Ayten Gül
Hayatın kalabalığı içinde yolunu kaybetmiş, ait olduğu yeri bir türlü bulamayan, modern yaşamın talepleri arasında sıkışıp kalan ve beklentilerin ağırlığı altında ezilen insanlar… Onların hikâyeleri, bahsedeceğim dizilerde öyle başarılı ve gerçekçi bir şekilde ekrana taşınıyor ki karakterlerle günlük hayatınızda karşılaşmış gibi hissediyorsunuz. İyileştirici ve ilham verici bir yolculuğa çıkıyor, yaşamınızdan izler buluyorsunuz.
Summer StrIke:
Hayata Sıfırdan Başlamak
2022 yapımı Summer Strike, hayatın sorunlarından kaçan ve hiç bilmediği bir yerde yepyeni bir başlangıç yapan genç bir kadının huzur ve mutluluk arayışını anlatıyor. 28 yaşındaki Lee YeoReum, sabahlarını işte, akşamlarını ise bir odalı küçük dairesinde geçirdiği sakin bir hayata sahiptir. Günlük yaşamındaki küçük sıkıntılara ve iş yerinde uğradığı zorbalıklara rağmen mutluluğunu kaybetmemek için elinden geleni yapsa da erkek arkadaşının onu terk etmesi ve annesinin ani ölümü her şeyi altüst eder.
Bir anda en değer verdiği şeyleri yitiren ve yapayalnız kalan YeoReum, çareyi oradan uzaklaşmakta bulur. İşten ayrılır, evini boşaltır ve tüm hayatını bir sırt çantasına sığdırır. Adını tesadüfen duyduğu bir deniz kasabasına doğru yola çıkar. Bu küçük kasaba ve orada tanıştığı insanlar, YeoReum için kendisini ve mutluluğu keşfedeceği iyileştirici bir serüvenin başlangıcı olacaktır.
Summer Strike, gerçekçi karakterleri, derin diyalogları ve etkileyici hikâyesiyle kalbimize dokunmayı başarıyor. Korece ismi “Ameugeotdo Hago Sipji Ana” yani “Hiçbir Şey Yapmak İstemiyorum” olan dizi, hayattan kaçıp küçük bir deniz kasabasına yerleşme ihtiyacı duyduğunuz her an izleyebileceğiniz keyifli bir yapım.
My Liberation Notes:
Benim Özgürlük Notlarım
MiJeong, GiJeong ve ChangHee hâlâ ebeveynleriyle yaşayan üç yetişkin kardeştir. En büyükleri olan GiJeong, senelerdir aynı iş yerinde çalışan ve aradığı aşkı bir türlü bulamayan bir kadındır. ChangHee, hayatta bir amacı ve hayali olmayan, evin tek oğlu olmasının getirdiği beklentilerin altında ezilen ortanca kardeştir. Evin en küçüğü olan MiJeong ise kendisini bulunduğu hiçbir yere ve gruba ait hissedemeyen, artık mutluluğun ne olduğunu bile bilmediği bir noktada olan 20’li yaşlarının sonunda genç bir kadındır. Bir gün mahallelerine gizemli bir adam taşınır ve bu, MiJeong için değişimin başlangıcı olur. Bu değişim, zamanla tüm aileye etki edecektir.
Hayatın içinde sıkışıp kalmış ve ona ayak uydurmakta zorlanan üç kardeş ve bir adamın hikâyesini anlatan My Liberation Notes, “slice-of-life” türündeki en başarılı Kore dizilerinden biri. Listedeki diğer iki diziyle kıyaslandığında daha melankolik ve depresif bir havaya sahip olduğunu baştan söylemeliyim. Dizi, modern hayatın içindeki iletişimsizlik, yalnızlık, geç kalmışlık hisleriyle boğuşan karakterlerin hikâyesini o kadar yalın bir şekilde yansıtıyor ki her birinin mücadelesini izlerken zaman akıp gidiyor.
Navillera: Beden Yaşlanır, Peki Ya Hayaller?
İnsan, hayalleri ve tutkuları olan bir varlık. Şekli ne kadar değişirse değişsin böylesine ortak bir şey paylaştığımız için hayalleri konu alan yapımlar her zaman etkili olmayı başarıyor. Navillera da benzer bir konu etrafında dönüyor ancak bir şey, onu bu yapımların arasında çok daha özel bir yere yerleştiriyor: Hayallerin yaşı olmadığını ve yaşlanmadığını hatırlatması.
23 yaşındaki Lee ChaeRok gelecek vadeden bir balettir. Bir zamanlar oldukça yetenekli ve tutkulu olmasına rağmen ailevi ve finansal sebeplerden dolayı zamanla baleye duyduğu tutku azalır. Tam hayatın içinde kaybolmak üzere olduğu bir noktaya geldiğinde karşısına Shim DeokChul isimli yaşlı bir adam çıkar. Shim DeokChul, balet olmak isteyen ancak hayatın acı gerçekleri ve ağır yükleriyle yüzleşince hayalinden vazgeçmek zorunda kalmış bir ihtiyardır. 70’li yaşlarına geldiğinde en büyük tutkusunun peşinden bir kez daha koşmaya karar verir. Bu yaştaki bir adamın bale kursuna geliyor olması Lee ChaeRok’a başlangıçta garip gelse de zamanla aralarında çok değerli bir dostluk yeşerir.