Tevrat ve İncil’de Peygamber Efendimizden Haber Verilmiş Midir?

Allah resulü, dünyaya gelmeden yüzyıllar önce kendisinden haber verilen bir nebidir. Yüce Allah, Peygamber Efendimizi bütün insanlığa son elçi olarak göndermiştir. Bunun için de gönderdiği diğer bütün peygamberden; ümmetlerinin, ona inanması ve yardımcı olması konusunda söz almıştır.

Gencler Soruyor!

Ehlikitabın, Peygamber Efendimizin geleceğinden haberdar oldukları, kaynaklarca tespit edilmiş bir husustur. Allah, peygamberimizin sıfatlarını, daha önce gönderdiği kitaplarda ayrıntılı olarak anlatmıştır. Kur’ân-ı Kerim dışındaki kitaplar incelendiğinde, uğradıkları bütün değişikliklere rağmen, Peygamber Efendimize dair işaretler bulmak mümkündür.

Yahudilerin, Peygamber Efendimizin son peygamber olduğunu bildiklerine dair elimizde pek çok delil vardır. İslâm’dan önce uzun süre komşu olarak yaşayan Medineli Araplarla Yahudiler arasında zaman zaman fikir ayrılıkları çıkardı. Buna rağmen Yahudiler, gelecek olan son peygamber hürmetine dua ederlerdi: “Ya Rabbi! Tevrat’ta niteliklerini okuduğumuz, ahir zaman peygamberi ile bizlere yardım et!” derlerdi. Ancak, ne yazık ki Peygamber Efendimiz, onların dünya hâkimiyeti davalarını benimsemediği, ırkçılığı yerip bütün insanları eşit ve kardeş ilan ettiği için ona düşman oldular. Tevrat’ta peygamberimize işaret eden örneklerden birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz:

Sâre, Hâcer’e kötü davranmaya başlayınca, Hâcer ondan kaçtı. Rabbin meleği, onu çölde, bir pınar başında buldu ve ona “Nereden gelip nereye gidiyorsun?” diye sordu. “Sâre’nin yanından kaçıyorum.” cevabını alınca da “Efendinin yanına dön. Rabbin, senin soyunu öyle çoğaltacak ki, kimselerin sayamayacağı kadar çok olacaklar.” dedi. (Tekvin 16/6-10)

Onu mübarek kılacak, sana ondan bir oğul vereceğim. Onu, milletlerin anası yapacağım. Kavimlerin kralları ondan çıkacak. İsmail’e gelince… Seni işittim. Onu mübarek ve semereli kılacağım ve soyunu çok artıracağım. On iki beyin babası olacak ve onu büyük bir millet kılacağım. (Tekvin 17/16-20)

Allah İbrahim’e, “Çocuğun ve cariyen için üzülme. Sâre’nin sözünü dinle. Sana ne derse, onu yap. Çünkü senin soyun İshak ile sürdürülecek. Bununla birlikte, cariyenin oğlundan da bir millet yaratacağım. Çünkü o da senin soyun.” dedi. Sonra Allah, çocuğun ağlamasını işitti. Melek, göklerden Hâcer’e şöyle seslendi: “Ne oldu sana Hâcer? Korkma. Allah, çocuğun ağlamasını duydu. Kalk, çocuğu da kaldır ve elinden tut. Çünkü Allah onu büyük bir millet yapacak.” (Tekvin 21/12-13; 17-18)

Yüce Allah’ın Hz. İshak ile ilgili vaadini tamamlandı; İsrailoğulları’ndan pek çok nebi, âlim ve melik çıktı. Peygamber Efendimiz gelinceye kadar Hz. İsmail’in neslinden bir peygamber gelmemiş, onun nübüvveti ile peygamberlik müessesesi Hz. İsmail’in soyuna intikal etmiştir. Böylelikle Tevrat’ta bildirilen gerçek, ortaya çıkmıştır.

Nesli, gökteki yıldızlar gibi çoğalan Hz. İsmail’in zamanından Peygamber Efendimizin gelişine kadar Hicaz, Yemen ve diğer yerlerdeki Araplar, daima hür olmuştur. Roma ve Sasani imparatorlukları dahi İsmailoğulları’na boyun eğdirememiştir.

