Yeni Nesil Çalışma Modeli: Dijital Göçebelik

Gençlik Postası

Neva Özgün
Seyir Defteri

Çalıştığınız ofisin sıkıcılığını Bali Adası’nda okyanus dalgalarının sükûnetine, Lizbon’da bir kafe sessizliğine ya da Londra’da Hyde Park’ın kuş sesleri arasında bir mekâna dönüştüğünü hayal edin. Kulağa hoş gelen bu düşünce, yeni dünya modelinde mümkün. Sanal olarak çalışan ve iş yaptığı ülke yerine farklı ülkelerde yaşamayı seçenleri tanımlayan yeni bir kavram var artık: Dijital göçebe. Birçok ülke bu tarz çalışma hayatına sahip kişiler için vizelerde oldukça kolaylık sağlıyor. Örneğin Tayvan, üç yıla kadar kalmanıza izin veren, ancak teknoloji, eğitim, finans ve hukuk gibi belli sektörlerde çalışmanızı gerektiren dijital göçebe vize sistemi uyguluyor. Bu konuyla ilgili teknolojik altyapısını yenileyen ülkelerin sayısı da oldukça fazla.

Listenin Başında İspanya Var

Küresel danışmanlık firması Global Citizen Solutions’ın ülkelerin dijital göçebelik programlarını değerlendirdiği rapora göre, en iyi 10 dijital göçebe programından 9’u Avrupa’da yer alıyor. Listenin başında ise İspanya var. Dijital göçebe olmak için en iyi yer olarak belirlenen İspanya’yı birinciliğe yükselten ana madde, ülkedeki yeni bir girişim yasası. Yurt dışından kazanılan gelire sıfır vergi, yüksek hızlı internet ve teknoloji gibi çeşitli faktörler İspanya’yı zirveye taşıdı.

Her Ülke Farklı Avantajlar Sunuyor

Dünya çapında 65 ülkedeki programları inceleyen raporda ikinci ve üçüncü sırada Hollanda ve Norveç yer alıyor. Bu ülkelerin yüksek yaşam standartları ve güçlü eğitim, sağlık ve sosyal hizmetleri bulunuyor; ancak rapora göre yaşam maliyetinin yüksek oluşu büyük bir zorluk. Estonya ve Romanya ise mükemmel doğaları ve kültürel ortamlarıyla daha uygun fiyatlı bir hayat tarzı sunuyor. İlk 10’da Avrupalı olmayan tek ülke ise Kanada. Ülke, 2023 yılında teknoloji çalışanlarını çekmek için yeni stratejiler üzerinde çalıştığını duyurdu. Diğer ülkelerden farklı olarak, dijital göçebe vizesi sahiplerine, Kanada vatandaşlığına dönüşebilecek kalıcı ikamet için bir yol açmak da bu stratejilerin arasında.

Moda İkonu

Sezonun Yıldız Parçası: Gömlek Elbise

Tek parça oluşu, vücudu sarmayan kalıpları ve özellikle doğal kumaşlardan üretilen içeriği ile kullanımı oldukça rahat gömlek elbiseler. Bu sezon düz ya da desenli modelleriyle yaz aylarında çokça kullandığımız bu elbiseleri ufak stil oyunlarıyla sonbaharda da giyebilirsiniz. Desenli, fırfırlı, balon kollu, beli bağlamalı, kendinden kemerli gibi pek çok seçenekle karşımıza çıkan gömlek elbiseler tam bir joker parça. Kimi zaman önü düğmeli şekilde tunik olarak kullanabilir, kimi zaman da önünü açık bırakarak dış giyime dönüştürebilirsiniz.

Gardırobun Olmazsa Olmazı: Beyaz

Puantiye ve batik desenlerle buluşan gömlek elbiseler; sokakta spor ayakkabı, ofiste makosen, tatilde ise sandaletlerle bir araya gelerek her ortama ayak uydurabiliyor. Elbisenizde eğer iki renk yer alıyorsa birini ayakkabıda diğerini çantada kullanıp üçüncü renk hakkınızı da şalda tercih edebilirsiniz. Gardırobunuza beyaz bir gömlek elbise ekleyerek krem ve beyazın muhteşem uyumunu yakalayabilirsiniz. Beyaz elbise, krem şal, hasır babet, hasır çanta ile oldukça natürel bir görünüm sağlamak mümkün. Hasır çantanızın koluna bağlayacağınız renkli bir fularsa kombinizi başka bir boyuta taşıyacaktır.

