Devrim Öztürk
Beyaz perdenin uçsuz bucaksız imkânlarını ustalıkla kullanan Doğulu film yapımcıları, sadece sanatsal kabiliyetleriyle değil; hikâye anlatımına olan katkılarıyla da göz dolduruyor. Söz konusu yapımcılar, toplumsal konuları cesurca ele almaktan kadim anlatıları yeniden inşa etmeye kadar pek çok katkı ile film sektörünü zenginleştiriyor. Tadına doyamayacağınız işlere imza atan sinema emekçilerinden birkaçını sizin için derledik.
Nadine Labaki
Sosyal adaletin gerekliliğini, güçlü tasvirleriyle anlatan ve uluslararası beğeni toplayan Lübnanlı senarist, oyuncu ve yönetmen Nadine Labaki bunlardan biri. Caramel (Karamel, 2007) ve Capernaum (Kefernahum, 2018) gibi filmlerle haklı bir şöhret yakalayan Labaki, karmaşık sorunları empatiyle ele alıyor ve Lübnan’daki ötekileştirilmiş toplulukların direnişlerine ışık tutuyor. Filmleri cehalet, fakirlik, çocuk hakları ve eşitlik konularında önemli tartışmalara yol açan yönetmen, şimdiden pek çok prestijli ödülün de sahibi oldu.
Haifaa al-Mansour
Haifaa al-Mansour, Suudi film endüstrisinde kadınlar için bir öncü olarak kabul ediliyor. Tamamı Suudi Arabistan’da çekilen filmi Wadjda (Vecide, 2012), bağcıyı dövmeden de üzüm yenebileceğini gösteren etkili bir yapım. Her gün yeşil, güzel bir bisikletin teşhir edildiği Riyad’daki bir oyuncakçı dükkânının vitrinini seyreden ve o bisikleti özgürce sürmeyi hayal eden 10 yaşındaki Vecide’nin hikâyesini anlatan Al-Mansour, kültürel tabulara meydan okuyarak sosyal değişimi savunmaya devam ediyor.
Sarmad Masud
Sarmad Masud, insanın içini acıtan öyküleri ve sinematik kurgudaki ustalığıyla kısa sürede tanınan Pakistan asıllı bir yapımcı. Yaşanmış olaylardan esinlenen uzun metrajlı ilk filmi My Pure Land, (Temiz Dünyam, 2017) Pakistan kırsalındaki silahlı işgalcilere karşı ailesinin topraklarını savunan genç bir kadının sürükleyici hikâyesini anlatıyor. Başrolünü Suhaee Abro’nun oynadığı drama, sadece kahramanın azmini ve kararlılığını sergilemekle kalmıyor; aynı zamanda kadınların toplumdaki rollerine ilişkin stereotiplere de meydan okuyor. Orijinali Urduca yayınlanan, büyüleyici anlatımı ve güçlü kadın temsiliyle hâlâ büyük bir beğeniyle izlenen My Pure Land, övgüyü hak ediyor.
Jehane Noujaim
Mısırlı yönetmen Jehane Noujaim, sosyopolitik meseleleri detaylı bir şeklide ele alan yapımları ile belgesel film alanında kendine hatırı sayılır bir yer edindi. Tahrir Meydanı’ndaki aktivistlerin bakış açılarıyla Mısır Devrimi’ni anlatan belgeseli The Square, (Kare, 2013) büyük beğeni toplayarak Akademi Ödülü’ne aday gösterildi. Noujaim’in toplumsal olayları belgeleme ve insan haklarını savunma konusundaki tavizsiz yaklaşımı, onu belgesel film yapımcılığı dünyasının en çok konuşulan isimlerden biri hâline getirdi.
Sesleri Artık Daha Gür Çıkıyor
Doğulu sanatçılar, yalnızca ilgi çekici hikâyeler anlatmakla kalmıyor. Aynı zamanda Batı kaynaklı çoğu stereotipe de cesurca meydan okuyor. Sanatlarından aldıkları güçle, sosyal adalete olan inançlarını her geçen gün daha gür bir sesle dile getiriyor. Dünya çapında ilgi uyandıran eserleriyle izleyicilerine Doğulu bir içgörü sunarken; insanlığa, umuda ve evrensel insani ortak değerlere vurgu yaparak kültürler arası diyaloğu teşvik ediyor.
Zengin bakış açıları, içli anlatımları, empatiyi esas alan dilleriyle sinemanın “şarklı” emekçileri artık sınırlarını aşıyor; kültürel farklılıklar arasında sağlam bir köprü kurarak sinemaya bir doğu nefesi, doğu ruhu üflüyor. Kadim sözlü geleneklerine olan bağlılıkları ve modern sinema sanatına katalizör olabilecek potansiyelleriyle doğu hikâye anlatıcıları “kuvvetli bir alkış”ı hak ediyor.