Plastikler Artık Kanımızda ve Akciğerimizde

BİR KELİME: “Gönül”

Eski Türkçede ‘gönül’ kelimesi ‘könül’ yani göğüs, yürek kelimelerine dayanırken, ‘kög’ yani sada, avaz ve şarkı gibi kelimelerle de ilişkilidir. Kelimenin tarihi Göktürk Kitabeleri’ne kadar uzanır. Gönül vermek sevmeyi anlatırken, gönül yapmak iyiliği ifade eder, gönülden kopmak yürekten vermek anlamına gelir… 

BİR SÖZ 

Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır… Bu da gösteriyor ki zaman ve mekân, insanla mevcuttur! (Ahmet Hamdi Tanpınar)

BİR BİLGİ 

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Güneş Sistemi içerisinde ‘şimdiye kadar görülen en büyük kuyruklu yıldızı’ keşfetti. İlk olarak 2010’da fark edilen, Hubble Uzay Teleskobu sayesinde varlığı teyit edilen kuyruklu yıldızın genişliğinin 137 kilometre, ağırlığının ise yaklaşık 500 trilyon ton olduğu belirtildi. Normalden 50 kat daha büyük olan kuyruklu yıldıza, onu keşfeden gök bilimciler Pedro Bernardinelli ve Gary Bernstein’a atıfla, Bernardinelli-Bernstein adı verildi.

AYRAÇ: NAZAN BEKİROĞLU | NAR AĞACI

Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen bir roman Nar Ağacı (Timaş Yayınları). Kitapta, birbirlerine doğru yol alan İran Türklerinden Tebriz doğumlu beyzade Settarhan ve Trabzonlu bir müderrisin torunu Zehra’nın karşılaşmalarına kadar olan hikâyeleri anlatılıyor. Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Harbinin şekillendirdiği hayatlar, umut ve umutsuzluğun bir arada oluşu, farklı inançların buluştuğu yaşamlar, başka coğrafyalarda ama aynı atan kalpler… Tüm bunları yazar ustalıkla birleştiriyor. Anneannesinin ve dedesinin nasıl evlendiğini ve dedesinin Tebriz’e gönderdiği mektuplara neden cevap gelmediğini merak eden bir profesörün çıktığı yolculuğa okuru da dâhil ediyor Nazan Bekiroğlu. Fakat yaşadığı bu eşsiz yolculuk bir aşk romanından ziyade kavuşamamanın öyküsü aslında. 

BEYAZPERDE: DÜNYADAN HABERLER | NEWS OF THE WORLD

Yönetmen: Paul Greengrass

Oyuncular: Tom Hanks, Helena Zengel

Film Amerika İç Savaşı sonrası Teksas’da geçiyor. Savaşta yüzbaşı olarak yer almış Jefferson Kyle Kidd’ın (Tom Hanks) sahibi olduğu matbaa savaş sırasında kapanınca kasaba kasaba gezip, gazetelerden seçtiği haberleri, hikâyeleri insanlara anlatarak geçimini sağlamaktadır. Kidd bir seyahati sırasında saldırıya uğramış bir at arabasına denk gelir. Arabanın yanında küçük bir kız çocuğu hayattadır. Ölen kişinin cebinden çıkan evraklara bakan Kidd bu kişinin bir devlet görevlisi olduğunu ve ailesi ölmüş kızı tek yakını olan amcasına götürmekte olduğunu öğrenir. Ancak Johanna adındaki kız İngilizce konuşamamaktadır. Çünkü küçük yaşında Kiova Kızılderilileri tarafından kaçırılmıştır ve kendisini Kızılderili sanmaktadır. Kidd iletişim kuramadığı Johanna’yı akrabalarına teslim etmek için zorlu ve uzun bir yolculuğa çıkar. 

KÜRATÖR: Sualtı Heykel Müzesi Ayia Napa (MUSAN) | Kıbrıs 

Sualtı sergileriyle tanınan heykeltıraş sanatçısı Jason deCaires Taylor’ın son projesi olan Ayia Napa, Akdeniz’in ilk sualtı müzesi olma unvanını taşıyor. 93 eserin yer aldığı müze, insanlara bir yandan ilginç dalış deneyimi sunarken, diğer yandan deniz canlılarına yaşam alanı açmayı hedefliyor. Heykellerin her biri, çevre üzerinde olumsuz bir etkiyi önlemek için pH nötr malzemelerden üretildi. Dolayısıyla zaman içerisinde deniz biyokütlesi ile kaplanacak heykellerin deniz canlılarına barınak sağlaması amaçlanıyor. 

SEYİR DEFTERİ: Plastikler artık kanımızda ve akciğerimizde!

Her yıl haber sitelerinde şu gibi başlıklara sürekli rastlarız: “Okyanusların dibinde 14 milyon tondan fazla mikroplastik olabilir”, “Plastik kirliliği 2040’ta 1 milyar 300 tona ulaşacak”, “Küresel iklim krizinin en büyük nedenleri arasında plastik atık kirliliği var.” İtiraf edelim bu başlıkları okuduğumuzda bizi ürkütmüyor. Hâlâ marketlerden içerisinde plastiklere sarılı birçok ürünle poşetlerimizi alıp çıkıyoruz. 

Peki, şu başlıklı bir habere ne dersiniz: “İnsan kanı ve akciğerinde mikroplastik tespit edildi” Sarsıldık değil mi? Bir korku, endişe kapladı içimizi. Çünkü çöp diye doğaya atılan plastikler yapılan araştırmalara göre artık vücudumuzun içinde. 

Plastik maddeler yalnızca yaşadığımız yeryüzünü kirletmekle kalmıyor. Pet şişeden içtiğimiz su ya da plastik paketlerde satılan hazır gıdalar nedeniyle ne yazık ki vücudumuza da mikroplastik girmiş oluyor. Son dönemde yapılan iki önemli çalışma bunun kanıtı. İngiltere’de Hull Üniversitesi ve Hull York Medical School uzmanları, üzerinde deney yapılan 13 akciğer dokusu örneğinden 11’inde plastik parçacıklarının bulunduğunu tespit ederken, Amsterdam Özgür Üniversitesi uzmanları tarafından ise ilk kez insan kanında küçük plastik parçacıklar (mikroplastik) bulunduğu saptandı. Hollandalı bilim insanlarının yaptığı çalışmaya katılan 22 kişiye çeşitli kan testleri uygulandı. Bunlardan 17’sinin kanında mikroplastik bulundu. Alınan örneklerin yarısında, çalışmaya katılanların kanında PET plastik tespit edildi. Plastik parçacıklarının bir kısmının plastik şişe kaynaklı olduğu, üçte birinin ise, gıda ambalajı olarak kullanılan polistiren içerdiği, ayrıca kıyafetlerde bulunan naylonun da olduğu belirlendi.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar