İnsan ilgilerini, bilgisini eğitim ile geliştirebilir. Modern çağın en önemli filozoflarından Bertrand Russell insanın bir birey olarak mutluluğu elde etmesi için nelere dikkat etmesi gerektiğini Mutlu Olma Sanatı’nda okurun dikkatine sunuyor. Yaşamın sürdürülebilmesi, savaşların önlenebilmesi, iyi bir gelecek ve toplumun refahı için Russell, eğitimin anahtar olduğunu düşünüyordu. Yaşama karşı görevlerini edinen bireyin mutlu olabileceğine; sosyal bir ruh aşılanan insanların mutlu olabileceğine inanıyordu. Bu yüzden mutluluğun işte ve ilişkilerde dışa dönük bir tutum ile elde edilebileceğini ileri sürüyordu. Kişinin kendi içine dönmesiyle, endişe ve korkulara açık hâle geleceğini ve böylelikle kaybedeceğini ifade ediyordu.
Bu başyapıtın kişisel ufkumuzu derinleştirdiği, düşüncelerimizi sarstığı tartışma götürmez bir gerçek. Russell, en derin gerçekleri bize basit formüllerle anlatıyor. Esprili ve öğretici bir dille kulağımıza nasıl mutlu olabileceğimizin formüllerini fısıldıyor. Kendisi için değerli olan her şeyi eğitimle elde eden insan -kitaba göre- mutluluğu da eğitim ile öğrenebilir. Tembellik ederek kültürün baştan çıkarmalarına kapılan insan mutlu olamaz.
Mutsuz Olmak İçin Sayısız Neden Var
Russell kitabın ilk bölümünde mutsuzluğun nedenleri ile bizi tanıştırır. Bunlar Byron mutsuzluğu, rekabet duygusu, can sıkıntısı ve heyecan, yorgunluk, çekememezlik, günah duygusu, işkence korkusu ve kamuoyu korkusudur. Russell, insanın korku ve gaddarlık duygularından arınması gerektiğini savunur. Bu duygularının esiri olanlar, bu duyguları eğitim yoluyla gelecek nesillere miras bırakırlar. Korku ve gaddarlık ile eğitilmiş bireyler, hep eksikliklerine yöneltilmiş bir rehberliğin etkisi altında esir alınmışlardır. Oysa insana devamlı hatalarını, günahlarını, çılgınlıklarını ve eksikliklerini hatırlatırsanız o insanı eğitemezsiniz. Onu kendi gözünden düşürürsünüz. Oysa eğiteceğiniz insanı, ona örnek olacak kimselere ve eylemlere yönlendirebilirseniz o kişiyi mutlu edebilirsiniz. Eğitmek amacıyla çocukken bize yüklenen korkular, mutluluğumuzu engeller. Kişi mutlu olmak istiyorsa eğitimin rehberliğinde çocukluk korkularından da azat olmalıdır.
Mutluluğumuzu engelleyen bir başka faktör de kibir sahibi olmak. Kibirli kişi, belirli noktadan sonra işinden alacağı zevki de öldürür. Bunun sonucunda umursamazlığa ve can sıkıntısına düşer. Kişinin kendisini beğenmesi çekingenlik ve sıkılganlık ile sonuçlanır. Kişi dış ilgililere yönelerek çekingenliğini ve sıkılganlığını yenip mutlu olabilir. Mutlu olabilmek için aynı zamanda doyumsuzluk hastalığından da kurtulmak lazımdır. Çünkü her insanın gücü sınırlıdır. Gücünü sınırsız sananlar, eninde sonunda aşamayacakları bir engel ile karşılaşacaklardır. Bu da insanı mutsuz kılacaktır.
Russell’in Mutluluk Reçetesi: Eğitim, İş Birliği ve Çeşitlilik
İnsanın mutlu olması başkalarıyla iş birliği yapmasına da bağlıdır. İnsanın doğasında iş birliği yapma duygusu vardır. Bu içgüdü insana dostlar kazandıracaktır. İyi dostlar insanı mutlu kılar; ama sınanmayan hiçbir dostluk, gerçek dostluk değildir. Gerçek dostluk, sıkıntı anında ortaya çıkar. Her arkadaşlığın bir sınavı vardır. Dostluklar o sınavla belli olur. İnsanın mutluluğunu yıkan bir diğer unsur, elindekinin değerini bilmeyip onu sürekli katlamak istemesidir. Bu duygu kişileri hep mutsuzluğa itmiştir. İnsanların korktukları şey sabah kahvaltısını bulamamak değil; servetlerini artıramama ihtimalidir. Oysa servet bazen insanı özgürlüğünden alıkoyar. Servet ve başarı mutluluğun birer öğesidir. Fakat sadece servet ve başarıya odaklanmış mutluluk, bedeli çok ağır bir mutluluktur.
İnsan, kültürünü geliştirdikçe hayattan haz alır. Edebiyat, resim, müzik ince zevklerin kaynağıdır ve insanı mutlu kılarlar. İnsanın çevresini tanıması, bilmesi kişiye huzur verir. Güzel kır çiçeklerini tanıyıp bilmenin insana verdiği huzuru, hiçbir değer ile satın alamazsınız. Doğayı bilme ve tanıma, duygularımızı geliştirir. Duygularını geliştiren bir insan, mutluluğu içinde üretmiş demektir. Bu insanın mutluluk için başkası ile rekabet etmesine gerek yoktur.
Mutluluğa Giden Yol, İçsel Huzuru Keşfetmekten Geçiyor
Kitabın ikinci bölümde Russell, mutluluğun nedenlerini anlatır. Bunlar keyif, sevgi, aile, iş, kişisel olmayan ilgiler, çaba ve kabullenmedir. Russell için mutluluk bir çalışma zevki geliştirmektir. Onun için insanın bir işte belli bir ustalığa ulaşmayı hedeflemesi elzemdir. Bu ustalığı elde ettikten sonra insan alkış beklememeli ve ustalığını gönül hoşluğu ile eyleme geçirebilmelidir. Böyle bir insanın elde edeceği mutluluğu kimse tahmin edemez. İnsanın, dünyanın katı gerçeklerinin ve katlanılması güç acılarının üstesinden gelmesinin yolu, gönlünü bir işe vermektir. İnsan ilgilerini olabildiğince genişleterek, kendisini ilgilendiren şeylere karşı tepkisini olabildiğince dostça verirse mutluluğa kanabilir.
İlgi Alanlarını Çeşitlendirmek, Hayatı Zenginleştiriyor
İnsan ilgi alanlarını çeşitlendirdikçe mutluluğa doyar. Çünkü ilgilerinden birini yitirirse bir diğerine yönelebilir. İnsan kararsız içgüdülerinin çocuğu olmak yerine kararlı alışkanlıkların çocuğu olmalıdır. İnsan içgüdülerini kısıtlamadan uygar bir toplumu oluşturamaz. İçi nefret ile dolu bir insan, yaptıklarından zevk alamaz. Öncelikle insan nefret içgüdüsünü kısıtlamalıdır.
İnsan mutlu olmak için ruhunu yücelteceği şeylere yönelmeli, kendisini bencilliğe, önemsiz aksilikler yüzünden üzüntüye kaptırmamalıdır. İnsan dünyanın her köşesinde esecek rüzgârdan istifade edecek rasyonaliteyi kalbinde geliştirebilirse mutluluğu elde edebilir. İnsan hayatını bir tek kazayla anlamsızlaştırmamalı ve amacını da unutacak kadar daraltmamalıdır.
Russell’a göre mutluluk yalnızca uygun koşulların bir araya gelmesiyle olgun bir meyve gibi kucağa düşmez; kişi ona çabasıyla ulaşabilir. Mutlu olmak için zamanı yaşatmayı bilmek gerekir.
Halikarnas Balıkçısı’nın dediği gibi, “Vakit onu yaşatmayı bilmeyenleri öldürür.” Hayat ırmağında benliğini her daim diriltici ilkelerle yıkayan insan, mutluluk muştusuna erebilir. Mutlu Olma Sanatı’nı okuyun! Okuduktan sonra başucu kitaplarınızdan biri olacak.