SÎnâ’daki Teveccüh

“Allah, insanlığa Sînâ’da teveccüh etti; Sâir’de tecelli buyurdu. Fârân Dağları’nda zuhur edip kemaliyle ortaya çıktı.” (Tensiye 33/2)

Cenabıhakk’ın Sînâ’daki teveccühünden maksat, Hz. Musa’ya Tevrat’ı Sînâ Dağı’nda indirmesidir. Sâir’den doğması da Hz. İsa’ya İncil’i vermesine işarettir. Zira İncil’in Hz. İsa’ya; Şam’da, Sâir köylerinden Nâsıra’da bulunduğu sırada indirildiği bilinmektedir. Allah’ın Fârân Dağı’ndan parlaması da Peygamber Efendimize Kur’ân’ın indirileceğini işaret etmektedir. Çünkü Fârân, Mekke bölgesinin Eski Ahit’teki adıdır. Hz. Peygamber, nübüvvetten önce zaman zaman Mekke yakınlarındaki Hira Mağarası’na çekilir, orada ibadetlerde bulunurdu. İlk vahiy, işte bu inzivalardan birinde nazil olmuştur ki bu da Tevrat’ın verdiği haber ile örtüşmektedir.

İncil’in Müjdeleri

Yuhanna İncili’nde Hz. İsa’nın havarilerine tavsiyelerini görürüz:

Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi yerine getirirsiniz. Ben de Rabb’ime yalvaracağım. O size başka bir yardımcıyı, Faraklit’i verecek. Ta ki, sonsuza kadar sizinle beraber olsun. Faraklit, öyle bir Rûhu’l-kudüs’tür ki Rabbim, onu benim ismimle gönderecektir. O size her şeyi öğretecek ve benim size söylediklerimi de tekrar hatırlatacaktır. Size, olduğu zaman iman edesiniz diye, henüz olmadan evvel, şimdi söyledim. Artık sizinle daha fazla konuşmayacağım. Çünkü bu dünyanın önderi geliyor… (Yuhanna 14/15-16; 26; 29-30)

Faraklit geldiğinde benim için şahitlik edecektir. Siz de tanıklık edeceksiniz. Çünkü başından beri benimle birliktesiniz. (Yuhanna 15/26,27).

Size hakikati söylüyorum. Benim gitmem, sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem Faraklit gelmez. Ama gidersem onu size gönderirim. O geldiğinde bütün âlemi hataları sebebiyle kınayacak ve insanları terbiye edecek. Size söyleyeceğim çok şey var; ama şimdi bunlara dayanamazsınız. Ne var ki o gelince size yol gösterecek. Zira kendiliğinden konuşmayacak; her ne işitirse onu aktaracak ve size gelecekte olacakları bildirecek. (Yuhanna 16/7-13)

Hz. İsa, İsrailoğullarının karakterlerini bildiği için gelecek peygamberin özelliklerini anlatmaya çalışmıştır. Abdulahad Davud, Faraklit kelimesinin; “en çok hamdeden, şanı en yüksek ve en meşhur kimse” manasına gelen, Ahmed isminin tam karşılığı olduğunu tespit etmiştir. Hristiyanlar da bu sözcüğü, “hamdedici” ya da “kurtarıcı” anlamlarında kullanıyorlardır ki, bu da insanları karanlıklardan kurtaran peygamberimize uygun düşmektedir.

O, Son Peygamberdir

Efendimizin getirdiği din, son dindir ve bütün insanlığı kuşatmaktadır. Ondan sonra ne bir peygamber ne de bir din gelecektir. Aynı zamanda onun getirdiği din, önceki peygamberlerin anlattıklarının esasını oluşturmaktadır. Cenabıhakk’ın Kur’ân-ı Kerim’de vahyettiği üzere “öğreten” odur. “…Biz, Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (En’âm suresi 6/38), “…Biz sana, her şeyi açıklayan, hidayet rehberi, rahmet kaynağı ve Müslümanlar için bir müjde olan Kur’ân’ı indirdik.” (Nahl suresi, 16/89) ayetlerine göre de bu haber ancak peygamberimize ait olabilir.

Efendimiz, Hz. İsa’nın getirdiği hakikatleri insanlara yeniden hatırlatmıştır. Gerçek tevhidi ortaya koymuş; teslis, dinde aşırıya gitme gibi uygunsuz davranışları yasaklamıştır. Allah resulü, Hz. İsa’dan sonra gelmiş, insanları içine düşmüş oldukları kötülüklerden sakındırmıştır. Ehlikitaba, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmeyip Allah tarafından semaya yükseltildiğini bildirmiş; annesini de zina töhmetinden temize çıkarmıştır.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar