Kariyerde İkinci Bahar

“Üç senedir Avrupa’da yaşıyorum ve artık mesleğimi burada icra edemeyeceğimden neredeyse eminim! Sürekli bir kariyer planı yapmaya çalışıyorum; ama olmuyor! Kendimi yetersiz ve özgüvensiz hissediyorum.”

Geçen ay Dr. Deva köşesine, Avrupa’ya gitmek zorunda kalan üst düzey bir akademisyenden şu minvalde bir e-posta geldi: 

“Sevgili Doktor Deva, üç senedir Avrupa’da yaşıyorum ve artık mesleğimi burada icra edemeyeceğimden neredeyse eminim. Kendim için sürekli bir kariyer planlaması yapmaya çalışıyorum; ama olmuyor! Sanki vereceğim her karar yanlış olacakmış gibi geliyor. Kendimi yetersiz ve özgüvensiz hissediyorum. Başarısız olacağımı düşünüyorum ve bu fikir hareket etmemi engelliyor.”

Sorunun cevabını hazırlayıp editörüme gönderdim; ama ne yalan söyleyeyim, bu kısa cevaptan ben bile tatmin olmamıştım. Haftalık yayın toplantımızda yaşadığım bu tatminsizliği dile getirdim ve arkadaşların da onayıyla konuyu kapağa taşımaya karar verdik. Toplantı bittiğinde dosyanın başlığını bile koymuştuk:

“Kariyerde Ikinci Bahar!”

İnternet sitelerinde kariyer ve kariyer planlamasıyla ilgili çok fazla bilgi bulabileceğinizden eminim. Onun için bu yazıda konuyu farklı bir bakış açısıyla ele almaya çalışacağım. Kariyerle ilgili temel tanım ve bilgileri kısaca verdikten sonra, objektifimi kariyerinin zirvesindeyken ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış profesyonellere çevireceğim. Bunu yaparken diğer pek çok şeyle birlikte kariyerlerini de sıfırlamış bu kimselerin arasından çıkan başarılıörneklere de yer vereceğim. Onlardan ikisiyle, Prof. Dr. Ilyas Akdemirve Diyetisyen Nagehan Serli ile yaptığım kısa röportajları da yazının sonuna ekleyeceğim. Hasılı, kariyerinde ikinci baharı yaşamak isteyenlerin/zorunda kalanların nelere dikkat etmesi gerektiğini, bu güçlükleri bizzat yaşayan tıp profesörü eski bir rektör olarak anlatmaya ve kendi deneyimlerime dayanarak bazı tavsiyeler vermeye çalışacağım.

ENDIŞELENMEK  İYİDİR

Yeni bir kariyer yolculuğu söz konusu olduğunda, paçalarımızın tutuşması da endişeye gark olmamız da gayet normaldir.

Hatta bunun belirli bir düzeyde gerekli olduğunu bile söyleyebiliriz. Bu türlü durumlarda yapmamız gereken, içinde bulunduğumuz gerçekliği olduğu gibi kabul edip endişeyi normalleştirmektir.

Kariyer söz konusu olduğunda bireyin endişelerinin sebeplerine eğilmesi ve bunlarla yüzleşmesi esas olmalıdır. İnsanın kendisinin, travmalarının, duygularının farkında olup geçmişini olduğu gibi kabul edebilmesi, geleceğe cesaretle adım atmasını sağlayacaktır. Buna mukabil kişinin sürekli arkasına bakıp eski imkânlarını yad etmesi, karşısında çıkacak yeniimkânları fark edememesiyle sonuçlanacaktır. Kısaca, bütün endişelerimize, kaygılarımıza rağmen engelleri aşabilmecesaretini göstermeye çalışmalıyız. Bana kalırsa bu, azmin ta kendisidir!

KARIYER NEDIR?

