Ortak, Ne Seninle Ne Sensiz!

Bir akşamüstü telefonum çaldı. Hattın diğer ucundaki dostum, “Hocam, malum birkaç ay evvel Mahfuz Bey’le mobilya mağazası açtık. Maalesef ortaklığımız pek iyi gitmiyor. İkimizi de dinleyip bize hakemlik yapsan da şu işleri tekrar yoluna koysak…” diyerek meramını anlattı. “Elbette! Elimden geleni yaparım!” diyerek telefonu kapattım. Birkaç gün sonra mağazalarına gittim. Hoşbeşten sonra, meseleye girmek için ortaklık sözleşmelerini getirmelerini rica ettim. Ne deseler beğenirsiniz? “Doktor Bey, bizim yazılı bir sözleşmemiz yok ki!” Cevabım sanırım beklediklerinden hızlı, biraz da sert oldu. Sonda söyleyeceğimi pat diye baştan söyleyiverdim: “Siz batmayı zaten baştan kabul etmişsiniz!” Gün o gün, şu konuyu etraflıca çalışıp Nevbahar için yazayım diye niyetlenip duruyorum. Kısmet bu sayıyaymış.

İş Ortaklığı Nedir?

Ortaklıklar; iki veya daha fazla kişinin, kurumun veya şirketin sermaye, mülk, işgücü, hizmet, mal, beceri ve emek gibi kaynakları paylaşıp birlikte çalışarak daha büyük ve başarılı projeler gerçekleştirebilmelerine imkân tanıyan ticari iştiraklerdir. Bu birliktelikler genellikle kurulum aşamasında düzenlenen(!) ve tarafların hakları, yükümlülükleri ve sorumlulukları gibi konuları kapsayan bir sözleşmeyle tesis edilir. Bu anlaşmada ortaklar, basitçe söylemek gerekirse, belirli bir proje veya iş için birlikte çalışacaklarını ve bu faaliyetlerden elde edilecek kârı/zararı paylaşacaklarını peşinen kabul ederler.

Neden Ortak Oluruz?

İş ortaklıkları, bireylere ve kurumlara pek çok avantaj sunar. Sermaye ve kaynakların birleştirilmesi; farklı uzmanlık alanlarından karşılıklı istifade fırsatı; finansman, müşteri memnuniyeti, üretim ve işletme problemleri gibi potansiyel risklerin paylaşılması; karar alma süreçlerindeki esneklik ve vergi avantajları gibi pek çok sebep insanları/şirketleri bir araya getirebilir. Taraflar, olası bu yararların gücünü arkalarına alıp; risk, tehlike ve zararları paylaşarak tekil çabalarıyla altına girebileceklerinden daha büyük projelere imza atabilir.

Ortaklıklar, başarılı bir teşebbüs için fırsatlar sunsa da rollerin net bir şekilde belirlenmediği, sorumlulukların iyi tanımlanmadığı bir sözleşmeye sahip olmayan müesseselerde çatışmaları önlemek ve ortaklığın başarısını sağlamak; hatta açık bir şekilde iletişim kurmak her zaman mümkün olmayabilir! Bu nedenle “iyi bir ortaklık sözleşmesi” taraflar için vazgeçilmez bir unsurdur.

Ortaklılığın Sağlayabileceği Bazı Faydalar

Kaynak Paylaşımı: Ortaklıklar, işletmelerin sermaye, ekipman, tesis ve personel gibi kaynakları paylaşmasına olanak tanır. Şirketler, bu ve benzeri kaynakları bir araya getirerek maliyetlerini azaltabilir ve verimliliklerini artırabilir. Söz gelimi, küçük bir ticari mutfak işletmesi, üretim tesislerini mesai saatleri dışında kullanmaları için diğer küçük şirketlerle ortaklık kurabilir.

Risk Azaltma: Ortaklıklar, işletmelerin piyasaya yeni ürünler sürme ya da yeni pazarlara girme ile ilgili maliyetleri ve sorumlulukları paylaşarak riskleri azaltmalarına yardımcı olabilir. Örneğin, yeni kurulan bir yazılım şirketi, geliştireceği bir ürün için bir donanım üreticisiyle ortaklık kurabilir. İki şirket, geliştirme maliyetlerini paylaşarak risklerini azaltabilir ve başarı şanslarını artırabilir.

