Neva Özgün
Türk toplumlarında bebeklerin doğduktan sonra tuzlanması geleneğini hep garip karşılamışımdır. Nereden geldiğini sorguladığımda mantıklı bir açıklama ile hiç karşılaşmadım. Ama çevremde hâlâ bebekler tuzlanmaya devam ediyor. Dünyanın pek çok yerinde bunun gibi ilginç âdetler, gelenekler ya da festival olarak adlandırılan alışkanlıklar var. Öyle ki bizim geleneğimizdeki bebek tuzlama âdetini unutturacak cinsten. Gelenek dediğimiz şeyi anlamaya çalışmamak gerek zannediyorum. Yeni nesillere tuhaf gelmesine rağmen ısrarla yaşatılmaya devam edildiğine göre vardır bir sebeb-i hikmeti!
BEBEKLERİN ÜZERİNDEN ATLAYAN İSPANYOLLAR
Bebeklere uygulanan âdetlere birçok kültürde olduğu gibi İspanya’da da rastlıyoruz. El Colacho isimli “bebek üzerinden atlama festivali” 1620 yılından bu yana her yıl haziran ayında düzenleniyor. Geleneğe göre festival günü “El Colacho” olarak adlandırılan bir erkek, “şeytan kostümü” giyiyor. Sokak boyunca serilen yatakların üzerine özenle giydirilmiş olan bir yaşındaki bebekler yerleştiriliyor. Şeytan kostümü giyen kişi sırayla bebeklerin üzerinden atlıyor. Bu geleneğin bebeklere hayat boyu sağlık ve şans getirdiğine inanılıyor.
ÖLÜLERLE DANS EDEN MADAGASKARLILAR
Bu gelenek tuhaflığından çok insanı ürkütüyor desek daha doğru olur. Ölüleriyle dans eden bir halk. İnanılır gibi değil! Her yıl düzenlenen “Famadihana” isimli bu festivalde aileler vefat eden yakınlarını mezarlarından çıkarıyor ve müzikler eşliğinde tabutlarını omza alarak onlarla dans ediyor. Yakınlarını mezardan çıkartmaları yeterince ürkütücüyken bir de üstüne onlarla dans etmeleri oldukça korkutucu. Belirli bir kabile tarafından uygulanan bu geleneğin ölen kişileri anmak ve ruhlarını onurlandırmak için yapıldığı söyleniyor.
KIRIK TABAK FIRLATAN DANİMARKALILAR
Bilinenin aksine, Yunanistan’dan daha çok tabak kırmayı seven bir ülke var: Danimarka. Kırık tabak Danimarka halkı için iyi şans demek. Yıl boyunca evlerinde kırılan her türlü porselen, yemek gereçlerini biriktiren Danimarkalılar, yılbaşı gecesinde bu kırık porselenleri sevdiklerinin evlerine fırlatıyor. Bu geleneğin sevdiklerine şans getirdiğine inanıyorlar.
KIŞ MEVSİMİNİN İKONİK PARÇASI: PELERİN
Kış koleksiyonlarının en farklı stil parçalarından biri pelerinler. Soğuk havalarda tarz duruşundan ödün vermeyenler için dolaplarda mutlaka olması gereken parçalardan. Çünkü soğuk kış günlerinde ikonik olmanın en sıcak yolu pelerinlerden geçiyor.
BOL PANTOLON
ÇİFT TARAFLI PELERİN
Soğuk havalara meydan okumak aynı zamanda salaş görünüm ile bohem bir tavra bürünmek için pelerinlerinizi bol pantolonla kombinleyebilirsiniz. Ayak bileklerine kadar uzanan pelerininiz, süet çizme ve büyük kol çantasıyla sizi bir anda farklı bir tarza büründürecektir.
KLOŞ ETEK YÜN PELERİN
Kışın en favori kombinlerinden biri de kloş etek ve pelerin birlikteliği. Fakat bu kombinin püf noktası bir panço edasıyla omuzlarınızdan aşağı dökülen pelerininizi, kalça hizasında bırakmanız. Ayrıca kullandığınız kloş eteğiniz yüksek bel olmalı. Eteğin üzerinize giyeceğiniz trikoların uçları ise yine eteğin içinde kalmalı. Böylelikle ince ve uzun bir görünüm sağlamış olursunuz.
KALEM ELBİSE
YELEK PELERİN
Kış koleksiyonlarında oldukça sık gördüğümüz dar kalıplara sahip triko elbiselere vücut hatlarını biraz öne çıkardığından dolayı tereddütle yaklaşılırız genellikle. Bu parçaları en kolay nasıl kombinlerim derseniz yelek formlu pelerinlerle gönül rahatlığıyla giyebilirsiniz.
Ayrac
İŞİN ASLI, JUDİT VE SONRASI
SANDOR MARAI
Peter, Ilonka ve Judit. Üç insan, tek bir olay. Tarafların gözünden okuduğumuz üç ayrı bölüm. Her bölüm farklı duygular barındıran bir anlatım. İki ayrı evlilik yaşayan Peter’in aşk üçgeni hikâyesini okuyacağınızı düşündüğünüz kitap çok başka boyutlara evriliyor. Yazar, bir yandan topluma, sınıfsal ayrılıklara, kadın erkek ilişkilerine dair etkileyici analizler yaparken diğer yandan Macaristan’da var olan sosyokültürel farklılıkları ve savaşı anlatıyor. “Orta Avrupa’nın burjuva dünyası sessizce çökerken tutku, özlem ve gelip geçicilikle sarmalanmış bir hikâyenin keskin köşelerinde yalnızlıkla sınanan iki kadın ve bir adam: Gerçek aşk daima ölümcül müdür?”
BİR SÖZ
Herhangi bir yaşam, istediği kadar uzun olsun, “tek bir an”dan oluşur aslında kişinin kim olduğunu keşfettiği andan!
(Jorge Luis Borges)
Bir kelime: AHESTE
Usul usul, sakin, yavaş anlamlarına gelir. Dilimize Farsçadan geçmiştir. “Zaman kalburu işini bilir. Kendisine tevdi olunan her kıymeti, bıkıp usanmadan aheste aheste eler durur. Düşene dur demez, kalanı da silkip atar. Dökülen dökülür, kalan kalır…” (Samiha Ayverdi)
BİR BİLGİ
2023 Nobel Tıp Ödülü, mRNA içerikli Covid-19 aşısının geliştirilmesini sağlayan çalışmalara imza atan Macar asıllı bilim insanı Katalin Kariko ve ABD’li bilim insanı Drew Weissman’a verildi. Fizik ödülü, maddedeki elektron dinamikleriyle ilgili çalışmalarından dolayı bilim insanları Pierre Agostini, Ferenc Krausz ve Anne L’Hullier’in oldu. Nobel Edebiyat Ödülü’nü ise Norveçli yazar Jon Olav Fosse kazandı.