Terim anlamı itibariyle kariyer, “Bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık” anlamına gelir. Kariyeri, kişinin meslek hayatında yaptıklarının toplamı olarak yorumlayanlar da vardır. Bu açıdan bakıldığında bazen terfi alarak gelirini artırmak, bazen de uzmanlaşmak adına kendine yatırım yapmak da kariyer olarak değerlendirilebilir. Hangi açıdan bakarsak bakalım, kariyerdeki yükselme genellikledaha çok başarı, kazanç, mesuliyet; dolayısıyla daha çok çalışma anlamına gelir. Kariyerde sürekli yükselme hırsıbazı durumlarda tatminsizlikle sonuçlanabilir; bu da beraberinde negatif sonuçları getirebilir.

KARIYER BASAMAKLARI

Insanın ana yurdunda, kendi dilinde, kurallarını bildiği kariyer merdivenlerini tırmanmasıyla; yeni bir ülkede, yeni bir dilleve farklı kurallarla çevrili kariyer basamaklarını çıkması elbette farklı; hatta kimi zaman zor olacaktır. Ancak imkânsız da değildir. Söz konusu merdivenlerden daha önce farklı tecrübelerle dahi olsa geçmiş olan birisi, hiç geçmemiş olan birisi gibi olmayacaktır. Karşılaştığı engeller ve sarsıntılar için deneyimlerinden istifade ederek köprüler kuracak, çözüm alternatifleri üretecek ve ilerleyişine devam edecektir. Burada altın kural, yapılan işin sevilerek yapılması yahut diğer bir tabirle mesleki tatmindir.

Bununla birlikte elbette kariyer, bizi asıl hedefimize ulaştıracak vesilelerden yalnızca biridir. Bu hedef herkes için farklı olabilir, esas olan kim olduğumuz; ne olmak ve neleri başarmak istediğimizdir.

KARIYERDE HEDEF

Kariyerdeki hedef, iş hayatından beklentilerimiz hakkındaki sorulara verdiğiniz cevapların toplamıdır. Söz gelimi ben, bir Avrupa üniversitesinde, altı yıl önce Türkiye’de olduğum gibi bir tıp profesörü olmak ve öğrenci yetiştirmek istiyorum.

O hâlde, yeni kariyerimi bu karar yörüngesinde şekillendirmem, hedefime giden yolları tekrar tekrar gözden geçirmemlazım.

Kariyer hedeflenirken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da gerçekçi olunmasıdır. Ayakları yere basmayan hayaller üzerine kurulmuş kariyer hedefleri, insanları ümitsizliğe sevk eder. Karamsarlığa düşmemek için yapılması gerekense odaklanma ve disiplinli çalışmadır. Esasında yapacağımız şey şudur: Daha önce yaptığımız, başardığımız şeyleri tecrübelerimizden yardım alarak yeniden yapmak! Hepimiz öğrencilik yıllarımızda pek çok sınav verdik. Şimdi de önümüzde yeni sınavlar var.

Onları da vereceğiz! Talebeyken en az bir yabancı dil öğrendik. Şimdi de yepyeni bir dil yahut diller öğreneceğiz! Üstelik belki de ardımızda kalan yıllar boyunca “öğrenme”yi öğrendiğimiz için çok daha hızlı mesafe alacağız. Bunları söylerken yaşı ihmal ediyor değilim; elbette yılların getirdiği yorgunluk da olacak. Ancak bu, başarımızın önünde çok büyük bir engel değil. Bu ve benzeri engelleri, destek alarak kolaylıkla aşmak mümkün.

Örneğin denklik süreçlerinde mi zorlanıyorsunuz? Yakın çevrenizde bu aşamaları sizden evvel tamamlamış birini bulun ve tecrübelerinden istifade edin. Bu türlü deneyimlerden yararlanmak, boşa harcayacağınız enerjinizin önünü alacak ve size zaman kazandıracaktır.

EN MAKUL VE HIZLI YOL

Kariyer planlaması, kısaca, hedeflenen kariyer noktası için en doğru, makul, hızlı yolun ve bu yola uygun hareket tarzının belirlenmesi olarak tanımlanabilir. Elbette bu planlamalarda her zaman her şey istenildiği gibi gitmeyebilir. Zaten buaksaklıklar da planınızın bir parçası olmalıdır. Planlama yaparken bu ihtimalleri akıldan çıkarmadan, alternatif yolları ve çözüm önerilerini de plana dahil etmeliyiz.

