Gençler Soruyor
Merhaba Banane! Dinin aslına ait meseleleri birer esas olarak kabul etmek; teferruata, yani ikincil konumda bulunan konuları da o esasları bozmadan ele almak gerekir. Batı kaynaklı özel günlerin kutlanmasına bu açıdan bakacak olursak dikkat etmemiz gereken ilk husus, ilgili etkinlikte yapılması planlanan şeylerde “şirk” ve “haram” olan bir unsurun bulunup bulunmadığıdır.
Örneğin, yılbaşı ağacının kötü ruhları kovacağına inanılıyor ve karşısında secde ediliyorsa ya da sevgililer gününde Aziz Valentine’ın ruhundan yardım isteniyorsa bunlar açıkça şirktir ve caiz olmaları, elbette söz konusu değildir. Ayrıca, söz konusu etkinliklerde alkol alınıyor, zinaya götüren yollar açılıyorsa insanlar kendilerini gıybet ve dedikoduya salıyorsa bunlar da açık ve net olarak haram olan hususlardır.
İkamet edilen ülkelerdeki Hristiyanların, Yahudilerin, Hinduist, Budist ya da Şintoistlerin kendi kutlamalarına katılmakta vebal olup olmadığı konusuna gelince… Bu etkinliklere katılan Müslüman’ın bizzat günaha veya şirke girme tehlikesi varsa bu katılımın bir vebali de olacaktır. Bu katılımların günah veya şirk konusunda bir meyil oluşturması yahut var olan meyli güçlendirmesi de bu vebale dahildir.
Söz konusu etkinliklerde bir insan içki içmese de alkol almak o insana daha sempatik ve sakıncasız gelmeye başlayabilir. Aynı durum zina için de geçerlidir. Eğer bir insan bu günahları bizzat işlemiyor ama işlenmesinden olumsuz anlamda etkileniyor ve o günahlara adım adım yaklaşıyorsa bu durumu bizzat kendi içinde değerlendirmelidir. Bu günahlara yaklaşma riskini bir vesvese veya şüphe olarak değil; açık ve net bir biçimde görüyorsa bu etkinliklerden uzak durması kendisi için çok daha hayırlı olacaktır.
Masum görünen bir piknik de haram olabilir!
Diğer yandan, arkadaşlarınızla güzel bir gün geçirmek için yapacağınız piknikte veya çocuklarınızla bir şeyi kutlamak için planlayacağınız etkinliklerde de aynı noktalara dikkat edilmelidir. Söz konusu organizasyonlarda açıkça haram olan bir şeyin bulunup bulunmayacağı, dinin emir ve yasaklarına uygun hareket edilip edilmeyeceği sürekli göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada, haramların ve helallerin iyi bilinmesinin gerekliliği ortadadır. Söz gelimi zina etmek haram olduğu kadar zinaya yaklaşmak, o meyli uyandıracak davranışlarda bulunmak da haramdır. Bu gibi durumlarda insan sadece kendisini değil; eşini, çocuklarını, anne babasını, hasılı sorumlu olduğu kişileri de düşünmelidir. Çocuğunuzun bir Noel ağacı süslemeye meylettiğini varsayalım. Bu talebi gerçekleştirmenin kendi başına bir vebali olmayacaktır. Çünkü herhangi bir ağacı süslemenin bir duvarı veya bir arabayı süslemekten bir farkı yoktur. Bu davranışı haram kılacak olan, Noel ağacının kötü ruhları kovacağına inanmaktır. Yine çocuğunuzun bu özel günlerden birinde arkadaşlarıyla hediyeleşme organizasyonuna katılmasında ve sizin de çocuğunuz için bir hediye almanızda bir sakınca yoktur. Elbette, alınan hediyede bizzat haram olan bir şey olmadıkça.
Tabii ki bu cevaplar Allah ve resulünü ciddiye alan, İslam’ı yaşamak isteyen, ciddi bir irade sorunu olmayan, herhangi bir manevi savrulma anında da kendisini uyaracak arkadaşlara sahip olan insanlar içindir. Bu şartları sağlamayanlar için daha dar ve net sınırlar çizilebilir.
Hayra kanalize etmek de mümkün
Konuyu bir adım daha ileri götürerek söz konusu kutlamaların, Kur’ân’ı ve Peygamber Efendimiz’i anlatmak için birer fırsata dönüştürülebileceğini de söyleyebiliriz. Örneğin Noel vesilesiyle bir aile çocuğuna Kur’ân’da Hz. İsa’nın nasıl anlatıldığından bahsedebilir. Hz. İsa’nın bizim için de çok kıymetli bir peygamber olduğundan, Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Muhammed’i müjdelediğinin anlatıldığından bahsedilerek konu Peygamber Efendimiz’e getirilebilir. Benzer bir durum Yahudilerin Yom Kippur’u için de geçerlidir. Zira Yahudilerin affedildiği o gün Kur’ân’da da geçmektedir (Nisa suresi, 4/153), Böylece gündeme gelmesinden çekinilen bu günler, hayra yönlendirilmiş olur.