Berfin Özden
Kapısından girer girmez sizi saran; gözünüze şenlik, içinize ferahlık veren pek çok ev görmüşsünüzdür. Hatta mahir mimarların elinden çıkan bu türlü yapıların kıskançlık damarlarınızı kabarttığı da olmuştur. Öte yandan, size tamamen zıt hisler yaşatacak meskenlerin sayısı da hiç az değil. Öyle ki bu konutlardan bazıları, mimar ya da müteahhitlerinin ne düşünerek böyle bir tercihte bulunduklarını sorgulatır. Gün görmez köşelerle, ne koysanız yakışmaz odalarla, uzun ince koridorlarla, ölü alanlarla dolu bu “mimari yapıt”lar, hane sakinlerine de misafirlere de ızdırap verir.
Neyse ki bu olumsuz özelliklerin -hiç değilse- bazılarıyla baş etmek mümkün. İç mekân tasarımcılarının, ölü alanları nasıl canlandırdığını ve tuhaf noktaları nasıl şık ve kullanışlı hâle getirdiğini öğrenmek istiyorsanız size birkaç önerim var.
Kapı Arkaları
Kapılarınızın ardında kalan bölümler, çoğu kere garip ve çıplak görünür. Bu alanları değerlendirmenin pek çok yolu var. Kısa bir konsol masası ve uzun bir ayna ekleyerek bu bölgeleri işe giderken son rötuşları yapabileceğiniz veya çantanızı, ceketinizi, anahtarlarınızı asabileceğiniz bir yere dönüştürebilirsiniz. Alanı hacimsiz bitkilerle, duvar saatiyle, biblolarınızı dizebileceğiniz raflarla ya da çocuklarınızın fotoğraflarıyla değerlendirmek de iyi bir fikirdir.
Kapınızın arkasına, notlarınızı yazabileceğiniz beyaz bir tahta asmayı da düşünebilirsiniz. Böylelikle israf edilen bu bölgeyi, sıcacık yuvanızın odak noktası hâline getirmiş olursunuz. Sizden sonra çıkacak olan eşinize sevgi dolu notlar yazabilme lüksü de cabası!
Merdiven Altı Boşlukları
Evinizde hatırı sayılır bir yer işgal eden ve pek de kullanışlı görünmeyen merdiven altları, aslında bütün bütün kullanışsız değildir. Gözünüzü tırmalayan bu elverişsiz bölgeleri, metal ayaklı şık bir puf koltukla, lake bir portmantoyla ya da düşer kapaklı bir ayakkabılıkla değerlendirebilirsiniz. Bu bölümü uygun depolama çözümleriyle kışlıklarınız için “merdiven altı” bir gardıroba da dönüştürebilirsiniz.
Duvar Girintileri
İki duvar arasında kalan “o tuhaf bölüm” bazen can sıkıcı olabilir. Ancak bu sevimsiz alan, çalışma köşesi kurmak için harika bir yerdir. İki duvarın arasına bir masa ya da masa görevi görecek bir ahşap plaka yerleştirin. Ardından duvarı gözünüzü yormayacak bir malzemeyle kaplayın. Masanın üzerine, kitaplarınızı koyabileceğiniz bir raf ve küçük bir led lamba ekleyerek sıcak ve davetkâr bir çalışma alanı oluşturabilirsiniz.
Kalorifer Petekleri
Art Nouveau döneminden kalma işlemeli bir kalorifer peteği değilse radyatörünüz her fark ettiğinizde canınızı sıkacaktır. Sonsuza kadar onu görmezden gelemeyeceğinize göre en iyisi kolları sıvamak ve peteklerinizi ahşap radyatör kapatıcılarla gizlemektir. Görünmez kaloriferinizin üzerine el emeği göz nuru sanat eserlerinizi, yağlı boya tablolarınızı ya da aile fotoğraflarınızı yerleştirebilirsiniz. Gümüş kâse ve sarkıtlar, küreler ve kelebekler de sıklıkla gözden kaçan bu bölgeleri süslemek için birebirdir.
Cumbalı Köşeler
Odanızı ışıkla doldurduğu için cumbalı pencereleri seviyor olabilirsiniz; ama oluşturduğu boşluktan hoşlanmadığınıza bahse girerim! Oysa bu alanlar, sıcak okuma köşelerine dönüşmeyi bekleyen saklı cennetlerdir. Rahat bir okuma koltuğu, yanına yerleştireceğiniz küçük bir masa ve kaliteli bir okuma lambası ile bu bölgeleri tadına doyum olmaz okumalar yapacağınız bir nokta hâline getirebilirsiniz. Bu manzaralı köşeler hem odanın geri kalanı rahat rahat kullanmanızı sağlar hem de günlük dua ve zikirlerinizi gönül huzuruyla yapmanıza imkân tanır.