Başarının sırrı, hedefe ilerlerken yaşanması muhtemel geçici başarısızlıklardan olabildiğince az etkilenmektedir. Aşamayacağımızı düşündüğümüz engellerle karşılaştığımızda yakınlarımızdan yahut alanın uzmanlarından destek almalı ve engeller karşısında yılmamalıyız. Kariyer planlamasında en önemli araçlardan biri kendimizi ve neler yapabileceğimizi iyi analiz etmektir. Fransız Fizyoloji Profesörü Dr. Bernard, “Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.” der. Neyi aradığımızı kendi tecrübelerimizin yardımıyla bulabileceğimiz gibi, bizi yakından tanıyan kimselerin gözlemlerinden de istifade edebiliriz.

BÖL, PARÇALA, YUT!

Kariyer planlaması, kimi zaman karşımıza aşılması zor sarp dağlar gibi dikilebilir.

Bu dönemlerde ara hedefler belirlemek ve mesafeyi aşama aşama katetmek işimizi kolaylaştıracaktır. Kişisel durumlarımıza göre aylık, altı aylık, yıllık planlar yapmak ve her seferinde çıtayı daha yükseğe koyarak devam etmek bizi rahatlatacaktır. Kariyerde ikinci bahar süreçlerinden birisi olan dil öğrenimini ele alalım. Öncelikle hedef dile ne seviyede hâkim olmamız gerektiğini iyi tespit etmeliyiz. Hedefimiz inşaat sektöründe, emek yoğun bir mesleğesahip olmaksa çok yüksek seviyede iletişim becerilerine ihtiyaç duymayacağız demektir.

Ancak üniversitelerde akademik düzeyde ders vermeyi hedefliyorsak bizden üst seviyede bir dil hakimiyeti beklenmesi kuvvetle muhtemeldir. Işte dil konusunda koyacağımız hedeflere ulaşırken kat edeceğimiz mesafeler, bu hedefe göre belirecektir.

GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLER

Kişinin güçlü ve zayıf yönlerini tanıması da hedeflediği kariyere ulaşması için çok önemlidir. Uzmanlar güçlü yönlerinbilinip artırılmasının, zayıf yönlerin de farkına varılıp geliştirilmesinin hayati önem taşıdığı konusunda hemfikirdir. Yakın çevremizden bu konuda destek almak, oldukça önemlidir. Zira insanı “dışarıdan” ve objektif olarak değerlendirebilecek kimselerin varlığı, paha biçilmezdir. Tüm bunları yaparken zamanı doğru yönetme, aceleci olmama ve uyuşukluk ve tembellik göstermeme de oldukça önemlidir. Sözün kısası, düzen ve plan hızı azaltmamalı ancak hızda düzeni bozmamalıdır!

Yine dil öğreniminden örnek verecek olursak, yabancı bir dile günlük iletişimi sağlayacak düzeyde hâkim olmak bir zamana vabestedir. Bu süre kişiden kişiye değişebilir; ancak çabucak yeni bir dil öğrenmeyi beklemek, kişiye hayal kırıklığı ve motivasyon bozukluğu olarak geri dönecektir. Dil eğitimi konusunda tecrübeli bir hocam yıllar önce, “Ilk yıl grameri oturtur, ikinci yıl yavaş yavaş konuşmaya başlar, üçüncü yıl şakalaşır, nihayet dördüncü yıl da tartışmalara girebilirsin.”demişti.

Hocamın ne kadar haklı olduğunu yıllar içerisinde dört farklı dili öğrenirken tekrar tekrar test etme imkânı buldum. Uzunlafın kısası, “Neden dil öğrenemiyorum!”, “Neden bu kadar uzun sürüyor.” diye yakınarak kendinize haksızlık yapmayın,motivasyonunuzu bozmayın. Kendinize zaman verin. Bunun bütün öğrenme faaliyetleri için üç aşağı beş yukarı aynı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