Müşteri Kazanımı: Ortaklıklar, işletmelere kendi kıta sahanlıkları dışında kalan ve ulaşamadıkları yeni müşterilere erişim fırsatı sunar. Hâlihazırda yerleşik bir müşteri tabanına sahip bir şirketle kurulan ortaklık, işletmelerin yeni pazarlara girmesine katkı sağlayabilir. Örneğin, bir lokanta konuklarına indirimli yemek sunma teklifiyle bir otele ortaklık teklif edebilir.

Büyüme: Ortaklıklar, şirketlerin birbirlerinin güçlü yönlerinden yararlanmalarına ve zayıf yönlerini desteklemelerine imkân tanır. Örneğin, bir mobilya şirketi, satışlarını artırmak ve müşteri tabanını genişletmek için bir pazarlama firmasıyla ortaklık kurabilir. Bu şekilde ortaklıklar, işletmelerin yeni pazarlara girmesine, piyasaya yeni ürünler sürmesine ve operasyonlarını profesyonelleştirmesine yardımcı olabilir.

Gelir Artışı: İşletmeler, bir başka şahıs yahut şirketle ortaklık kurarak tamamlayıcı ürün ve hizmetler sunabilir. Bu yeni girdi, kurumların gelir akışlarını pozitif yönde etkileyebilir. Örneğin, bir hazır giyim mağazası, eşleşen aksesuarları satmak için bir kuyumcuyla ortak olabilir. İşletmeler mevcut ürünlerini bir araya getirip yeni bir formatta sunarak satışlarını ve dolayısıyla gelirlerini artırabilir.

Sağlam Bir Temel: Ortaklık Sözleşmesi

İyi bir iş ortaklığı akti, iki veya daha fazla taraf arasında bir iş birliği ya da ortaklık kurulması için hazırlanan resmi bir belgedir. Bu mukavele, iş ortakları arasındaki hak ve sorumlulukları, iş birliği koşullarını, iş yükü dağılımını, kâr paylaşımını, iş birliği süresini ve diğer pek çok detayı belirleyen olmazsa olmaz bir anlaşmadır.

Bu belgeler, ortaklar arasındaki ilişkiyi kanuni bir temele oturtur ve sözleşmede yer alan hükümler, ortaklığın çıkarlarını korumak ve potansiyel anlaşmazlıkları önlemek için tasarlanır. Anlaşma, tarafların iş birliğinin başarıya ulaşması için gerekli şartları belirleyerek iş ortaklarının hak ve sorumluluklarını netleştirir. İş ortaklığı sözleşmeleri, ortakların iş birliğinin her aşamasında uymaları gereken kuralları belirleyerek ortaklığı güvenli ve sürdürülebilir bir temele oturtur.

İyi hazırlanmış bir anlaşmaya sahip olmak, başarılı bir ortaklık için hayati önem taşır. Bu sözleşme, öncelikle bütün ortakların müşterek bir hedef doğrultusunda uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlar ve ortaklık için beklentileri ve yönergeleri belirler. Ayrıca rolleri, sorumlulukları, karar alma süreçlerini ve uyuşmazlık çözüm mekanizmalarını net bir şekilde belirleyerek ortaklar arasındaki yanlış anlaşılmaları ve çatışmaları önlemeye yardımcı olur. Bununla birlikte, özellikle kâr paylaşımı düzenlemeleri konusunda her bir ortağın haklarını açık bir şekilde belirleyerek tarafların çıkarlarını korur. Son olarak, ortaklık anlaşması, karar verme süreci ve çatışma çözümü için bir çerçeve sağlayarak kararların şeffaf ve adil bir şekilde alınmasını ve anlaşmazlıkların verimli bir şekilde çözülmesini sağlar.

Bu ve benzeri pek çok nedenle ortaklık sözleşmesi, temel dini kaynaklarımızın da sosyal hayatın düzenlenmesi için üzerinde ısrarla durduğu, oldukça önemli bir faktördür.

Ortaklık Sözleşmesi İçin 11 Konu Başlığı

İyi hazırlanmış bir ortaklık sözleşmesinde pek çok başlık bulunabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Amaç ve hedefler
  • Gizlilik
  • Kâr paylaşımı
  • Karar alma süreci
  • Ortaklık yapısı
  • Ortaklıktan çık(artıl)ma şartları ve yöntemi
  • Sorumluluklar
  • Sözleşmenin süresi
  • Tasfiye kararı ve yöntemi
  • Uyuşmazlık çözümü ve arabuluculuk
  • Yeni ortak alma şartları ve yöntemi
Kur’ani Üç Öğüt: Kaydedin, Yazın, Yazdırın!

İslam dini, toplumsal hayatın düzenlenmesinde sözleşmelerin önemine vurgu yapar. İş ortaklığı sözleşmesi de bu kapsamda yer alır ve İslam’ın bu konudaki öğretileri doğrultusunda hazırlanması gerekir. İslami öğretilere göre, bir sözleşme adaleti tesis etmeli, tarafların haklarını korumalı ve anlaşmazlıkların çözümü için uygun mekanizmaları içermelidir. Bu sebeple, İslami hassasiyetle hazırlanmış bir iş ortaklığı sözleşmesi, taraflar arasında adil bir ortaklık oluşmasına yardım eder.

Kur’an-ı Kerim, doğruluğu ve yükümlülüklerin hassasiyetle yerine getirilmesini teşvik ederken; hile ve aldatıcılıktan kaçınılması gerektiğini vurgular. Yüce kitabımızda, kimi zaman doğrudan kimi zaman da dolaylı olarak, ticari ilişkilere ve ortaklığa değinen bölümlere rastlarız. Bu hususta dikkat çeken ayetlerin başında, müdayene (ödünç alıp verme) ayeti olarak da bilinen Bakara Sûresi’nin 282. ayeti gelir.

Kur’an-ı Kerim’in en uzun ayeti olan bu ayette Cenabıhak; borçların kaydedilmesini, ilgili tarafların bu kaydı doğruluğuyla bilinen bir kâtibe yazdırmasını ve en az iki kişinin bu alışverişe şahit tutulmasını emreder. Ayrıca, tanıkların çağrıldıklarında şahitlikten kaçınmamasını ve kâtibin de şahidin de kesinlikle mağdur edilmemesini buyurur. Allah Teâlâ böylelikle biz kullarına en uygun tutumu öğrettiğine ve kendi katında bu şekilde davranmanın daha makbul olduğuna dikkat çeker. Prof. Dr. Suat Yıldırım, bu ayetin adeta noterlik kurumunu tesis ettiğini öne sürerek şunları ekler: “Okuma yazma bilenlerin bile son derece az olduğu, yazı malzemesi olarak kâğıdın bile bulunmadığı bir ortamda, çok ileri medenî toplumlarda ihtiyaç duyulacak kurumları başlatmak, Kur’ân’ın evrensel boyutunun delillerinden biridir.”

Ayette geçen “kaydedin”, “yazsın”, “yazdırsın” gibi fiiller, kaydın/şahitliğin çift yönlü olarak yapılmasını vurgulaması açısından son derece önemlidir. Ayrıca vadeli borçlanma gibi “tali” bir konuya Kur’an’ın verdiği bu önem, ticari ilişkiler ve ortaklıklar açısından ayrıca önemlidir.

“onların çoğu birbirlerine haksızlık ederler!”

Ticari ilişkilerde yapılan haksızlıkları vurgulayan aşağıdaki ayet de oldukça çarpıcıdır: “…Zaten malda ortak olanların çoğu birbirlerine haksızlık ederler. Ancak gerçekten iman edip makbul ve güzel davranışlarda bulunanlar böyle yapmazlar. Onlar da o kadar azdır ki!” (Sâd Sûresi, 38/24) Önce haksızlıkların çokluğuna dikkat çeken Kur’an, gerçekten iman edip makbul ve güzel davranışlarda bulunanların bu hak ve adalete aykırı hareket etmeyeceğini vurguluyor. Hâl böyle olunca bize defterlerimizden haksızlığı silmek, “iman eden” ve “makbul ve güzel” davranışlarda bulunan kimseler olmak kalıyor.