Ayraç

Zamanın Farkında

“Ben olamadığımı görmeye geldim de niye olamadığımı göremeden mi gideceğim?” Sayfaları çevirdikçe zihninizde yankılanan soru tam da bu. Kitaptaki beş hikâyenin beşi de zamanla ilintili. Tüm bu hikâyelerin ortak yanı ise zamanı yakalayamamış insanların ruh sancısı diyebiliriz. Yaşımız ilerledikçe hepimizin kurduğu bir cümle vardır: “Rüzgâr gibi geçti ömrüm”. Şule Gürbüz, bütün hikâyelerde geçen ömürlere ışık tutarak sizi bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap boyunca karakterlerin konuşmalarını, yetişkinliğini gözlemliyorsunuz. “Zaman hafızada biriken ve arandığında orada, sadece orada bulunan mı? Unutulmak birinin, bir şeyin hafızasına nakşolmak mı, unutulup anılmadığında bu tümden kayıp mı?”

Nereye Gitsek

İskoçya Tarihinin Başkenti: Edinburgh

437 yılından bu yana İskoçya’ya başkentlik yapan Edinburgh, çarpıcı mimarisi, sönmüş bir yanardağın üzerine kurulu hayranlık uyandıran şatosu, nefis tarihî müzeleri, festivalleri, gayda sesi eşliğinde dolaştığınız çıkmaz sokakları, durmadan yağan yağmur ve tüm bunların yanında sıcakkanlı insanları ile bambaşka bir rota. Şehir, her ikisi de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Eski Kent ve Yeni Kent olarak ikiye bölünmüş. Eski Kent; dar dolambaçlı sokakları ve tarihî binalarıyla Orta Çağ çekiciliğini korurken 18. yüzyılda geliştirilen Yeni Kent ise neoklasik mimarisiyle ziyaretçileri kendine çekiyor.

Edinburgh Kalesi

Heybetli görünümüyle Edinburgh Kalesi, yüzyıllar süren tarihin bir kanıtı olarak şehrin silüetini oluşturuyor. Geçmişi antik çağlara dayanan bu kale, 14. yüzyıldaki İskoç Bağımsızlık Savaşı da dahil olmak üzere birçok önemli anın şahidi.

Royal Mile

Edinburgh Kalesi’nden Holyroodhouse Sarayı’na kadar uzanan Royal Mile, İskoç tarihi ve kültürüyle dolu harika bir cadde. Sıra sıra mağazalar ve kafelerle bezeli bu bölgeyi, arnavut kaldırımlı sokaklarda yürüyerek dolaşabilir, birçok güzelliği keşfedebilirsiniz. Gotik mimarinin çarpıcı bir örneği olan St. Giles Katedrali’ni görebilir, Real Mary King’s Close ile şehrin geçmişine dair bir yeraltı turu yapabilirsiniz. Modern İskoç parlamento binasının da burada yer aldığını ekleyelim.

Arthur’s Seat

Holyrood Park’ta bulunan ve antik bir yanardağ olan Arthur’s Seat, yürüyüşçüler ve doğa tutkunları için popüler bir yer. Bir saatlik yürüyüşün ardından ulaştığınız bu sönmüş yanardağın zirvesinden Edinburgh’un panoramik manzarası muhteşem görünüyor.

Holyroodhouse Sarayı

Edinburgh Kalesi’nin karşı ucunda yer alan Holyroodhouse Sarayı, şehrin en popüler yerlerinden biri. Kraliyet törenlerinin ve resepsiyonlarının düzenlendiği saray dairelerini keşfedebilir ve tarihî Holyrood Manastırı kalıntıları arasında gezebilirsiniz.