EKONOMI

Bütün diğer yatırımların olduğu gibi kariyerimize yapacağımız yatırımların da ekonomik bir maliyeti olacaktır. Ancak hedeflenen noktalara ulaşıldıktan sonra bu mali yorgunluğun; yahut bir taraftan eğitim alırken diğer taraftan çalışmanın karşılığı kat kat alınacaktır. Hedeflenen mesleğe göre bu süreç iki ile beş yıl arasında olabilir. Hatta bazı durumlarda daha uzun da sürebilir. Bu zaman zarfında “Survival Jobs” olarak tanımlanan ve genellikle fiziksel güce dayalı olan işlerde çalışılabilir. Bu vesileyle hem içinde bulunulan ülkenin şartları öğrenilmiş hem de sosyal ilişkiler geliştirilerek geleceğe yatırım yapılmış olur. Örneğin kendi ülkesindeyken aktif hizmet veren birdoktorun göç ettiği ülkede yeniden doktorluk yapabilmesi pek çok aşamayı ve sınavı geçmeyi gerektirebilir. Aday bir yandan bu aşamaları kat ederken diğer yandan da yarı zamanlı olarak birsağlık merkezinde, tıp laboratuvarında yahut klinikte yardımcı eleman olarak çalışabilir. Bu, hem alşmış olduğu iş ortamlarına yabancılaşmasının önünü alır hem de aday kendi uzmanlık alanına uygun bir sosyal çevre edinmiş olur.

DEVAMLILIK

Imkânlar dahilinde kariyer hedeflerini sık sık güncellemek; yola nereden çıktığını, nerelerden geçtiğini ve an itibariyle nerede olduğunu gözden geçirmek de çok faydalıdır. Hatta bunu birlikte yapabileceğiniz yol arkadaşlarınız yahut dostlarınız varsa bu çok daha yararlı olacaktır. Böylelikle birbirinize sık sık hatırlatmalarda, tatlı ikazlarda bulunabilir; birbirinizin yolculuklarınızı takip edebilirsiniz.

Mesela ben bulunduğum ülkede gençlerle her ay kariyer toplantısı yaparak onları takip etmeye çalışıyorum. Hatta o toplantıların son gündem maddesi çoğunlukla ben oluyorum. Katılımcılarının çoğu çocuğum, torumun yaşında olan gençlere kariyerhedeflerim, aştığım merhaleler ve yerine getiremediğim sorumluluklar konusunda hesap veriyorum.

Bu denetim mekanizmasından ne kadar istifade ettiğimi tahmin bile edemezsiniz.

KARIYER PLANLAMADA SIKÇA YAPILAN HATALAR

Kariyerimizi planlarken bazı hatalar yapabiliriz. Hata yapmadığımız durumlarda bile bazı şeyler yolunda gitmeyebilir. Çabalarımız, girişimlerimiz neticesiz kalabilir. Gelin şimdi bu konuya eğilelim ve planlama safhasında sıklıkla yapılan hatalardan bazılarını listeleyelim.

  • Gelişiminiz için yalnız başınıza, kimseden fikir/ yardım almadan, sadece kendi doğrularınızla hareket ediyorsanızyanlış yoldasınız demektir. Yol yakınken dönün!
  • Tek seçenekli bir planla yol alıyor ve zaman zaman çıkmaza giriyorsanız hemen vazgeçmeyin. Alternatif rotalar belirleyin. Yedek planlarınızı devreye sokun!
  • Kısa vadedeki maddi ihtiyaçlarınızla orta ve uzun vadeli kariyer hedeflerinizi birbirine karıştırmayın.
  • Planlarınızı ayrı kulvarlarda takip edin. Günlük maddi ihtiyaçlarınızı karşılamaya çalışırken kariyer hedeflerinizi akameteuğratmayın.
  • Hızlı ve geçici olanlardan ziyade kalıcı ve uzun vadeli çözümler üretin. Sabırlı olun!
  • Tam olarak ne istediğinizi karıştırdığınız durumlarda, niyet ve hedeflerinizi tekrar tekrar gözden geçirin. Bunun içinyukarıda bahsedilen kariyer toplantılarından istifade edebilirsiniz.
  • Dış faktörler, başarısızlıkla sonuçlanmış örnekler, kısa yoldan para kazanma hırsı gibi şeylerin sizi hedefinizden döndürmesine müsaade etmeyin. Gayret ve dua edin!
  • “Networking”i ihmal etmeyin. Çalışmak istediğiniz alanla ilgili sağlam ilişkiler, güçlü bağlar kurun!
  • Problemler karşısında ne kendinizi ne ailenizi ne de yakın çevrenizi suçlayın. Engeller karşısında metanetli veçözümden yana olun! Başa çıkamadığınız sorunlarla gereksiz vakit kaybetmeyin. Bir kenara koyun, zamanı gelince aynı problemi yeniden ele alın.
  • Karşınıza çıkması muhtemel sorunları düşünüp enerjinizi peşinen dağıtmayın. Problemden değil, çözümden yana olun. Probleme değil, çözüme odaklanın!

KARIYER YOLCULUĞUNUN KILOMETRE TAŞLARI

Sabır: Sürecin kararlı ve iyi bir şekilde yönetilebilmesi için en önemli etkendir. Acele etmeden, sabırla ve rehavete düşmeden problemler bir bir aşılabilir. Bu süreçte yaşananların hepsi daha sonra bize hayat tecrübesi olarak dönecektir. Sabır, emin olmayı; eminolma da mantıklı kararlar vermeyi destekler.

Disiplinli ve çok çalışma: Kısa, orta ve uzun vadeli hedefler konulmalı, mümkün mertebe bu hedeflere doğru konulan plana riayet edilmelidir.

Gerçekçi hedefler: Hayalperestlik, hedeflerden şaşmaya sebep olur. Hayali hedefler peşinde koşarken yaşananzorluklar, hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir. Bu yüzden konulan hedeflerin mümkün olduğunca gerçekçi olması,ayaklarının yere sağlam basması gerekir.

Devamlı gelişim: Mesleki donanım konusunda sürekli gelişime açık olunmalıdır. Bununla birlikte, uzmanlık alanınındışındaki sahalarda kazanılacak beceriler de kariyere olumlu katkılar sağlayacaktır.

Doğru riskleri alma: Sorumluluk almaktan çekinilmemeli; gerekli riskler, tolere edilebileceği kadarıyla, alınmalıdır.Mesuliyet almak, kişinin kendisine olan güvenini artırır. Kimi zaman, dezavantaj gibi görünen şeyleri avantaja dönüştürebilir.

SON SÖZLER

Insana dokunmanın, hizmet götürmenin, evrensel insani değerleri temsil etmenin en kısa, kolay ve kestirme yolunun eğitimden geçtiğine inanıyorum. Şayet imkânlarınız ve motivasyonunuz buna elverişliyse hiç durmayın!

Elbette, akademik kariyer her şey demek değil. Ancak imkânı olan üniversite mezunlarının yüksek lisans;yüksek lisans mezunlarının doktora yapmaları onları daha ayrıcalıklı ve fark edilebilir kılacaktır.

Şahsen, herhangi bir zorlayıcı sebep olmadığı sürece, insanların daha önce eğitim aldıkları ve hâlihazırda donanımlı oldukları alanlarda bir kariyer planlaması yapmalarının doğru olduğuna inanıyorum. Elbette mesleki tatmini ve göz ardıetmeden. Aksi takdirde zaten zor olan yeni hayatlar tam bir kâbusa dönüşebilir.

Avrupa ülkelerine yaptığım ziyaretlerde, görüştüğüm kimselerin batı ülkelerinde kendi alanında istihdamın zorlukları konusundakiserzenişlerine şahit oluyorum. Bu şikâyetler genellikle denklik süreçlerinin zorluğu, işlemlerin yavaşlığı, sürecin uzunluğu, önceki eğitim ve mezuniyetleri resmî evraklarla belgeleyememe gibi konular etrafında dönüyor. Hatta zaman zaman kendi konumlarında çalışmalarının imkânsız olduğunu iddia edenlerle de karşılaşıyorum. Burası Almanya, burası Hollanda; siz bilmezsiniz diyenler de çıkıyor. Onlara, bizüzerimize düşeni yapalım; neticeyi yaratacak olan Allah’tır demekle yetiniyorum. Hiçbir şeye olmaz, yapamayız diyerek başlamamalarını tavsiye ediyorum.

Elbette her ülkenin, her sistemin kendine göre şartları vardır ve bu gayet tabiidir.Bize düşen bu şartlara uyarak sebepleri yerine getirmek; tevekkül ve dua etmektir.

Diyetisyen Nagihan Serli:

“Yorulduğum zamanlarda kendimi mezun olunca yapacağım hizmetleri hayal ederek motive ettim!”

Okurlarımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz? 

Evliyim ve iki harika çocuğum var. Türkiye’de uzun yıllarhalkla ilişkiler alanında çalıştım. Yeni bir kariyer planı yapmak biraz zaman aldı. İlk zamanlar yeni ülkemize uyumsağlamaya daha fazla vakit ayırdık. Sonrasında diyetisyenlik eğitimi aldım. Şimdilerde 3-4 yıl içinde yeni ülkemde tanınan bir diyetisyen olmanın hayalini kuruyorum.

Yeni kariyerinizle ilgili ne gibi zorluklar yaşadınız?

Enerjimin en büyük kısmını Lehçe’yi öğrenmek aldı. Daha önce tek bir cümle kurabildiğim bir dil değildi çünkü. Ikinci sırayı anneliğe vermeliyim sanırım. Hem evi hem eğitimi idare etmek pek kolay olmadı. Son olarak da öğrenci bir anne olarak çalışmanın zorluğunu eklemeliyim. Zira bu süreçte aileme ekonomik olarak da destek olmam gerekti.

Geçtiğiniz aşamalardan da bahseder misiniz?

Evde oturup kadere taş atmakla yeni bir hayat kurmak arasında bir tercih yapmam gerekti ve ben ikincisini seçtim. Gelir gelmez aktif birçalışma hayatının içine attım kendimi. Önce yerel bir kreşte bulaşıkçılık işi buldum. Sonra aynı kurumda öğrenciler için yemek de yaptım. Bir nevi aşçılık da diyebiliriz.

Dil öğrenmek için de üniversite hazırlık sınıflarına kaydoldum. Örgün eğitimini yirmi bir yıl önce tamamlamış bir kadın olarak bütün bunları yapmak kolay olmadı tabi. Hazırlığı bitirdikten sonra, yakın bir çalışma arkadaşımdan etkilenerek gastronomi alanına ilgi duymaya başladım.

Okurlarımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz? 

Evliyim ve iki harika çocuğum var. Türkiye’de uzun yıllarhalkla ilişkiler alanında çalıştım. Yeni bir kariyer planı yapmak biraz zaman aldı. Ilk zamanlar yeni ülkemize uyumsağlamaya daha fazla vakit ayırdık. Sonrasında diyetisyenlik eğitimi aldım. Şimdilerde 3-4 yıl içinde yeni ülkemde tanınan bir diyetisyen olmanın hayalini kuruyorum.

Yeni kariyerinizle ilgili ne gibi zorluklar yaşadınız?

Enerjimin en büyük kısmını Lehçe’yi öğrenmek aldı. Daha önce tek bir cümle kurabildiğim bir dil değildi çünkü. Ikinci sırayı anneliğe vermeliyim sanırım. Hem evi hem eğitimi idare etmek pek kolay olmadı. Son olarak da öğrenci bir anne olarak çalışmanın zorluğunu eklemeliyim. Zira bu süreçte aileme ekonomik olarak da destek olmam gerekti.

Geçtiğiniz aşamalardan da bahseder misiniz?

Evde oturup kadere taş atmakla yeni bir hayat kurmak arasında bir tercih yapmam gerekti ve ben ikincisini seçtim. Gelir gelmez aktif birçalışma hayatının içine attım kendimi. Önce yerel bir kreşte bulaşıkçılık işi buldum. Sonra aynı kurumda öğrenciler için yemek de yaptım. Bir nevi aşçılık da diyebiliriz. Dil öğrenmek için de üniversite hazırlık sınıflarına kaydoldum. Örgün eğitimini yirmi bir yıl önce Diyetisyenlik bölüme kaydoldum ve nihayet şimdi mezunum.

Bu süreçteki ana motivasyonunuz neydi? 

