersiz olduğunu düşünenler için, kış ekstra zaman verir insanlara. Bu ekstra zaman; okuma, araştırma, zikir ve evradlarla değerlendirilebilir. 
  4. Kışın kısa gündüzlerinde insan daha az yeme ihtiyacı duyar. Aslında üç öğün yemek, tabiî bir ihtiyaç değil, bedenin alıştırılması sonucu oluşan ihtiyaç görünümlü bir durumdur. Bunu kışın daha iyi hissederiz. Oruç gündüzleri tutulduğu için, kısa zaman diliminde yemekle meşgul olmamak ve sevabını kazanmak için nafile oruç tutulabilir. 
  5. Kazaya kalan oruçları tutmak için kış birebirdir. Doğum, hastalık ve benzeri sebeplerle uzun süreli oruç borcu olanlar bu oruçlarını kısa kış günlerinde zorlanmadan kaza edebilirler. 
  6. Küçük çocuklar da dikkate alınarak, ertesi günü okul olmayan gecelerde, içerisinde dua, okuma ve değişik eğlencelerin de olduğu aile programları yapılabilir. 
  7. Uzun kış akşamlarında yaşı büyük çocuklara Peygamberimizin ve sahabîlerinin hayatları, daha küçüklere masal ve hikâyeler anlatılarak ilim, fikir ve gönül dünyaları zenginleştirilebilir. 
  8. Haftanın belirli akşamları, 30 dakika bile olsa dijital aletler bırakılıp, ailece kitap okuma etkinliği yapılabilir. 
  9. Kış gecelerinde çocuklarla beraber özel bir yetenek kazanılabilir. Mesela kaligrafi ve ebru sanatı gibi evinizde uygulayabileceğiniz bir sanat faaliyetine başlanabilir. 
  10. Kış mevsimi aynı zamanda zor ve meşakkatli olduğu için pek çok insan ve canlı maddi-manevi yardıma ihtiyaç duyabilir. Kış mevsimini bu anlamda da değerlendirip yolda kalmışlara, maddi durumlarına bakmaksızın dışarı çıkıp alış-veriş yapma imkânı olmayan yaşlı ve hastalara, kısaca yardıma ihtiyacı olan herkese el uzatabiliriz. Hayvanların da bizim üzerimizde hakları vardır. Kışın gıda bulamayan hayvanlar için de çözüm yolları düşünebiliriz. Bu tür faaliyetlere özellikle çocukları da dâhil edebilirsek, onların da ihtiyaç sahiplerine yardım etme duygusunu geliştirmelerine yardımcı oluruz. 

Kaynaklar: (1) Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/75, (2) Beyhakî, Sıyâm 115, (3) Tirmizî, Savm 73; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/335, (4) Müslim, Sıfatü’l-münâfikîn 59, (5) Zâriyât sûresi, 51/17-18, (6) İnşirah sûresi, 94/6 

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar