Geçtiğimiz günlerde, internet sitelerinde şöyle bir haberle karşılaştık: “Mars’ta inşaat için kozmik beton geliştirildi. Astronotlar gözyaşlarıyla ev yapabilecek.” Manchester Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı, daha önce astronotların kan ve idrarını kullanarak Mars toprağından bir beton geliştirmişti. Fakat bu buluşun büyük projeler için yeterli olamayacağına karar verilmişti.
Yeni geliştirilen “kozmik beton”da kullanılan ve StarCrete olarak adlandırılan malzeme ise gözyaşı, patates nişastası ve Mars toprağından meydana geliyor. Üstelik sıradan betondan iki kat daha dayanıklı. Bilim insanları, Ay ve Mars’ta yaşam alanları inşa etmek için kullanılabileceğini söyledikleri StarCrete’e Mars tozunu bağlamak için patates nişastası ve bir tutam tuzun yeterli olduğunu söylüyor. Open Engineering’de yayımlanan “StarCrete: Dünya Dışındaki İnşaatlar için Nişasta Bazlı Bir Biyokompozit” başlıklı çalışmada, bilim insanları, 25 kilogram patates cipsinin yaklaşık yarım ton StarCrete üretmeye yetecek kadar nişasta içerdiğini ortaya koydu. Malzemeyi güçlendirmek için gereken tuzsa astronotların gözyaşlarından ya da Mars’taki bileşiklerden elde edilecek!
Uygulanması Daha Kolay
Proje başkanı Dr. Aled Roberts, “Astronotlara gıda olarak nişasta üreteceğimizden, bağlayıcı madde için insan kanı yerine bunu kullanmak daha mantıklı geldi. Ayrıca gelişmesi için hâlâ uzun yıllara ihtiyaç duyduğumuz mevcut yapı teknolojileri, ciddi miktarda enerji ve fazladan ağır iş makinesi gerektiriyor. Bu da bir görevin maliyet ve karmaşıklığını artırıyor. StarCrete’in bunların hiçbirine ihtiyaç duymaması, görevi basitleştirerek daha ucuz ve daha uygulanabilir hâle getiriyor.” diyor.
BEYAZ PERDE
Inside Out | Ters Yüz ( Yönetmen: Ronaldo Del Carmen, Pete Docter)
Inside Out bir animasyon olmakla birlikte yetişkinlere de hitap ediyor. 11 yaşındaki Riley’i ve onun duygularını konu alan filmde, her karakter için beş duygu seçilmiş: Neşe, Korku, Üzüntü, Öfke ve Tiksinti. Verilmek istenen mesajsa oldukça net! Olumlu duygular kadar olumsuz duyguların varlığını da kabul etmeliyiz. Filmde neşe, karşımıza her şeyi yönetmeye çalışan bir duygu olarak çıkıyor. Günlük hayatta da böyle değil mi? Her koşulda mutlu olmalıyız; asla moralimiz bozulmamalı! Oysa en mutlu olduğumuz anlarda dahi hüzünlü bir yanımız vardır.
KÜRATÖR
Konzerthaus Berlin |Almanya
1821 yılında görkemli bir törenle açılan bu salon, ilk zamanlarda bir tiyatro sahnesiymiş. 1945’te, savaş sonrası, yapılan tadilatın ardından konser salonuna dönüştürülmüş. Beethoven’ın Dokuzuncu Senfonisi de ilk kez bu salonda dinleyicisiyle buluşmuş. Mozart, Liszt ve Mendelssohn gibi dev isimler bu salonda konser vermiş. 200 yıllık yapı, yaklaşık 1700 kişilik bir kapasiteye sahip. Bu eşsiz bina, göz kamaştıran tasarımının yanında, akustik olarak da dünyanın en iyi salonlarından birine ev sahipliği yapıyor.
AYRAÇ
Doğu’dan Uzakta (Amin Maalouf)
Ülkesindeki iç savaş sonrası vatanını terk ederek Fransa’ya yerleşen kahramanımız Adam üzerinden, ülkesi ve kendisi ile yüzleşiyor bu romanında Amin Maalouf. Kendisi gibi ülkesini terk edip dünyanın farklı yerlerinde hayatlarına devam eden eski dostlar, bir ortak arkadaşlarının cenazesi için yıllar sonra ülkelerinde bir araya gelmek için yola çıkar. Aralarında çok zengin Müslüman bir iş adamı da vardır, Amerika’da önemli buluşlara imza atan Yahudi bir bilim insanı da… İdeallerini gerçekleştiremediği için ailesinden kalan oteli işleten Hristiyan bir kadın, bir radikal İslamcı ve bir manastır keşişi. Kimi gitmeyi başarmış, kimi kalmayı seçmiş. Maalouf, ülkesini herhangi bir nedenle terk edenlerin en basit gerekçesini ise şu sözlerle özetliyor: “İnsan, geçmişin yok olması karşısında kolay avunur; asıl kaldırılamayan, geleceğin yok olmasıdır.”
Bir Kelime: “Şiraze”
Klasik ciltlerde formaların dikildiği ipliklerin uçlarının, formalar tamamlandıktan sonra usulüne göre birleştirilip örülmesinden meydana gelen ve sayfaları düzgün tutmaya yarayan ibrişim şerit.
“Kopup damarları şîrâzesiz kitâba döner
Kalır sahâyifi yerlerde rast gelen çiğner”
Mehmet Âkif / Berlin Hâtıraları
Bir Söz
“Ahlakın yerine dini geçiren insanların sayısı durmadan artıyor… Bence neyin dürüstlüğe veya adaba uygun olduğuyla uğraşsalar daha iyi ederler. Bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar.”
Amin Maalouf / Doğu’dan Uzakta
Bir Bilgi
Balıklar birbirlerinin korkularını hissedebiliyor! Science’ta yayımlanan ve zebra balıkları üzerinde yapılan araştırmaya göre, korku bu deniz canlıları arasında “bulaşıcı”. Zebra balıkları birbirlerinin korkusunu hissedebiliyor ve sanki kendileri korkuyormuş gibi tepki veriyor.