Üniversiteyi yeni kazanan çiçeği burnunda bir liseli değildim. Üstelik bambaşka birülkede, farklı bir sistemin içindeydim. Bunu ilk günden kabul etmiştim. Ayrıca eşime, çocuklarıma karşı sorumluluklarım vardı.

Derslerimi aksatma, sınıf tekrarı yapma, zaman kaybetme gibi bir lüksüm olamazdı. Gündüzleri ekmeğimi kazanmak için çalıştım, geceleri de derslerime yoğunlaştım. Yorulduğum, sıkıldığım zamanlarda mezun olduğumda yapabileceklerimi hayal ettim hep.

Prof. Dr. İlyas Akdemir:

“Ya pes edip kısır döngüye girecektim ya da mücadele edip hayata tutunacaktım. Ben ikinci yolu seçtim!”

Bize kısaca Türkiye’deyken neler yaptığınızdan bahseder misiniz?

Türkiye’den ayrılmadan evvel ülkenin en büyük vakıf üniversitelerinden birinde profesör, başhekim ve kardiyoloji uzmanı olarak çalışıyordum. Ülkeme akademisyen ve hekim olarak yirmi beş yılın üzerinde hizmet verdim. Görevimi bırakmak zorunda kaldıktansonra arkadaş tavsiyesiyle Isveç’e iltica ettim ve buraya yerleştim.

Şüphesiz anlattığınız kadar kolay olmamıştır. Ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Bütün sıkıntılara rağmen, yeni bir ülkede yeni bir dil ve kültür ortamına uyum sağlamaktan başka çıkış yolu yok!Öncelikle Isveççe gibi dünyada çok az konuşulan bir dili öğrenmek zorundasınız. Sonrasında tıp eğitiminin bütününü kapsayan iki aşamalı sınavlardan geçmek mecburiyetindesiniz. Sınavları geçtikten sonraysa ne zaman biteceği belli olmayan yıpratıcı bir iş arama süreci. Işi bulduktan sonra da kendinizi ifade ve ispat etme mücadelesi.

Bütün sıkıntılara rağmen yeni bir ülkede; yeni bir dil ve kültür ortamına uyum sağlamaktan başka çıkış yolu yok!

Tıp Fakültesi eğitimimi dünya sıralamasında ilk on içerisinde gösterilen Karolinska Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Bir yıllık ikinci kardiyoloji ihtisasımı da Linköping Üniversitesine bağlı Norrköping Hastanesi’nde yaptım. Halen aynı hastanede kardiyoloji uzmanı olarak çalışıyorum.

Göz kamaştırıcı bir hikâyeniz var. Ikinci kariyer konusunda zorlananlara neler tavsiye edersiniz?

Her türlü zorluğa rağmen şartların elverdiği ölçüde çalışmalarını, üzerlerine düşen görevi yapmaya gayret etmelerini tavsiye ederim. Şahsen aktif sabırla mücadeleye hemen başlama kararlılığını çok önemsiyorum. “Hele oturum süreci netleşsin, sonra bakarız!” yaklaşımını doğrubulmuyorum. Her zorluğun ardından bir kolaylığın geleceğini akıllarından çıkarmamalarını öğütlüyorum.

Son olarak bu yolculuktaki kişisel motivasyonunuzdan da bahseder misiniz?

Ülkemde inandığım değerlere yapılan saldırılar ve masum insanlara atılan iftiralar bana çok ama çok ağır geldi.

Bu zulümlerden ben de nasibimi aldım. Hem de hiç hak etmediğim hâlde. Bazı yakınlarımın ithamları da cabası oldu. Ya pes edip kısır döngüye girecektim ya da mücadele edip hayata tutunmayaçalışacaktım.

Eşimle birlikte göç etmiş olmak; onun dirayetli ve sağlam duruşu, çocuklarımıza sahip çıkan vefalı insanlar ve buradaki sıcak arkadaşlık ilişkileri zorluklarla mücadelemi hayli kolaylaştırdı. Bu zorlu sürecin heraşamasında Rabbimin yardımını ve zahmet içerisinde rahmet tecellilerini hissettiğimi de özellikle belirtmeliyim.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar