Caner Kaygısız
ünlük hayatımızda karşılaştığımız zorluklar, bizi kimi zaman maddi kimi zaman da manevi çareler aramaya yönlendirir. Dinimizde, bu tür anlarda başvurulan en güzel yöntemlerden biri, Allah’a yönelerek hacet namazı kılmaktır. Hacet namazı, kişinin hem Allah’a olan teslimiyetini hem de ihtiyaçlarının yalnızca ondan karşılanabileceği inancını ortaya koyduğu özel bir ibadettir.
Hacet namazının dayanakları
Hacet kelimesi sözlükte “ihtiyaç duyulan şey” anlamına gelir ve Kur’an-ı Kerim’de üç farklı ayette bu anlamda kullanılmıştır (Yusuf 12/68; Mü’min 40/80; Haşr 59/9). Hacet namazının meşruiyetiyle ilgili olarak peygamberimizden şu hadis rivayet edilmiştir: “Kimin Allah tarafından veya hemcinsi olan biri tarafından giderilecek bir ihtiyacı varsa usulüne uygun abdest alıp iki rekât namaz kılsın, arkasından Allah’a hamdedip peygambere salavat getirsin ve şöyle desin: Halîm ve Kerîm olan Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük arşın rabbi olan Allah’ı yüceltir, âlemlerin rabbi olan Allah’a hamdederim. Senden rahmetine ve affına ulaştıracak davranışlarda bulunmayı, her türlü iyiliği elde etmeyi, her türlü günahtan sâlim olmayı diliyorum. Bende bağışlamadığın günah, gidermediğin keder ve karşılamadığın rızana uygun bir ihtiyaç bırakma, ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah!”
Nasıl ve ne zaman kılınır?
Hacet namazının rekât sayısıyla ilgili mezheplerde farklı görüşler bulunmaktadır. Bu da hacet namazıyla ilgili rivayetlerden kaynaklanmaktadır. “Bir haceti, sıkıntısı, derdi olan kimse abdest alır iki, dört veya on iki rekât namaz kılar.” (Tirmizi, Kitabu’s-Salat, 236, İbn-i Mace, Kitabu’s-Salat, 189.) Mendup olan hacet namazı, yatsı namazından sonra iki, dört ya da on iki rekât olarak kılınır. Hanefi mezhebinde hâkim olan görüş, dört rekât kılınmasıdır. Dört rekât olarak kılındığı takdirde birinci rekâtta Fatiha’dan sonra üç Âyetü’l-kürsî, diğer üç rekâtta ise Fatiha’dan sonra birer kere İhlâs, Felâk ve Nas sureleri okunur. Namazın ardından hacet duası okunur ve gönülden gelen dilekler Allah’a arz edilir.