İskoçya Ulusal Müzesi

İskoçya Ulusal Müzesi, Edinburgh’un kalbinde modern bir binada yer alıyor. Müze, tarih öncesi eserlerden çağdaş tasarımlara kadar binlerce yıllık antik fosilleri, ikonik İskoç icatlarını ve daha fazlasını içinde barındırıyor. Oldukça interaktif bir müze. Özellikle çocuklarınızla seyahat ediyorsanız mutlaka gitmelisiniz. Dünyanın en ünlü koyunu olan klon koyun Dolly de burada sergileniyor.

Portre
16’sında Bir Dünya Rekortmeni

Paris 2024 Olimpiyat oyunları maalesef ülkemiz için hüsranla sonuçlandı. 100’den fazla sporcu ile katılım sağladığımız oyunlarda 8 dalda kürsüye çıkabildik. İkisi boks, biri atıcılık olmak üzere üç gümüş madalya, bir okçuluk, bir boks, bir tekvando ve iki güreş olmak üzere beş bronz madalya kazandık. Böylece oyunları 64. sırada tamamlayabildik. Her ne kadar istediğimiz gibi sonuçlanmasa da olimpiyat geleceği açısından ışık yakan sporcularımız da vardı. Onlardan en dikkat çekeni ise yüzme branşındaki sporcumuz Kuzey Tunçelli. Olimpiyat Oyunları’nda erkekler 1.500 metre serbest finalinde rekor kırarak finale yükselen ilk Türk yüzücü oldu. 16 yaşındaki Tunçelli, olimpiyatlardan hemen iki hafta önce Su Sporları Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazanırken, geçtiğimiz sene Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ın ev sahipliği yaptığı Avrupa Gençler Şampiyonası’nda 14:58.89’luk derecesiyle şampiyona rekoru kırarak altın madalyanın sahibi olmuştu.

Tüm Zamanların En İyisi: Michael Phelps

Kırılması zor rekorlara imza atan ve efsanevi olimpiyat sporcusu denildiğinde akıllara ilk gelen isim Michael Phelps. Şimdiye kadar kazandığı 23 altın, üç gümüş, iki bronz ile toplamda 28 madalya ile en çok olimpiyat madalyasına sahip sporcu ünvanı onun elinde. Michael Phelps’in yüzmenin farklı dallarında ve farklı organizasyonlarda kırdığı 39 farklı dünya rekoru, 21 Guinness rekoru bulunuyor. Phelps’in yüzmedeki yeteneğini keşfetmesi kendi ifadesiyle tamamen tesadüf. Annesinin sadece suda kendini kurtarmayı bilmesi için yüzme kursuna kaydettirdiği Michael Phelps, bugün rekorlarıyla ve kazandığı madalyalarla efsaneleşmiş bir olimpiyatçı.1985 yılında Amerika’da dünyaya gelen sporcuyu en son 2016 Rio Olimpiyatlarında izledik. Aynı yıl emekli olduğunu açıkladı.

BİR SÖZ

“Kalbini kötü düşüncelerle doldurup bize de ümitsizlik aşılayarak ufkumuzu daraltan kimseye söyleyin: Mutluluğun sırrı, hayatı yaratıp rızkı teslim eden Allah’a karşı hüsnüzanda bulunmaktır.” (İmam Şafi)

Bir kelime: NİKBİN

İyimser anlamına gelir. “Nikbin, dikenler arasında gül gibi nefis bir çiçek yarattığı için Allah’a şükreden; bedbin ise gülün dikenleri var diye yakınandır.” (Tarık Buğra)

BİR BİLGİ

Bilim insanları, Ay toprağından su üretti. Çin’in Chang’e-5 adlı uzay aracı, 2020’de Ay’dan toprak örneği getirmişti. Bu örnekleri inceleyen araştırmacılar, örnekteki minerallerin yüksek miktarda hidrojen içerdiğini saptadı. Bulgularını “The Innovation” adlı hakemli dergide yayımlayan ekip, toprağı ısıttıklarında hidrojenin diğer elementlerle tepkimeye girerek su buharı ürettiğini kaydetti.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar