Yüsra Mesude Arslan
Yunanistan’da yaşamaya başladığım ilk günlerde duymuştum “siesta” kelimesini. Yunancada “mesimeri” olarak da bilinen siesta, öğle saatlerinde istirahat etmek anlamına geliyor. 14:00 ila 17:00 arasında birçok dükkân, ofis ve işletme kapanıyor; her kapının arkasına tatlı bir sessizlik saklanıyor sanki. Gürültü yapmak, yüksek sesle müzik dinlemek veya sokakta tantanalı aktivitelerde bulunmak hoş karşılanmıyor. Hatta bunu yapan insanlar polise şikâyet bile edilebiliyor. Zamanın âdeta durduğu bu süre zarfında, şehir içi toplu taşıma araçları seyrekleşiyor, yerel restoranlar hizmet vermiyor.
Gün ortasında bütün ülkenin üç saatlik bir mola vermesini önceleri garipsemiştim. Ancak yaz gelince bütün taşlar yerine oturdu. Kısa bir öğle uykusuyla bedeni ve ruhu resetleyince günün kalan saatlerini çok daha enerjik geçirebiliyorsunuz. Ağır ağır inen göz kapaklarına, çalışmamak için direnen zihne eziyet etmeye ne hacet! Belki de tek ihtiyacımız minik bir şekerlemedir.
Basit bir araştırma yapınca siestanın Latince “hora sexta” ifadesinden türediğini öğrendim. “Altıncı saat” anlamına gelen bu kullanım, gün doğumundan sonraki altıncı saati ifade ediyor. Bu da yaklaşık olarak öğle vaktine denk geliyor.
öğle saatlerinin Kurtarıcısı
Siesta kültürünün dünya genelinde birçok ülkede yeri var. En yaygın olarak İspanya, Yunanistan, İtalya, Portekiz ve bazı Latin Amerika ülkelerinde uygulanıyor. Bu uykunun günlük akışa eklenmesindeki en önemli etken, iklim. Yaz aylarını çok sıcak geçiren bölgelerde öğle saatleri kavurucu hâle gelebiliyor. Güneş ışınlarının yeryüzüne dik açıyla ulaştığı bu zaman diliminde dışarıda çalışmak neredeyse imkânsızlaşıyor. İşte tam bu noktada o devreye giriyor: siesta! Vücudun dinlenmesine fırsat veren bu küçük kaçamak, özellikle erken saatlerde işe başlayanlar için olmazsa olmaz.
Yapılan araştırmalar, siestanın konsantrasyonu artırdığını ve bilişsel işlevlerin gelişimine katkıda bulunduğunu gösteriyor. Düzenli olarak kısa öğle uykusuna yatan kişilerin kalp hastalığı riskinin azaldığı ve genel sağlık durumlarının iyileştiği de gözlemlenmiş.
Yunanistan’da siesta, sadece bireysel bir dinlenme değil. Ailenin ve arkadaşların bir araya gelip yemek yediği, sonra da herkesin köşesine çekilip biraz kestirdiği sosyal bir gelenek.
Arapça bir kelime olan “kaylule” de öğle vakti yapılan kısa uyku anlamına geliyor. Peygamber Efendimizin sünnetlerinden biri olarak biliniyor ve Müslümanlar arasında, özellikle sıcak bölgelerde hâlâ yaygın.
Enes bin Mâlik’ten rivayet edildiğine göre, Efendimiz öğle namazını kıldıktan sonra kaylule yaparmış. Onun her söz ve hareketinin hikmetine iman etmiş insanlar olarak bu rutini denemeye ne dersiniz?
kaylule için ipuçları
Uygun bir ortam bulun: Kaylule yapacağınız ortamın sessiz ve karanlık olmasına özen gösterin.
Zamanlamaya dikkat edin: Adı üstünde: kısa uyku! Ayırdığınız süre, dinlenmenize yetecek kadar uzun, uykuya çok derin dalmanıza engel olacak kadar kısa olmalı. Bu, genellikle 15-30 dakika arası olarak ifade ediliyor.
Bir rutin oluşturun: Siestaya yatmadan önce bir rutin oluşturarak bedeninizi uykuya hazırlamayı deneyin.
Siesta sonrası için hazırlık yapın: Uyanınca direkt olarak yoğun işlere başlamak yerine kendinize birkaç dakika ayırın. Bir bardak su içmek veya kısa bir yürüyüş yapmak gibi hafif aktivitelerle günün geri kalanına hazırlanın.