Esra Büyükcombak
Sıcak havalarda, genellikle açık alanda vakit geçirmeyi tercih ederiz. Bahçelerde, balkonlarda, pikniklerde ya da ormanlarda geçireceğimiz süre, havaların sıcaklığıyla doğru orantılıdır. Bu alanlar ise sivrisineklerin en çok sevdiği yerlerin başında gelir.
Sıcak akşamüstlerinde ve rüzgârsız zamanlarda pusuya yatan bu kanatlı haşereler, bebeklerden ihtiyarlara kadar hemen her yaş grubundan insanın “açık hava” hevesini kursağında bırakabilir. İşte hepimizi “delik-deşik eden” ve ikindi çaylarımızı kâbusa çeviren vızıltılı böcek hakkında bilmemiz gerekenler…
Neden Kaşınırız?
Dişi sivrisinekler, ısıracakları noktayı seçmekte oldukça mahirdirler. Öncelikle bütün vücudu tarar ve kılcal damarların bulunduğu bölgelere odaklanmaya çalışırlar. Çünkü bu alanlar, derinin hemen altından kanın daha büyük damarlara iletildiği yerlerdir. Üstelik kan dolaşım sisteminin en uç noktalarıdır.
Saldıracakları hedefi tespit eden dişi sivrisinekler, hemen harekete geçer. Protein ve antikoagülan (pıhtı önleyici) içeren özel bir sıvıyı, hedef kişinin derisinin altına bırakır. Bu sıvı, vücudun bağışıklık sistemi tarafından yabancı madde olarak algılanır ve ısırılan bölgede, bu maddeye tepki olarak sıcaklık artışı meydana gelir. Sonuçta da kaşınma duygusu ortaya çıkar.
Kimleri Isırırlar?
Hepimiz, sivrisineklerin bazı insanları daha fazla ısırdığına şahit olmuşuzdur. Peki ama neden? Sivrisinekler, cinsiyet konusunda oldukça seçicidirler ve erkekleri, kadınlara nazaran daha fazla ısırırlar. Bu seçicilikleri kan grupları söz konusu olduğunda da geçerlidir. Sivrisinekler, 0 (sıfır) kan grubunu, diğer bütün gruplardan daha çok severler. Yapılan araştırmalar, sivrisinekler tarafından en fazla tercih edilen diğer iki kan grubunun, sırasıyla, B ve A grubu olduğunu ortaya koyuyor.
Metabolizması hızlı çalışan insanlar da sivrisineklerin hedefleri arasında. Çünkü hızlı metabolizmaya sahip insanlar, daha fazla soluk alıp veriyor ve dolayısıyla daha fazla karbondioksit salgılıyor. Kişi, ne kadar çok karbondioksit salgılarsa sivrisinekler için o kadar cazip bir hedef hâline geliyor. Söz gelimi, kısa süre önce spor yapan insanlar, sivrisineklerin dikkatini daha fazla çekebiliyor. Ayrıca vücut ısısı yüksek olan, sık terleyen ve ürik asit ve amonyak kokusu yayan kişiler de sivrisinekler için oldukça cazip hedefler arasında yer alıyor.
Nasıl Korunabiliriz?
Sivrisineklerden korunmanın pek çok yolu var. Yatarken uzun pijamalar ve gecelikler giymek, cildinizi bu ısırıcı böceklerden korumanın etkili bir yoludur. Ayrıca, sivrisinek kovucular kullanarak da bu haşerelerden uzak durabilirsiniz. Kovucuların etkisini artırmak için, talimatlara uygun olarak uygulamak önemlidir. Siyah başta olmak üzere koyu renkli giysiler sivrisinekleri çektiği için, daha açık renkli kıyafetler tercih edebilirsiniz.
Sivrisineklerle aranıza mesafe koymanın bir diğer yolu da kişisel hijyene dikkat etmektir. Sık sık abdest almak, fırsat buldukça banyo yapmak, terli ve nemli kalmamaya dikkat etmek sivrisinekleri kendinizden uzak tutmanıza yardımcı olabilir. Sabahın erken saatlerinde, akşamüstlerinde ve gece vakitlerinde dışarıda geçirilen zamanı kısıtlamak da bu böceklerle karşılaşma riskinizi azaltır. Ayrıca, kapı ve pencerelere sineklik takarak sivrisineklerin eve girmesini engelleyebilirsiniz.
Isırıldıktan Sonra Ne Yapabiliriz?
- Isırılan bölgeye, kısa aralıklarla, buz kompresi veya soğuk/ıslak kompres uygulayın.
- Isırılan alanı dezenfektan ile temizleyin. Bu yöntem, kaşıntıyı hafifletmenin en etkili yollarından biridir.
- Kaşımaktan kaçının. Kaşımak şişliğe, cilt tahrişine ve enfeksiyon riskine yol açabilir.
- Ciltte başka bir yaralanma yoksa bal, karbonatlı su, fesleğen veya elma sirkesi kompresi uygulayın.
- Çoğu sivrisinek ısırığı bir-iki gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak, ısırık iyileşmezse veya ateş, baş ağrısı, titreme gibi belirtiler ortaya çıkarsa doktorunuza başvurun.