Fatma Salmanoglu
Toplum olarak karşılaştığımız sıkıntılar karşısında bana iyi gelen bir teselli mekanizmam var. Tarihin tozlu raflarından birini çekip alıyor, yanı başıma oturtuyorum ve soruyorum kendisine: “Sen neler yaşadın? Biraz da sen anlat.” Kederli bakışlarıyla yanıma oturan şahıslar, az da olsa su serpiyorlar içime. Anlat dediğim muhteremler, konuşmaya bir başladı mı susmak bilmiyor genellikle. Dert adamı söyletir derler ya o hesap! Anlattıkça anlatıyorlar uğradıkları haksızlıkları, yaşadıkları cefaları. Latife bir yana, kendimi yalnız ve dışlanmış hissettiğim zamanlar, özellikle açıp bazı büyük isimlerin hayatlarını okuyorum. Neler yaşamışlar, neler kaleme almışlar bir bir araştırıyorum. Eserleri filmlere ilham olan büyük isimler bunlar; alimler, filozoflar, yazarlar…
Sonra, bugün yaşıyor olsalardı diye düşünüyorum. Acaba bozuk ve adaletsiz bir sistemin karşısında, bizimle aynı safta, omuz omuza çarpışırlar mıydı dönemlerinde çarpıştıkları gibi? Yaşasalardı, bugünkü sorunları da kendi dönemlerinde mücadele ettikleri problemler gibi kendilerine dert edinirler miydi?