Hz. Musa’nın hayat hikâyesinin anlatıldığı Kasas Sûresi’nin 28. ayeti de hakkaniyetli bir anlaşmaya dair ipuçları vermektedir. Bir önceki ayette Hz. Şuayb, kızlarından birini sekiz yıl yanında çalışması şartıyla Hz. Musa ile evlendirmek istediğini söyleyince Hz. Musa, sırasıyla bunun ikilinin arasında “bir sözleşme olduğunu”, “anlaşmanın şartlarını yerine getirmesi hâlinde buna itiraz edilemeyeceğini” ve “bu aktin şahidinin bizzat Cenabıhak olduğunu” ifade ederek nitelikli bir mukavelenin özelliklerini vermiştir. Her ikisi de güvenilirliğiyle şöhret bulmuş, birisi peygamber diğeri peygamber adayı bu iki kişinin, sözleşmelerine Allah’ı şahit tutmaları, ayrıca dikkate değerdir.

Ortaklık Kültürü ve Strateji

Ortaklık kültürü, bir organizasyonun içinde çalışan insanların birbirleriyle iş birliği yapmalarına, güvene dayalı ilişkiler kurmalarına ve ortak hedeflere ulaşmak için birlikte çalışmalarına dayanan bir işletme kültürüdür. Bireysel rekabeti değil; iş birliğini benimseyen bu yaklaşım, çalışma ortamının verimliliğini artırırken bir yandan da ortak hedeflere ulaşmayı kolaylaştırır. CBC ve NBC yapımlarına imza atan belgesel yapımcıları Michael McCann ve Bob Faw, ünlü “Creating Passion for Change” (Değişim Tutkusu Yaratmak) konuşmalarında stratejilerin sadece %1’inin planlama aşamasından oluştuğunu, geri kalan %99’unun günlük kararlardan kaynaklandığını belirtir. Bu açıdan bakıldığında, ortaklık kararlarının stratejik planlamayla uyumlu olmasının önemi daha iyi anlaşılır. Eğer ortaklık kültürü, başta belirlenen stratejilerle aynı doğrultuda değilse, kültürün etkisi genellikle daha ağır basar ve stratejiler başarısız olma eğilimi gösterir.

Bu gerçeği güzel bir şekilde özetleyen Peter Drucker, “Kültür, stratejiyi kahvaltı niyetine yer.” sözüyle bu konuya dikkat çekmiştir.

Başarılı Örnekler Yol Gösterebilir

Karşılıklı fayda sağlamak için birbirlerinin güçlü yönlerinden yararlanan ve “stratejiyi kültüre yedirmeyen” başarılı örnekleri incelemek, ortaklığı düşünen yahut ortaklığa yeni adım atanlar için yol gösterici olabilir. Starbucks ve Barnes&Noble arasındaki ortaklık, bunun için iyi bir örnektir. Starbucks, 1990’larda Barnes&Noble kitapçılarının içinde kahve dükkânları açmaya başladı ve bu, şirketin kitabevlerinde vakit geçirmekten hoşlananlardan oluşan yeni bir kitleye ulaşmasını sağladı. Barnes&Noble ise bu ortaklıktan müşteri trafiğini artırarak kazançlı çıktı.

Başarılı bir ortaklığın bir diğer örneği, Uber ve Spotify arasındaki iş birliğidir. 2014 yılında iki şirket, sürücülerin Spotify uygulamasını kullanarak Uber yolculukları sırasında müziği kontrol etmelerine izin vermek için ortaklık kurdu. Ortaklık, her iki şirketin de müşterilerine daha kişiselleştirilmiş ve keyifli bir deneyim sunmasına olanak sağladığı için başarılı oldu.

Son örnek iki dev şirketten. Google ve Walmart 2017’de, Walmart müşterilerinin Google Asistan’ı kullanarak ürün sipariş etmesine imkân tanıyan bir ortaklık kurdu. Bu iş birliği, her iki şirketin de birbirinin güçlü yönlerinden yararlanmasını ve kârlılıklarının artmasını sağladı.

Bununla birlikte, bütün ortaklıklar her zaman yukarıdaki örneklerdeki gibi başarılı olamayabilir. Taraflar zamanla başarılarını olumsuz yönde etkileyebilecek iletişim kazaları, mali anlaşmazlıklar ve güven problemleri gibi bir dizi zorlukla karşı karşıya kalabilir. Söz konusu güçlükler çatışmaya, kırgınlığa ve hatta bazı durumlarda yasal anlaşmazlıklara yol açarak ortaklıkları riske atabilir. Belirli aralıklarla yapılacak değerlendirme istişareleriyle bu türlü problemlerin önünü almak mümkündür.

Değerlendirme Toplantıları

Ortaklıkların düzenli olarak değerlendirilmesi, işletmelerin ortaklıktan hâlâ fayda sağladıklarından emin olmaları açısından önemlidir. İşletmeler, ortaklıkları değerlendirerek iyileştirme alanlarını belirleyebilir, riskleri azaltabilir ve gerekirse ortaklıkta değişiklikler yapabilir. Bu değerlendirme toplantıları, işletmelerin büyüme fırsatlarını belirlemesine ve ortaya çıkması muhtemel zorlukları ele almasına yardımcı olur.

Ortaklık beklenen faydaları sağlamıyorsa, işletmelerin ortaklık anlaşmasının şartlarını yeniden gözden geçirmesi hatta bazı durumlarda ortaklığı sonlandırmak için adımlar atması gerekebilir. Atılacak bütün bu adımlar, ortaklık performansının çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesine ve ortaklığın hâlâ işletmenin hedefleriyle uyumlu olup olmadığının ortaya konulmasına bağladır.

Ortaklığın Sonu

İnsanlar gibi işletmeler ve ortaklıklar da bir yaşam döngüsünden geçer. Bu döngünün başlangıcına tıpkı hayatın ilk safhalarında olduğu gibi coşku ve iyi niyet eşlik eder. Derken büyüme dönemi başlar. Bu dönem, ortaklıklar için bir deneme ve öğrenme dönemidir. Ergenlik döneminde ortaklıklar, genellikle tutku ve hırsla yürütülür. Nihayet ortaklıklar, büyümelerini yönetecekleri olgunluk devrine girerler. Bu aşama, ortakların ekseriyetle istikrar ve güvenliğe odaklandığı, insanların orta yaşlı yıllarına benzer.

Ancak insanlar gibi, işletmeler ve ortaklıklar da günün birinde yaşam döngülerinin sonuna gelir. Bu, pazar koşulları, talep azlığı veya ortaklar arasındaki huzursuzluklar da dahil olmak üzere, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Her ne sebeple olursa olsun, bir iş ortaklığının ölümü, hele ortaklık uzun süredir devam ediyorsa, ilgili bütün taraflar için oldukça zor ve duygusal bir süreçtir. Bu nedenle ortakların süreci özen ve profesyonellikle ele almaları önemlidir. Bu süreçte iletişimin rolü çok büyüktür ve her iki taraf da kaliteli bir iletişim için elinden gelen çabayı göstermelidir. Süreci dikkatle ele alarak hem itibarın hem de diğer paydaşlarla olan ilişkilerin zedelenmesinin önü alınabilir.

Sürdürülebilir Bir Ortaklık İçin 11 Altın Kural
  • Daha baştan bir çıkış stratejisi geliştirin.
  • Yazılı kültürün gücüne inanın.
  • Ortak vizyon ve hedeflere sahip olduğunuzdan emin olun.
  • Eylem ve kararlarınız için hesap vermekten çekinmeyin.
  • Rol ve sorumlulukları net bir şekilde tanımlayın.
  • Gerektiğinde taviz vermeyi bilin.
  • Açık ve dürüst bir iletişim kanalı oluşturun.
  • İstişare yapın ve alınan kararlara riayet edin.
  • Karşılıklı saygı ve güvene emek verin.
  • Uyuşmazlıklarda, arabulucuların önerilerini dikkate alın.
  • Başarılarınızı ödüllendirin.

Haber bültenine abone olun.

En son haberler, teklifler ve özel duyurulardan haberdar olmak için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen isminizi yazın

Bu hafta en çok okunanlar