Bu tuhaf bakışlardan nasibini almak istemeyenler de var. Onlar da avuç içlerinde sakladıkları teneke kola kutusuyla inleye-uflaya giriyorlar mekâna. Akıllarında bir deli soru: “Görevli içerde bir şey yiyip içmek yasak derse ne cevap veririm?”
Oysa bunun çok kolay bir çözümü var. Hani kalınca poşetlerde satılan sıvı deterjanlar var ya, işte onlardan biri boşalınca iyice yıkayıp cebinize, çantanıza koyabilir; ihtiyaç duyduğunuzda kullanabilirsiniz. Hatta sürekli aynı kademhaneyi kullanıyorsanız bunu lavabonun altına saklamanız da mümkün. Koca meşrubat şişesini elinizde gezdirmenize hiç gerek yok.
✠✠✠
Geçenlerde birkaç arkadaş oturmuş, memlekette en çok neyi özlediğimizi konuşuyorduk. Galata’da balık-ekmek, Eyüp’te sabah namazı, mayıs ayında boğaz turu, Emirgan, Çamlıca, Kayseri, Adana… Hiç beklenmedik bir anda dostlardan biri damdan düşer gibi “alaturka tuvalet” demesin mi? Artık meclis sakinlerini tut tutabilirsen. Bir kahkaha tufanıdır koptu gidiyor. Gülme krizi dinince, aynı hasreti çekenler birer ikişer dökülmeye başladı. Lavabo, havlu, terlik, maşrapa, sifon, ibrik derken konuyu açan ilk arkadaş derin bir ah çekti, geçtik.
✠✠✠
Ayakyolunu hâllettik hâlletmesine de bunun bir de abdest faslı var. Tedbirli olup bir yolunu bulmayınca ayakkabılar ıslanıyor, çorapları hiç sormayın. Hele bot, çizme giymişseniz abdest almak en hafifinden bir cambazlık tecrübesi gerektiriyor. Aman duvarlara değmeyeyim, yandım pis yerlere basmayayım derken zeybeğe kalkanlar, horon tepenler; tutunacak bir dal bulup baston havası oynayanlar, kayıp tuvalete düşenler… Oysa bunların önünü almanın çok basit bir yolu var. Şu bebek alt değiştirme petleri var ya, yanınızda onlardan bir tane taşıyorsunuz, ihtiyaç hâlinde de yere serip bir güzel abdestinizi alıyorsunuz. Zemin kuruysa zaten hiç dert değil. İki-üç parça kâğıt havluyu yere serdiniz mi pekâlâ abdest alabilirsiniz. Artık duruma göre.
Bu arada mekân seçimi de çok önemli. Zira bu akrobasi pistlerinin avuç içi kadar olanı da var, düğün salonu kadar olanı da. Benden duymuş olmayın ama engelli tuvaletleri, sık kullanılmadıkları için en ideal yerler. Üstelik, mecburiyet hâlinde temiz olması şartıyla bu geniş mekânlarda namaz kılınabileceğini söyleyen ilahiyatçılar da var.
✠✠✠
Tuvaletti, abdestti derken namaza da gelelim. Gurbet ellerde bu göz nuru ibadetin ne denli zor olduğunu yaşayanlar bilir. Yeryüzü bize mescit kılındığına göre her yerde namaz kılabiliriz diyebilirsiniz, ama ne üzerinde? Alın size hayat kurtaran bir tavsiye daha: Jumbo boy çöp torbası! Şimdi bazılarınız, “Zaten cep seccadeleri var birader.” diye itiraz edecektir. Cevabı hemen yapıştırayım. Efendim, o seccadeleri yağmurdan sonra bir parkta yahut bir engelli tuvaletine seremezsiniz.
Bu torbaların en güzel tarafı kolaylıkla atıp yenisini almaya imkân sağlaması. Siyahını mı sevmediniz? Dert değil, artık türlü türlü renkleri var. Gözlere şenlik. Tabi katlamasını da bilmek lazım. Öyle paraşüt gibi toplarsanız hiçbir yere sığdıramazsınız. Ha, unutmadan! Alt tarafını içerde bırakacak şekilde katlayın ki, çantanız kirlenmesin. Hatta secdeye gelecek tarafına küçük bir işaret koyarak ayak-secde yönlerini karıştırmaya da engel olabilirsiniz.
Namaz konusunda gördüğüm en önemli husussa niyet. Lâmı cimi yok! Kılmayı isteyince ama gerçekten isteyince Güzel Allah’ım bunu türlü vesilelerle nasip ediyor. Bu seferlik de kazaya kalsın, sonra hâllederiz dediniz mi de bahanelerin ardı arkası kesilmiyor.
