Nihal Polat
Oysa depresyon hırkanızı örmeyi deneseydiniz belki de Tom Daley gibi altın madalyon sahibi bir yüzücü olabilirdiniz.
Ünlü olimpiyat şampiyonu Daley tam bir örgü tutkunu. Birbirinden çeşitli kazaklar ören olimpiyat oyuncusu kazandığı madalyaya bile çizilmemesi için bir kese ördü. Daley, örgünün kendisine iyi geldiğini, stresle bu sayede başa çıkabildiğini söylüyor.
Araştırmalar da başarılı yüzücüyü doğrular nitelikte. Örgü örmek stresi kontrol altına almamızı sağlıyor. Tekrarlanan hareketler meditasyon etkisine yol açıyor. Bu ritmik eylem zihnimizi rahatlatıp stres hormonu olan kortizol seviyesini düşürüyor.
Örgü örmenin bir başka faydası da dikkati uzun süre toplayabilmesi. Günümüzde anda kalmak o kadar zorlaştı ki dikkat süremiz dakikalara kadar düştü. Bu durum psikolojik hastalıklara kapı aralıyor, öğrenmeyi zorlaştırıyor ve üretkenliği azaltıyor. Örgü ören kişilerin ise anda kalabilmeleri kolaylaşıyor.
Sevdiğiniz birine ellerinizle bir kazak örmeniz aynı zamanda yeteneğinizi keşfetmeniz demek. Bu başarılı eylem kişinin kendine güvenini artırmaya yardımcı oluyor ve sanatçı yanını da görmesini sağlıyor.
Örgünün insana iyi geldiğini fark eden El Sanatları İplik Konseyi (Craft Yarn Council), 1990’ların ortalarından beri örgü ile ilgilenen yüz binlerce kişiyle anket yapıyor. İnsanlara örgü örmekten neden hoşlandıklarını soruyor. Son yıllarda “stres atmak” ve “üretkenliğin verdiği haz duygusu” verilen cevaplarda en üst sıralarda yer alıyor.
Araştırmanın sonuçlarına bakacak olursak günümüzde örgü gibi stres ve kaygıdan uzaklaştıran el sanatlarına eskiye nazaran daha çok ihtiyacımız var. Rahatlamak, sakinleşmek ve anda kalmak sosyal ilişkilerimizi de iyileştiriyor. Örgünün bir kadın hobisi olduğunu düşünmeden Daley örneğinde olduğu gibi erkeklerin de rahatlıkla yapabilecekleri bir el işi olduğunun altını çizelim. Siz de depresyon hırkanızı giymeden örmeyi denemeye ne dersiniz?
