Prof. Dr. Mehmet Ateş
Gençler soruyor!
SORU
Geçmişte para kazanmak, mal mülk sahibi olmak hayattaki hedeflerim arasında değildiç Ancak paraya çok ihtiyaç duyduğum dönemlerden geçtim. Artık para kazanmak ve zengin olmak istiyorum. Sizce hata mı ediyorum? (Rumuz Para)
CEVAP
Para çift yönlüdür, bazen iyilik bazen de kötülük kapılarını açar. Paranın dostlukları paramparça ettiğini de sıkıntılara paratoner olduğunu da görürüz. İnsanı paranoyalara soktuğu gibi hakikatlere paralel de yapar. Bazen Ashabıkehf’in Yemliha’sını ele verdiği gibi insanı açığa çıkarır. Bazen de çevrenizdeki parazitleri dağıtır.
Öncelikle insanlara faydalı olsun, sosyal hayatı kolaylaştırsın diye insanların ürettiği para, zamanla kimilerinin putu hâline gelmiştir. Elimizi sürdüğümüzde hemen ardından elimizi yıkadığımız, yerinde kullanıldığında da birçok kapıyı kolaylıkla açan bir anahtardır para.
Ashab-ı Kehf’in gizlice şehre gönderdiği elçiyi deşifre eden de Hz. Musa’nın Hz. Hızır ile seyahatini bitiren de paradır. Şehir halkı Yemliha’nın yabancı olduğunu para ile fark etti. Yemliha’nın zaafı değil insanların paraya verdiği kıymet, onun elindeki eski paranın dikkat çekmesine sebep oldu. Sonuçları itibari ile bir dünyalık mesele Ashab-ı Kehf’i deşifre etti.
Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın seyahatinde de Hz. Musa her seferinde olan bitene karşı çıkar, tavrını koyar. Yapılan bir iş için para talebinde bulunması gerektiğini söyleyince Hz. Hızır, Hz. Musa’ya seyahatlerinin noktalandığını söyler. Ardından hadiselerin iç yüzünü tek tek anlatır. Geminin neden delindiğini, çocuğun ölümüne neden vesile olunduğunu ve yıkılmaya yüz tutmuş olan duvarın maddi bir talep olmadan neden tamir ettiğini anlatır. Yolculuğu bitiren bir maddi taleptir.
İyiliğe sarf edilen para, Kirleri temizler
Evet para, öyle bir metadır ki içindeki kirler gözükmez, adeta gizlidir. Zahiren çok cazip gözükür. Para ne zaman hayırda kullanılırsa içindeki görünmeyen kirler başka kirleri temizler. Minik bir çocuğa ümit olabileceği gibi, bir aileye destek olur. Bazen sevginin yönünü değiştirir, bazen de enaniyete dönüşmüş koskoca bir hayalet oluverir.
Para, bazen koskoca bir parantez açtırır, bazen de problemlere paravan olur. Bazen imparatorlukların kurulmasına bazen de yıkılmasına sebep olur. Doğru kullanıldığı yerde en önemli parametrelerden biri olurken yanlış kullanımında ise sonucunu kestiremeyeceğimiz problemlere yol açar. Hangi parametre olursa olsun paranın hayırda kullanımı hayır, şerde kullanımı ise şer doğurur. Doğru yerde kullanılan para güzelliklerin yayılmasına, evrensel değerlerin intişarına vesiledir.
Alın teriyle kazanmalı, Allah yolunda harcanmalı!
Paraya karşı nasıl davranılması gerektiği Kur’an ve sünnetteki örneklere göre yapılmalıdır. Bir insanın Hz. Hatice, Hz. Osman gibi maddi imkânları geniş olabilir. Esas mesele bu güzel örneklerde olduğu gibi kalbinde paraya zerre kadar değer vermeden kazanılanları Allah yolunda harcayarak Allah’ın dinine yardımcı olma meselesidir. Hz. Hatice validemizin serveti olmasaydı nasıl o davetler yapılıp İslam anlatılacaktı? Tabii ki maddi gerekliliklerin önemi vardı. Âlimler bu yüzden parayı elde etme cehdini de ibadet saymışlar, ne var ki kazanırken alın teri olsun harcarken de Allah yolunda harcanabilsin.
Bu iki hadisenin Kehf suresinde geçiyor olması ve Kehf suresinin de günümüze bakan yönlerinin olması da şu günlerde para ile olan ilişkilerimizde biraz daha fazla hassasiyet göstermemiz gerektiğini bize anlatıyor. Her şeyi Allah’tan talep etme peygamber mesleği ve verasetidir, bu kavrama Kuran’da farklı surelerde birçok yerde temas edilmiştir.